Elitler Sınıfı - Cilt 12 - Bölüm 16 - Radarları Açmak
Cilt 12 – Bölüm 16 – Radarları Açmak
Tahmin ettiğimizden de bir tık uzun zaman alsa da, Tom Yum Goong’u başarıyla yapabildim.
Sıra geldi, Amasawa’nın yemeğin tadına bakmasına.
Daha yeni tanıştığım bir kıza ev yemeği yapıp yedireceğim aklımın ucundan geçmezdi.
Tom Yum Goong’u masaya bırakıp mutfaktan elma alarak odaya geri döndüm.
Amasawa’nın önünde küçük bıçakla yeteneklerimi sergilemem şart galiba.
“Normalde mutfak bıçağıyla elma soyarım, garipseme diye söylüyorum─”
Kendi yalanımı desteklemek için elmayı soyarken birkaç söz söyledim.
“Harikulade~ Harika! Mükemmelsin! Bıçağı tutuşundan bile benden 10 puan aldın, senpai!”
Usta gibi gözükmesem de, ilk kez eline bıçak almış birisi gibi de gözükmüyordum.
Elmayı soyduktan sonra dilimleyip önüne koydum.
“Tom Yum Goong denince akla, kişniş gelir. Sen sevmiyorsun galiba kişnişi?”
Kişniş, bana aldırdığı malzemeler içinde yoktu.
“Severim ki? Kişnişi alsaydık, sen hemen hangi yemeği yaptıracağımı tahmin ederdin.”
Özellikle kişnişi aldırmayarak beni zora sokuyordu; kısacası, ona hile yapamayayım diye birkaç önlem almış.
Açık vermemek için böyle şeyler yapmasını anlayabiliyorum. Fakat fazla ileri gitti.
“Önce temizlik yapmamın mahsuru yoktur umarım?”
Ayağa kalkıp mutfağa giderken, doğrama tahtası ve az önce elma soyduğum bıçağı kaldırmak için fırsat istedim.
“Hayır, hayır, hayır. Tam önümde oturacaksın ve yargıcın kararını vermesini bekleyeceksin, senpai?”
Sitem ederek oturmamı rica etti.
Ona karşı gelemeyip mutfaktan geri dönerek odaya geçtim.
“Tamamdır, işte oldu! Şimdi bu yemeği mideye gönderme zamanı~”
Amasawa, Tom Yum Goong’dan bir yudum alarak tadına baktı.
Tam karşısında oturarak onun yemek yiyişini izlememi garipsemiyordu. Ben de pek garipsemediğim için, farksız sayılmayız.
Yemeği bitirdikten sonra, Amasawa yüzünde hoşnut bir ifade ile alkış tuttu.
“Ellerine sağlık.”
Birkaç yudum alıp bırakan kızlardan değildi, tabağın tamamını yedi.
İşin ilginç yanı… ona yemeği sunmadan önce tadına baktım. Fakat iyi mi değil mi hiç anlamadım.
Ölçüleri karıştırmadığım için, sorun olmamıştır diye düşünüyorum.
Tabii, Amasawa yeterince iyi değildi derse, bu savaş burada biter ; Mağlup olduğumuz bir savaşa dönüşür.
“Tom Yum Goong─”
Devamını getirmeden önce duraksadı.
“Evet, fena değildi. Mükemmel bir tadı yoktu ama tekrar yiyebileceğim kadar iyi bir tadı vardı.”
Hala asıl konuya gelmedi : testi geçip geçmediğim…
“Eh, şimdilik ben temizleyeyim burayı, olur mu?”
Amasawa kaseyi, kaşığı ve masadaki diğer malzemeleri alıp mutfağa geçti.
Tabakları lavaboya koymak yerine mutfağı baştan sona düzenlemeye başladı.
“Burdan sonrasını ben hallederim.”
“Olur mu öyle şey~ sana zorla yemek yaptıran benim, en azından bu kadarını yapayım, senpai. Sen içeri geç, rahatla. Yemek pişirmek benim harcım değil ama temizlikte çok iyiyimdir. Hep anneme yardım ederdim.”
“Eh, peki madem. Bu arada, anlaşmamız konusunda bir şey demedin?”
Amasawa mutfağı temizlerken sessizleşti. Sadece televizyondaki haber kanalındaki spikerin sesi duyuluyordu.
“Oh, evvet~ Sonucu söylemem gerekiyor değil mi? Biraz kafam karışık sanki~”
Amasawa telefonunu ayna olarak kullanarak sağ at kuyruğundaki tokayı çıkartıp tekrar bağlamaya çalıştı.
Çok geçmeden, saçını bağlamasıyla kararını söyledi.
“Az önce dediğim gibi, fena değildi. Tekniğin berbattı da diyemem iyiydi de diyemem.”
“Fena değildi mi? Çok sert eleştiriyorsun.”
“Eh, ben seçici birisiyim demiştim.”
Amasawa sırıtarak bana baktı.
“Tekrar yemeğinden yemeğe gelip gelemeyeceğim, ne kadar çok çabalayacağına bağlı, Senpai.”
Arada bir uğrayarak yemek pişirmemi isteyeceği kadar başarılı bulmamış demek.
Fena değil demesiyle, testi geçip geçmediğimizi hala anlayamadım.
“O zaman Sudō’nun işi yattı mı demek oluyor?”
Sormakta tereddüt etsem de, sordum.
“Geçtiğini söyleyemiyorum ama yemek pişirebiliyormuşsun. Sana lüks ürünler aldırdım sen de bana ücretsiz yemek pişirdin. Bu çaban için bir şeyler yapabilirim. Senin bu zahmetlerin için, Sudō-senpai ile partner olurum.”
Onu tam olarak hoşnut edemesem de, standartlarını az çok karşıladım demek ki.
Imkansız olacağını düşünmeye başlamışken, iyi bir haber verdi. Derin bir oh çekebilirim.
“Birazdan temizliği bitiriyorum, bekle beni olur mu?”
Mutfağı toplamasını izleyecek değildim, odaya geçip haberleri izlemeye başladım.
Çok geçmeden Amasawa mutfağın durumundan hoşnut bir ifadeyle odaya geldi. Telefonunu çıkartıp uygulamadan Sudō’ya partnerlik isteği gönderip ekranını bana gösterdi. Sudō gün içinde teklifi kabul ettiği an, partnerlikleri kesinleşmiş olacak.
“Sudō şuan kulüple ilgileniyor. Ona sonra kabul etmesini söylerim. Olur değil mi ?”
Tam olarak yalan da sayılmazdı. Şuan telefonu ben de olduğu için, kullanması mümkün değil.
“Olurr~ Neyse, ben daha fazla kalmayayım. Odama dönüyorum, görüşürüz, Ayanokōji-senpai!”
Planımız gayet güzel gitti.
Amasawa tam kapıdan çıkacaktı ki ona seslendim.
“Amasawa, Sudō ile partner olmaya razı olduğun için teşekkürler. Ona ve Horikita’ya büyük bir iyilik yapmış oldun.”
“Evet, evet~ Bana bolca övgü yağdırabilirsiniz, beni pohpohlayın~”
Ayakkabılarını giyerken, gönülsüz cevap verdi.
“Bu arada, sana sormak istediğim bir şey var…”
Tam konuşacaktım ki, Amasawa ayakkabılarını giyip ayağa kalkarak bana dik dik baktı.
“Sınıflarımız arasında aracı olmamı mı istiyorsun?”
Benim dememe izin vermeden sordu. A sınıfına yerleştirilmesi ve bu akademik başarısı, boşa değilmiş.
Tereddüt dahi etmeden doğru düşünebilen birisiymiş.
“Evet, sınıfımızda Sudō gibi partner bulmakta zorlanan arkadaşlarımız var. Bize yardımcı olmak isteyenlerle bizi tanıştırabilirsen, harika olur.”
“Par~don, ama yardımcı olamam.”
Amasawa hafifçe ellerini birleştirip özür diledi. Düşünmeden teklifimi reddetti.
“Ah, sen ya da Horikita-senpai’den yana bir sorun yok. Size güvenebileceğime eminim ama nasıl desem, sınıf arkadaşlarımla samimi değilim. Sizinle tanıştığım gün de yalnızdım, senpai.. hatırlıyorsun değil mi?”
“Evet. Sen bahsedince, hatırladım.”
O sıralar çok fazla öğrenci arkadaşlarıyla birlikteyken, Amasawa avm’de yalnızdı.
“Nazik birisi olmadığımı söylersin şimdi. Ama ne yapayım ben de ağzından hoş söz çıkan birisi değilim. Karakterim böyle olunca, arkadaş edinmek zor oluyor.. anlatabiliyor muyum, senpai. Kusura bakmayın?”
“Yok, önemli değil. Sudō ile partnerlik kurman bile bana yeter de artar. Ilerde sorun yaşarsan, bana güvenebilirsin. Belki yardımım dokunur.”
“Tammam, teşekkür~ Neyse, görüşürüz~ Bay-bay~!”
9/A ile bağ kurmayı başaramadım ama bu kadarı da yeter bana.
“Yeter sanırım.”
Sudō’nun telefonundaki görüşmeyi kapatıp kendi telefonumdan Horikita’yı aradım.
[Harika. Bir şekilde işleri yoluna soktuk.]
Horikita telefonu açar açmaz, övgüyle durumu değerlendirdi.
“Amasawa’nın acımasıyla, bu işi atlattık.”
[Bu sayede Sudō’nun problemi halloldu. Başarılı sayılırız.]
Amasawa’yı kandırmamız hoş değildi fakat başardık. Geriye, Sudō’nun odama gelip telefonunu alarak partnerliği onaylaması kaldı.
Birazdan gelir büyük ihtimalle.
[Amasawa-san’dan 9/A ile bağ kurmak için aracı olmasını niye istedin? Arkadaşlık bağları ve kişiliğine bakarak bile iki sınıf arasında bağ kurması zaten imkansızdı?]
Horikita, bu özel sınav için stratejisini kurarken hiç 9/A’dan bahsetmemişti. Planlarına dahil bile etmemişti kısacası.
İki sınıf arasında bağ kurmanın nerdeyse imkansız olmasından dolayıydı, A sınıfının dahil edilmeyişi.
“Formalite icabı sordum. Sınıfımızın partner bulmakta zorlandığı bilinen bir gerçek. Bunu dile getirmeseydim, doğal durmazdı.”
Başka seçeneğimiz yokmuş gibi bir izlenim çizdim ki sınıfımızın bir çare arayışı içinde olduğu belli olsun.
[Yani…. Amasawa-san’a başından beri A sınıfından umutlu olmadığımızı ve hedefimizin 9/B ile 9/D olduğunu belli etmek istemedin?]
Horikita, 9/A sınıfını Amasawa ile bağlamayı hiç düşünmemişti, çünkü aklında diğer 2 sınıf vardı. Onu sadece Sudō’ya partner olarak görüyor, bu işe öncelik veriyordu.
“İkimiz de Amasawa’nın nasıl birisi olduğunu bilmiyoruz. Bu yüzden 9.sınıflara, hatta belki de 10.sınıflara bugün yaşananlar duyrulabilir. Elimden geleni yapıp bu konuları da hesaba katarak hareket ettim. Belki fazla abartmışımdır, bilemiyorum.”
Horikita açıklamamı duyduktan sonra bir süre sessiz kaldı.
“N’oldu?”
[Düşünce tarzın… nasıl desem…? Çok hesapçısın, aynı zamanda detaylı düşünüyorsun.]
“Abartıyorsun.”
[Hayır, abartmıyorum. Sen söyleyince, tüm taşlar yerine oturuyor. Fakat bunları önceden düşünerek hareket etmen tamamen farklı bir olay. Abimin sana neden bu kadar değer verdiğini az çok anlayabiliyorum artık. Fakat şunu fark ettim ki— eskiden olsa, açıklama istediğim halde cevap vermezdin. Ne değişti?]
Horikita tavırlarımdaki değişikliği merak ederek sordu.
“Düşüncelerimde art niyet falan yok. Neyse, diğer problemlere geçelim, kalan öğrenciler. Nanase’den bilgi alınca, haber ederim.”
[Tamam. Dönüşünü bekliyorum.]
Horikita ile konuşmamı bitirince, mutfağı kontrole gittim.
Mutfak tertemiz ve düzenliydi. Sadece tabakları yıkamakla kalmamış, lavaboyu ve tezgahı parlatmış. Şuanki haliye, bir yıl önce odaya girdiğim zamanki hali nerdeyse aynıydı.
Doğrama tahtası, mutfak bıçağı, küçük bıçak, kaseler, çırpıcı ve kullandığım her şey, yerli yerindeydi. Şikayet edilecek tek bir şey yoktu ortada.
Horikita’nın öncülüğünde 9.sınıflardan biriyle ilk kez bu kadar yakın bir temasta bulundum. Amasawa beyaz oda öğrencisi olsaydı, bir şeyler yapardı. Fakat her şey yerli yerinde, bir alengirlik sezmiyorum.
Yine de dikkatli olacağım fakat…
Konuşma tarzı, kendisini taşıması ve Amasawa’nın zekası, sıradan bir liseliden çok farklı.
Beyaz odadan yeni ayrılan birisi için, onun bu tavırlarını taklit edip sergilemesi zor olur.
“Amasawa, Sudō ile partner olduğuna göre, onu beyaz oda öğrenci adayı listemden çıkartmalıyım, değil mi?”
Diğer 9.sınıf öğrencilerinden de partner bulanları eleyebilirim. Tabii, bu düşünceler tamamen elimdeki bilgilere bağlı olarak çıkarım yapabildiğim şeyler.
Henüz bir karar vermek için de erken.
Benimle partner olarak okuldan attırmak işleri kolaylaştırsa da, beni okuldan attırmak için farklı stratejiler de kurulabilir.
Beyaz oda öğrencisi, bu sınavı atlatarak ortaya çıkabilecek açıklardan yararlanmak istiyor da olabilir.
Bir liselinin bilgilerine bir gecede öğrenmek zordur. Fakat yeterli bir sürede öğrenilebilir.
Amasawa’nın konuşmasında ve davranışlarında beni rahatsız eden bir durum söz konusu.
Endişelenmem gereken bir durum olduğunu düşünmesem de, kafamdaki tüm endişelerden kurtulmak; önceliğim olacak.
Dahası, bu endişelerim sadece Amasawa ile ilgili de değil.
Hōsen ve Nanase için de endişeliyim.
10.sınıfların katına geldiklerinde, etrafta bir sürü öğrenci varken, gözlerini ilk diktikleri kişi bendim.
Yakın zamanda onlarla iletişime geçeceğiz.
Benim yakınıma gelen, her öğrenciden şüphelenmem şart.
Özellikle de bu saatten itibaren, radarları açmam gerekiyor: Kendime partner bulmak için zorlu bir sürece gireceğim malum.
✩ ✩
O gece, Nanase’den mesaj aldım.
[Yarın okul çıkışı görüşebilir miyiz?]
★ ✩ ✩ ✩ ✩ ✩ ✩ ✩ ✩ ✩ ✩ ★