Elitler Sınıfı - Cilt 12 - Bölüm 4 - Çömezlerle Ortak Sınav
Cilt 12 – Bölüm 4 – Çömezlerle Ortak Sınav
ÖYD uygulaması herkesin kafasında soru işaretleri bırakırken, 2.raunt başladı.
Sınıf Chabashira’nın bu anlatacağı kısma daha çok dikkat kesilip; geriliyordur.
Işte geliyor, gelmekte olan…
“Özel sınavınız hakkında bilgi vermeye geçiyorum.”
Chabashira sıradan bir konudan bahsediyormuş gibi, ana konuya girdi.
“Bu yılki ilk özel sınavınız, şimdiye kadar hiç deneyimlemediğiniz bir iş birliğine dayanacak, tıpkı bu özel uygulama gibi; yeni bir sınav.”
Tsukishiro’nun mu yoksa Nagumo’nun mu parmağı var acaba? Kimin işi olursa olsun, bu okulda köklü değişiklikler yapılmaya başlanmış, bu kesin.
“Birinci sınıflarla partner olup yazılı sınava tabii tutulacaksınız.”
“9.sınıflarla…. iş birliği mi…?”
Henüz diğer dönemlerden öğrencilerle ortak hiçbir şey yapmış sayılmayız.
Hani, karma kampta ortaklaşa bir sınava tabii tutulmuştuk. Fakat sistem yine herkesi kendi dönemiyle yarıştırıyor; içerikler farklıydı.
ÖYD uygulamasıyla, öğrenciler arasına örülen duvarlar yıkılmış mı oluyor…?
“Bu özel sınav, genel olarak sizin konuşma yeteneğinizi ve yazılı sınav başarınızı ölçecek.”
Konuşma yeteneğini ve yazılı sınav başarısı
Ilk bakışta birbirinden alakasız gibi gözüken 2 konu.
“Sınav konusuna değinmiyorum. Önceden bu okulda spor festivali ve karma kamplar dışında diğer dönemlerden öğrencilerle ortaklaşa sınavlar yürütülmemişti. Bu sebeplerden dolayı okul, iletişim becerilerinizi gerilediğine kanaat getirdi. ”
“F-fakat hala kendi dönemimizden sınıflarla yarışıyor olacağız değil mi? Bunda bir bit yeniği var gibi geliyor.”
9’larla içli dışlı olma fikrine, Ike sıcak bakamıyor galiba.
“Ne demek istediğinizi anlamıyor değilim ama biraz tarafsız düşünelim. İş hayatınıza atıldığınız ilk yılınızda, sizin iletişim kuracağınız insanlar profesyonel ve deneyimli olacak. Sizin gibi acemi olmayacaklar. Bir bakmışsınız birkaç yıldır çalışan insanlarla görüşüyorsunuz, bir bakmışsınız 20-30 yıldır deneyimli elemanlarla iş yapıyorsunuz. Aynı alanda işiniz için mücadele edecek, bu farklar göz edilmeksizin yeri geldiğinde rakip; yeri geldiğinde takım arkadaşı olacaksınız. Hatta çalışma arkadaşlarınızla ister istemez rakip olacaksınız. ”
“Eh… doğru da...”
“Dünyada başarıya dayalı bir sisteme kayma olurken, Japon şirketlerinde hala kıdem ve ömür boyu istihdam kavramları hüküm sürüyor. Sizden büyük ya da küçüklerle iletişim kurmaktan rahatsız olanlarınız varsa, tekrar düşünün derim. Daha kolay anlayabilmeniz adına, sınıf atlama olarak düşünün bu durumu. Sınıf atlama; Amerika, İngiltere ve Almanya’da epey yaygın bir durum. Kendilerinden yaşça küçük kişilerle öğrenciler, lisede veya ortaokulda aynı sınıfta, aynı dersler alabiliyor. Ortaokul ya da ilkokul öğrencisinin, sizinle aynı dersleri aldığını, hatta bu sınıfta olduğunu hayal edebiliyor musunuz?”
Chabashira’nın bu örneklendirmesini, herkes hayal etmeye sürükledi. Öyle bir senaryo kafalarında canlanıyor ki hayal etmesi bile güç. İnanması, gerçekleşeceğini düşünmesi, bile garip hissettiriyordur.
Japonya’da sınıf atlama olayı nadirdir. Özel şartların sağlanması mümkün olsa da, insanların çoğu sınıf atlamanın mümkün olduğunu bile bilmiyor.
Japonya’da bu konsept şuanki eğitim sisteminin gidişatıyla pek uyuşmuyor. Tabii, bu konsepti Japonya değerlendirmiyor demek de doğru değil. Mesela, beyaz odada bu tarz eğitimi sınırlandıran durumlar söz konusu olmadığı için, ben sensei’nin ne demek istediğini anlayabiliyorum.
Bu arada, Chabashira’nın açıklamalarının bununla sınırlı kalmayacağını adım gibi biliyorum….
Diğer ülkeleri taklit etmek gibi bir durum değildi bu. Japonya’nın kendi gelişimine uygun, toplumuna uygun, bir eğitim sistemi geliştirmesine önem vurguluyordu. Chabashira da bu durumun fakrında olacak ki, üstleri tarafından böyle bir örnek vermeye zorlanmış.
“İlerde, 9 ve 11.sınıflarla mücadele etmeniz gereken sınavlarınız olacak. Bu sınav, aranızda iş birliği kurmanızı sağlayacak. Bunu aklınızdan çıkarmayın.”
Özel sınavın yazılı sınav ve iletişim becerisi gerekliliğinin sebebi bu mu diye düşünmeye başladım.
Öğrencilerin bir kısmı, kuralların neler olacağını kestirmeye çalışıyor; kafalarındaki soru işaretlerine bir çözüm bulamıyordu.
“Size geçen yıl girdiğiniz sınavlardan bir örnek vereyim. Kağıt karıştırma sınavınız vardı ya hani? Onun güncellenmiş versiyonu olarak düşünebilirsiniz. Sınıf arkadaşlarınızdan biriyle değil de, 9’lardan biriyle eşleşeceksiniz.”
Kağıt karıştırma.
Beraber yazılı sınavlara girip kaderimizin ortak belirlediği özel sınav.
Temel olarak kendi sınıfımızdan değil de 9’lardan biriyle eşleşeceğiz. Basit bir fark gibi gözükse de, çok büyük bir fark.
“9’lardan istediğiniz kişiyle partner olmakta özgürsünüz. Sınav süreci 2 hafta sonraya, yani ay sonuna kadar devam edecek. Derslerinize odaklanıp partner seçebilmeniz için yeterince zamanınız var.”
Böyle bir özel sınav için neden ÖYD gibi bir uygulama hayata geçirilmiş, şimdi anlaşılıyor.
Yeni gelen 9’lar, üst sınıflardan kimseyi tanımıyor. Doğal olarak da yeni gelenleri, 10.sınıflar tanımıyor.
Geçen yılki kağıt karıştırma sınavında, sınıfımızdan istediğimiz kişilerle, azıcık bir ekstra çaba harcayarak, partner olup sınavımızı geçmiştik. Ve en önemlisi, sınavda akademik başarısı düşük olan öğrenciler, başarılı öğrencilerle partner olarak dengeyi kurabilmişti.
Fakat bu sınav çok farklı. Başarılı öğrenciler arasında eşleşme olacaktır.
Dahası, kimseyi tanımadığımız 9’lardan partner seçmek durumunda kalıyoruz. İlk yılımızdan çok farklı şartlarla karşı karşıyayız.
Asıl bomba nokta ise, çömezlerle bağ kurmaya çalışıp aramızda güven ilişkisi kurmamız gerektiği.
Uygulama olmadan, 2 hafta içinde bağ kurabilmemiz çok zor olurdu.
Bu uygulama sayesinde, kişini yüzüyle adını uygulamada rahatlıkla bularak, kısa yol kullanabiliriz.
ÖYD’nin, öğrencilerin akademik başarısı hakkında genel bir bilgi vermesi de, partner olma kararımızı olumlu yönde etkileyecektir.
“Sınav günü, 5 dersten sınava tabii tutulacaksınız. Her ders 100 puan, toplamda 500 puanlık sınavınız olacak. Bu sınavda, 2 farklı standarda göre, değerlendirileceksiniz. İlk standardınız; sınıfça sonucunuz. İkinci standardınız ise, kişisel sonuçlarınız olacak.”
Chabashira az önce bahsettiği şartların ekrana yansıması için, kara ekrana parmağıyla tıklattı.
Sınıf Ödülleri (Döneme göre):
Sınıflar arası yarış için, kendi döneminizden her sınıfın ortalama puanı baz alınacaktır. Bu puanlama ise, sınıfınızdaki siz ve sizin partneriniz dahil aldığınız puanlarla belirlenecektir.
Döneminizdeki sınıfların genel puan sıralamasına göre alabileceğiniz en yüksek ve düşük sınıf puanı şöyledir: 50, 30, 10 ve 0 puan.
Kişisel Ödüller:
Partneriniz ile sizin puanınıza göre belirlenecektir.
En başarılı 5 partnere, 100,000 kişisel puan hediye edilecektir.
% 30’a giren partner ise, 10,000 kişisel puan ile ödüllendirilecektir.
Bir partnerin, ortak puanları 500’ü geçmediği takdirde, 10.sınıf öğrencisi okuldan atılacak, 9.sınıf öğrencisi ise, sınıf puanı dikkate alınmaksızın 3 ay kişisel puandan mahrum bırakılacaktır.
Not: Kasıtlı olarak yanlış cevap veren, partnerinin skorunu düşürmek için sınavı kötüye kullananlar olursa, hangi sınıfta olduğu dikkate alınmaksızın okuldan atılacaktır. 3. bir kişi tarafından partnerlerin sınav notlarını düşürmesine zorladığı ortaya çıkarsa, o kişi de okuldan atılacaktır.
“Zaten az çok anlamışsınızdır ama yine de diyeyim. Bu sınavda, akademik başarısı yüksek olan öğrenciler ön planda.”
ÖYD olmasaydı, partner seçiminde karşımızdaki kişinin başarısını ölçemezdik, öğrenemezdik. Uygulamanın varlığıyla da, herkes bu bilgilere erişebilir durumda.
Düşük akademik başarı demek, partner bulmada zorluk demek.
Başarısı düşük olan öğrenciler için, çanlar çalıyor desem daha doğru olur.
Zeki öğrenciler, başarılı öğrencilerle partner olup ödüllere odaklanmayı tercih edeceklerdir.
Akademik başarısı düşük olanlar da doğal olarak başarılı öğrencilerle partner olmak isteyecektir. Fakat, aksi mümkün olacağından, 500 puana ulaşamama ihtimalleri var.
Bu da, 10. sınıflar arasından okuldan atılmaları arttıracağını gösteriyor.
Hadi, 10.sınıflar okulun nasıl işlediğini bilip birbirlerine yardım etmeyi seçtiler diyelim. Ödüllerin peşine gitmektense, sınıfa uygun strateji kurup doğru eşleşmeyi istediler varsayalım.
- sınıflar, henüz sınıflarına dahi kaynaşmadığı için, bu konsepte ayak uydurmakta zorlanacaklardır. Kendi sınıflarından birilerinin 3 ay kişisel puansız yaşamalarını garipsemeyeceklerdir ki– yakın arkadaşlık ilişkileri de henüz kurulmamıştır.
Geçen yıl D sınıfının, Sudou’yu bir kenara atmaya razı geldiği zamanki gibi… hatta, daha acı bir senaryo yaşanabilir.
“Partnerlik, iki tarafın rızası üzerine kurulacak ve uygulama ile resmileştireceksiniz. Bu dersten sonra partnerlik için kolları sıvıyabilirsiniz. Fakat şunu hatırlatayım; kurulan partnerlik bozulamıyor.”
Kısaca, partnerinin akademik başarısı çok mükemmel olmadığı sürece, hemen partnerlik kurmak doğru bir seçenek değil.
Dikkatsiz bir karar ile, pişman olabiliriz.
Kara tahtadaki ekran güncelledi, partner seçimi ile ilgili bilgiler ekrana yansıdı.
Partner Seçimindeki Kurallar ve Düzenlemeler:
Her gün bir kez, ÖYD uygulamasıyla bir öğrenciye partnerlik daveti gönderebilirsiniz. (Karşı taraf reddederse, davetiniz 24 saat içinde silinecektir.)
Karşı taraf kabul ederse davetinizi, partnerliğiniz resmileşecek; tekrar değişiklik yapmanız mümkün olmayacaktır.
※ Tek istisnası; ciddi rahatsızlık ve okuldan atılmadır.
Partnerlik resmileştikten sonra, bilgiler ertesi sabah 8:00 gibi güncellenecektir. Yeni davetler kabul edilemeyecektir.
※ Kişinin, kiminle partner olduğu profilinde belirmeyecektir.
Kısıtlamalardan dolayı, öğrenciler rastgele davetler gönderemeyecektir. Davet gönderdiğiniz kişinin, ertesi sabah başka biriyle partner olma ihtimalinden dolayı, gönderdiğiniz davet boşa gidebilir.
Açıkçası, tanımadığı kişinin davetini kabul edecek birisi çıkacağını sanmıyorum.
Bu kurallar özellikle, partnerleri gizli tutmaya yönelik denebilir. Partnerler hemen güncellenseydi, her sınıfın genel güç durumunu tahmin etmek kolay olurdu.
“Sensei! 9’lardan kimse benimle eşleşmez!!! benim gibi salak birisi iletişim gücünü kullanarak nasıl bu sınavdan geçebilir allah aşkına!?”
Ike’ın sitemleri yerinde oldu.
Tüm iyi seçenekler kapıldığı an, onun gibi başarısı düşük olan biriyle partner olurlar anca. O da mecburi yani.
Tabii, bu tahminlerim de; ortada bir üç kağıt dönmediği sürece gerçekleşecek şeyler.
“Endişelenmeyin. Zamanında partner bulamazsanız bile endişelenmeyin, kimse açıkta kalmayacak. Sınav günü saat sabah 8:00’de partner bulamayanların için rastgele bir eşleşme yapılacak.”
Önlem alındığını fark eden Ike, rahatça derin bir oh çekti.
“Fakat, zamanında partner bulamayanlar için küçük bir ceza var. Zaman aşımından sonra partner edindiğiniz zaman, genel puanınızdan 5% düşülecek.”
Bu rahatlama, Chabashira’nın cezadan bahsetmesiyle son buldu.
Sınava girmemize izin veriliyor ama dezavantajlı bir başlangıç yapıyoruz.
“Sensei, bizim dönemimizden 3 kişi okuldan atıldı. 9’larda 3 kişi açıkta kalacak anlamına gelmiyor mu bu?”
Yōsuke’nin bu küçük detayı sormasıyla, Chabashira ilgisizce cevap verdi.
“O üç açıkta kalacak öğrencinin, kendi sınav puanı 2’ye katlanacak. Fakat onlar da partnersiz sınava girecekleri için, 5% cezaya tabii tutulacaklar. Tek başına sınava girmek isteyen olacağını sanmıyorum.”
Bir kişinin, 2 kişilik puan alacağını düşünürsek, 9’lar arasında akademik başarısı yüksek olanların endişe duymayacağı bir durum söz konusu.
Bense, Ike ve Sudō gibi küçük hesaplar peşine düşecek durumda değilim.
Benim için bu sınav çok daha ağır geçecek ve…
Mesela, partnerimle 500 puanı geçemezsem; okuldan atılacak kişi ben olacağım. Bu sebeple partnerimin en az 1 puan alması gerekiyor.
Ben 500 tam puan aldım, partnerim 0 alsa; okuldan atılan kişi yine ben oluyorum.
Normal şartlarda, çok tehlikeli bir kural olarak görülebilir.
9’lar için hava hoş; okuldan atılma gibi bir durumları yok. Özellikle düşük puan alırlarsa, bizden birisi okuldan atılacak demektir.
Bunu engellemek amacıyla da, okul başka bir kural koymuş.
[Kasıtlı olarak yanlış cevap veren, partnerinin skorunu düşürmek için sınavı kötüye kullananlar olursa, hangi sınıfta olduğu dikkate alınmaksızın okuldan atılacaktır. 3. bir kişi tarafından partnerlerin sınav notlarını düşürmesine zorladığı ortaya çıkarsa, o kişi de okuldan atılacaktır.]
Bu kural, özel sınavın yasallaştırılması adına eklenmiştir.
Adaleti sağlamak; karşı tarafın tehdit edilmesini, köşeye sıkıştırılmasını ve kişisel puanlarla tehdit edilmesini önlemek adına güzel bir karar olmuş. Bir bakıma, ortalama öğrencilerin hakları korunacak diyebiliriz.
Fakat bu tarz kuralların, her şeyi garantilediğini sanıyorsanız aldanıyorsunuz.
Beyaz oda öğrencisi için─ bu kuralların anlamı çok farklı.
Beyaz oda öğrencisi, zaten bu okulda eğitim almak için değil, bir süreliğine kalmak için var. Bu kuralın, onu etkilemediği apaçık.
Benimle partner olduğu sürece, 0 puan alarak beni çok rahat bir şekilde okuldan attırır.
Beyaz oda öğrencisini partner olarak seçersem şayet, işim bitti demektir.
Daha sınav başlamadan, okuldan atılma ihtimalim 1/160 oldu.
Farklı bir kural olsaydı, mesela: ‘ Adaletsiz tavırlarından dolayı okuldan atılan kişinin partneri, sınavı cezasız geçecek’ gibi.. Fakat duyduğum kurallar içinde böyle bir şeyin garantisi de yok.
Tabii, böyle bir şeyi sormamalarının sebebi de, kimsenin kendisini ateşe atmayacağını düşünmelerinden dolayı. Tek sebep de bu değil.
Böyle bir durumda, okul müdahale eder.
Partnerinin oyununa gelip, kendisini zor durumda bulan öğrenciye karşı, okul adil davranacaktır.
Fakat bu durumda tongaya düşecek tek kişi benim. O adam, gözünü kırpmadan okuldan atılmam için elinden geleni yapacaktır.
Sınavı ciddiye almayan birisiyle partner olduğum için, beni suçlu bulacaktır.
Kuralların içine küçük bir boşluk bırakmış ki rahatça hareket edebilsin.
Tsukishiro’nun çehresi kafamda canlandı. Bu kuralları onun yazdığına kalıbımı basarım.
Bu fırsattan yararlanmak için elinden geleni ardına koymayacaktır. Partner bulmada geç kalırsam şayet, normal öğrenciler yavaşça tükenecektir. Bense, beyaz oda öğrencisini bulup eşleşebilirim.
Beyaz oda öğrencisi olmayan biriyle partner olabilirsem harika olur… fakat, akademik başarım C… istediğim kişiyi seçebilme lüksüm de yok.
Düşük başarısı olan birisini seçtim diyelim, benim C başarımı yeterli bulmayıp partner olmak istemeyeceklerdir.
Kendi başarıma uygun birilerini bulmam önemli.. bu sefer de rakibim bunu bekliyor olabilir.
Sadece kuralları öğrendik ama şimdiye kadarki tüm sınavlardan daha zorlu ve çekişmeli bir sınav olacağı aşikar.
“Sensei. Sınavın zorluğu nasıl olacak peki?”
Elini kaldırarak Horikita, sınıfta herkesin merak ettiği soruyu dile getirdi.
“Açıkçası, sınavda zorlu sorular sizi bekliyor olacak. Şimdiye kadarki en zorlu sınavlarınızdan birisi bu….. tek bir şartla tabii; yüksek not almak istiyorsanız zorlayıcı olacak. Sınav, akademik başarısı E olan öğrenciler de dikkate alınarak düzenlendi. Yani, hiçbir ön çalışma olmadan en az 150 puan alabileceksiniz. Biraz çalışarak, 200 puan almanız mümkün. Elbette, bunlar genellemeler─”
Chabashira, sözünü kesip ekrana bir detay yansıttı.
Akademik başarısı E ise -150 ila 200
Akademik başarısı D ise – 200 ila 250
Akademik başarısı C ise – 250 ila 300
Akademik başarısı B ise – Yaklaşık 350
Akademik başarısı A ise – Yaklaşık 400
“Güzelce sınavınıza çalışırsanız, bu notlara yakın alırsınız. Sınavınızı dikkate almaz, çalışmazsanız; bu puanlardan daha düşük alabileceğinizi de unutmayın.”
Chabashira ekrana yansıtılan tahmini puanlara güvenmememiz gerektiğini vurguladı.
“Akademik başarısı A olanlar için, tahmini puan 400 deniyor. Fakat bu 400 puan her derste en az 90 almak demek. Bu da biraz zor.”
Şimdiye kadarki en zor sınav demişti ya, ona gönderme yapıyor gibi.
Fakat sözlerinden kısaca, akademik başarısı E olanların, benzer düzeyde kişilerle partner olması; ‘kendi kuyusunu kendi kazmak’ deyimine cuk oturuyor.
“Nisan ayında gireceğiniz özel sınavın genel bilgileri böyle. Elinizden geleni yapıp hazırlanın.”
Ardından Chabashira, sınavda sorumlu olacağımız 5 dersin müfredatından bahsetti.
Söylediklerine göre, geçen yılki bilgilerimizin üzerinden gidersek, başarılı olabilirmişiz.
★ ✩ ✩ ✩ ✩ ✩ ✩ ✩ ✩ ✩ ✩ ★