Elitler Sınıfı - Cilt 13 - Bölüm 11 - Fikirler
Cilt 13 – Bölüm 11 – Fikirler
“Issız bir adada art arda 2. özel sınav. Düşünmedim değil ama…”
“Bu sınavın geleceğini düşünüyordum ve geldi.”
Sınıfa döndükten sonra özel sınav rutin sohbeti, başlamıştı.
Herkes, Yosuke ile birlikte Horikita’nın ön sırasına, toplanarak mevcut durumu yorumluyordu.
Kouenji de her zamanki gibi aynasına bakarak sırasında oturuyordu.
“Bu sınavın en önemli kısmı, belirli koşullar altında, aynı dönemden herkesle istediğimiz gibi gruplar oluşturabilmemiz.”
Bu, şimdiye kadar özel sınavlarda hiç var olmayan yeni bir kuraldı.
Ve böyle bir kural, okuldan beklenenin ötesindeydi.
“Peki ya kazandığınızda sınıf puanlarının dağılımına ne demeli? Absürt geldiği için anlamadım, diğer sınıflarla gruplaşmanın yararı çok az, değil mi?”
Evet, Sudo haklıydı. Bize sunulan bilgilere göre doğru bir çıkarımda bulunmuştu. Bu özel sınavda, herkes kendi dönemiyle kapışmayacak; tüm okul birbiriyle savaşacak. Sadece kendi sınıfımızdan gruplar oluşturarak, bu sınavı verimli bir şekilde tamamlayabiliriz.
Fakat, okul bazı ilginç kurallar ekleyerek; işin rengini değiştirmiş.
Kendi dönemimizden güçlü öğrencilerle gruplaşmak, üst sıralara girmemizi kolaylaştırmakla birlikte, düşük risk ve düşük ödüle de razı gelmiş olacağız. Öte yandan, aynı sınıftan gruplaşmak yüksek risk ve yüksek ödül fırsatı sunuyor.
İdeal olan, sınıf içinde 2 veya 3’erli gruplar oluşturmak ve daha sonra büyük gruplar halinde birleştirmek olacaktır.
Ancak, özel sınav başladıktan sonra büyük gruplar oluşturmak kolay olmayacaktır. Eğer istediğiniz gibi büyük grup kurabilme garantisi verilmiyorsa başarısız olma riskini göze almak zorundasınız.
Bu özel sınav, öncekilerden daha ağır ve deprem etkisi yaratacak türden. Eğer bir sınıfın öğrencileri ilk üç sırayı kaparsa 600 sınıf puanını kapar. 10/D bu hedefe ulaşırsa, 10/B olmamız çantada keklik.
“Ancak sadece sınıfımıza güvenerek, diğer sınıflardaki yetenekli öğrencileri dikkate almamış olacağız. Bir de, sadece bizim sınıf kendi arasında gruplaşır…. diğer sınıflar güçlerini birleştirirse? En kötü senaryoda fark açılırken, D Sınıfı olarak biz geriye düşeriz.”
D sınıfı olarak kazanmayı hedeflemek hayalden öteye gitmiyor.
Bir sınıf sınava tek başına kafa tutarsa, diğer 3 sınıfın hedefi haline gelebilir. Bir de üstüne yalnız kurtlar kaybetti diyelim, o zaman bu hikayede yanan tek tabanca takılan sınıf olur.
“Kazanamamak ayrı bir konu. Bir de erken çekilirsek, okuldan atılmayla karşı karşıya kalırız. Yani, kendimize güvenmiyorsak… hatta, kazanacağımızdan emin değilsek, diğer sınıflarla birlikte 6 kişilik gruplar oluşturmamız şart.”
Bunun gibi hem arkadaşlarımızla hem de rakiplerimizle ortaklaşa çalışacağımız bir özel sınav… daha önceki tüm sınavlardan daha zor.
Bu açıdan bir bakalım. Sırf kazanmak adına başta diğer sınıflardan öğrencilerle gruplaşmak iyi bir strateji olabilir mi? Fakat bunun için de diğer sınıfların hemfikir olması gerekiyor ki garantisi olmayan bir durum. Bu işin bir de <aynı puanı alacaksak gruplaşmanın ne manası var> gibi bir boyutu da var. Özellikle alt sınıflar için bu durum daha çok dikkat çekiyor.
Grup oluşturmak zorundaysak dümeni hangi yöne çevirmeli…? Bu soruya cevap vererek, başlangıç çizgisinde nerede olacağımızı belirlemiş oluruz.
“Sakayanagi, Ryuuen ve Ichinose nasıl bir hamle yapacak acaba?”
Gruplara karar vermek için Horikita, Yosuke’nin sözlerini herkesle konuşmak için kullandı.
“Lider konumda olan A sınıfı, muhtemelen diğer sınıfların müttefik olmasına ses çıkarmaz. Sınıf puanları arasındaki fark azalmadığı sürece, hangi grubun kazandığı önemli olmaz. Aksine, dahil olduğumuz, A sınıfının altında kalan üç sınıf, bu farkı azaltmak istiyor.”
“O zaman üç sınıf arasında bir ittifaka ne dersin? A sınıfı ile aramızdaki farkın daha fazla açılmasını önlemek için, B’den D’ye sınıflar arasında bir ittifak kuralım. A sınıfıyla aramızdaki farkı daraltabilmek adına da güzel bir adım olur.”
Konuşmayı dinleyen Sudo iyi bir fikirle lafa girdi.
Ortak bir düşmana karşı güçleri birleştirerek A Sınıfına meydan okuma.
“Düşmanımın düşmanı dostumdur, demek istediğin bu galiba. A sınıfı dışlamak fena fikir değil. Ichinose, bu öneriyi kabul edebilir.”
“Ancak A sınıfını dışlamak istiyorsak, onların intikamını da göze almalıyız. Eğer Sakayanagi’yi tanıyorsam, bizi ezmek için elinden geleni ardına koymayacaktır.”
Normalde, A sınıfının enerjisini onlara yetişmeye çalışan B sınıfına verir.
Ancak Yosuke’nin dediği gibi, Sakayanagi avını hedef aldıktan sonra kaçmasına asla izin vermez.
“Ama en kısa zamanda en üst sınıflara fark edilmeden yaklaşmamız gerekiyor.”
“Üç sınıf birlikte savaşsa girdi diyelim. Bu teklifi sunan biz olmamalıyız.”
Yani, teklif edeni Sakayanagi’nin gazabıyla baş başa bırakalım deniyor.
Dile kolay, yapması zor.
Bu özel sınavın en sıkıntılı yanı, kendi sınıfınızla anlaşmanın tüm sorunlara çözüm olmaması…
Tartışma ne kadar kızışmış olursa olsun, bir sonuç elde edilemez. Eğer B ve C sınıfının planını anlayamazsak, istenilen birlik kurulamazsa, bu sohbet anlamsız bir tartışmadan ileri gitmez, gidemez.
Bu arda, üç sınıfı sorunsuz bir şekilde bir araya getirmek de o kadar kolay olmayacaktır.
Ichinose bir yana, Ryuuen’in bu konuyu kolayca kabul edeceğini hayal etmesi bile zor.
Sakayanagi de bir bit yeniği olduğunu sezdiği an…. eli armut toplamayacaktır yani.
“Bir sonuç çıkarması zor gibi…”
Grupları oluşturmak için bir aydan fazla olmasına rağmen, yavaşlamak da yararımıza olmazdı. Diğer sınıflar grupları oluşturmak amacıyla birbiri ardına hareket edip bizim dengemizi şaşırtabilirler.
“Bir sınıf daha benzer bir öneri ortaya atsa ne güzel olurdu ya…”
D sınıfı öğrencileri, zorlanıyorlardı.
“Grup kurma işini çözmek bile baş ağrıtıyor.”
Grup kurmak kritik bir adımdı. Ama başka önemli detaylar da yok değil.
Çeşitli etkilere sahip kartlar… Yarın sabah, okul her öğrenciye sınıf içi değişimin mümkün olmadığı kart dağıtımı yapacak. Ayrıca, bir kez sahip değiştiren kartlar kilitlenerek, ilk sahibinin eline tekrar geçemiyormuş. Kartları, yalnızca sınıfınızın dışındaki öğrencilerle takas edebilir, onlardan satın alabilir veya onlara satabilirsiniz.
“Sanki çoğu öğrenci, yarın harekete geçecek gibi.”
“Evet. Etkili kartların gruplarca toplanması dikkate alınması gereken önemli bir nokta.”
Bir sonraki özel sınav için grup kurma işi başlamıştı.
Tabii ki, D Sınıfı da dahil olmak üzere sınıfların durumunda önemli değişiklikler, daha doğrusu hareketlenmeler olacaktır.
✩ ✩ ✩ ✩
Okuldan sonra, akademik başarısı yüksek olan veya fiziksel becerileri iyi olan öğrencilerin cep telefonları aynı anda çaldı. Horikita bu durumun izlerken bana yaklaştı.
“Herkes hızla hamlesini yapıyor gibi. Seçkin öğrencileri grubunun içine almak istemeleri doğal, tabii.”
Ait olduğunuz sınıfın stratejilerinden bağımsız olarak, ilk hamleyi yapan zararlı çıkmazdı.
“Kimse seni aramadı mı, Horikita?”
“Hayır, aramadı.”
“Doğal. İletişim bilgilerine sahip olan çok az kişi vardı zaten.”
“Bunu bile bile, kasten bahsettin demi? Sen ne kötü biri çıktın böyle. Seninle irtibata geçen oldu mu, peki? Ayanokouji-kun, matematikte tam puan alan kimdi? Cep telefonun şaşırtıcı derecede sessiz.”
Horikita’nın sorumu bana geri yöneltmesiyle, henüz bir hareketlenme göremediğim telefonuma baktım.
“Şarjım bitmiş. 2-3 gündür şarj etmiyordum.”
“Telefonunuzu sık kullanmıyorsan, az şarj edersin tabii.”
Her ne kadar durumun böyle olmadığını inkar etmek istesem de haksız değildi. Cep telefonuzu ne kadar az kullanırsanız, şarj etmek de o kadar çok aklınızdan çıkar.
“Sınıf arkadaşlarımıza dikkat kesilmen gerekmez mi? Şimdi aceleyle gruplar kurarak, ellerine yüzlerine bulaştırmasınlar.”
“Onlara ne yapmaları gerektiği konusunda talimat verdim. Anlaşılması kolay bir şekilde özetledim ve herkese gönderdim. Şarjın olmadığı için fark etmemişsindir.”
Horikita bu sözleriyle beraber, cep telefonu kaldırıp ekranını bana doğru çevirdi.
-Lütfen D Sınıfı olarak bir anlaşmaya varmadan grup kurmayın.
-Oldu ki grubunuza mümkün olduğunca erken kurmak istiyorsanız, lütfen Horikita ile iletişime geçin.
Horikita bu durumu önceden tahmin etmiş olacak ki bazı önlemler almış.
“Yalnız uygulanabilir olmamış. Bu grup konusu, kişisel tercihlere bağlı malum.”
Kişinini, kiminle gruplaşıp gruplaşmayacağı gerçekte kişisel bir seçimden ibaret. Kişiliğinle örtüşmeyen insanlarla bir grup kuramazsın, bu da okuldan atılma ihtimalini doğrudan etkiler.
Dört sınıf da iş birliği yapsa dahi, kimsenin okuldan atılmayacağı ideal bir grup kombinasyonu kurmak mümkün değil.
Bu nedenle, sadece bazı önerilerde bulunabilir.
Telefon şarj cihazımı her zaman yanımda taşırım. Çıkartıp fişe taktım. Sınıfta sohbetimizi dinleyen bazı öğrenciler olabilir diye yerimden kalktım.
“Ichinose’dan haber aldın mı? Bu seneyi kapsayan karşılıklı yardım planı teklif etse garipsemezdim.”
“Yok, henüz iletişime geçmedi. Ne A sınıfı ne de B sınıfı bir öneride bulunmadı. Eğer tüm 10.sınıflar ortaklaşa bir sınav yapmak istiyorsa, iletişime geçmeleri gerekirdi.”
Öğrencilerin kendi tercihlerine göre gruplaşmalarına izin verilseydi, işbirliği giderek daha zor hale gelirdi. Eğer en başta barışçıl bir yaklaşım olmazsa, 10.sınıflar arasında savaş başlamış demektir. Horikita ise, sınıflar arasında işbirliği yapmak isteseydi, o da en başta harekete geçip safını belli etmeliydi.
Horikita sıramdan kalkmamı yadırgamadı, aksine arkamdan geldi.
Anlatmadığı bir konu var galiba.
Koridora girdikten ve etrafta kimsenin olmadığından emin olduktan sonra, tekrar konuştu.
“Bu ıssız ada sınavında… Birinciliği tek başına alabilir misin?”
“Sınavla ilgili şimdilik bildiğimiz tek şey, ıssız ada sınavı olduğu. Henüz hiçbir şey belli değil ki.”
“Matematikte tam puan aldığın için, bir gruba ihtiyacın var mı diye merak ediyorum.”
Bu nasıl bir sebep…? Sudan sebepleri bahane ediyor gibi…
“Birinci olursak, D sınıfı kesin puan kazanacak. Bırakalım 9 ve 11.sınıflar, 2. ve 3.’lük için yarışsın. Birinciliği 10.sınıflara bırakmaktan iyidir.”
Dile kolay, yapması zor.
“Eğer durum bu olursa, okuldan atılmamaya odaklı gruplar oluşturabiliriz. İşimiz kolaylaşır.”
Eğer hedefimizi kazanmak için güçlü gruplar oluşturmaya odaklarsak, doğal olarak zayıf gruplar peydah olacaktır.
“Herkes, ceza bedeli olan tutarı ödeyemez.”
“Evet. Endişelenen öğrenciler için mümkün olduğunca çok özel puan toplamak isterim ama bana puan veren öğrenciler okuldan atılma cezası alırsa diye endişeliyim.”
Başkasını koruyayım derken kendini ateşe atmak kadar kötü bir şey olamaz.
“O zaman, fazla puanı olan öğrencilerden iste.”
Bu işe yarar ama puanı olan öğrenciler belki de iki elin parmaklarını geçmez.
“Okuldan atılmayı önleyici bir yöntem olsa da, kimsenin bunu yapmak isteyeceğini sanmıyorum.”
“Başta kasıtlı olarak sınavdan çekilmekten mi bahsediyorsun?”
Demek Horikita bu sınavdaki açığı fark etmiş. Kurallara göre, çekilen ilk 5 grup okuldan atılacak. Kasıtlı olarak 5 kurbanlık grup hazırlayıp geri çekilmelerine izin verirsek, geri kalan öğrencilerin okuldan atılma endişesi olmazdı.
Ancak bunun bedeli olarak 30 milyon kişisel puan ödenmesi gerekiyor. Dahası, ilk 3’e giren gruplar, en alttaki 3 gruptan sınıf puanı alacak. Gruplar aynı dönemdense, ödüller azalacaktı. İlk üç ile son üç grubun birbirine bağlanması, okulun bazı metotları kullanmayalım diye özellikle koyduğu bir kural gibi.
“Sanırım sınavda kazanmak için elimizden geleni yapmak bizim elimizde.”
“Evet. Peki, sana tekrar danışabilir miyim?”
Duraksayan Horikita, izin istedi.
“Yapabileceğim bir şeyse yardımcı olurum.”
“Tamamdır, teşekkürler.”
Horikita’nın sınıfa sanki biriyle konuşmak için döndüğünü düşündüm.
Horikita’nın gidişini izledikten sonra çıkışa doğru yola koyuldum.