Elitler Sınıfı - Cilt 15 - Bölüm 12 - Öncü
Cilt 15 – Bölüm 12 – Öncü
“Ayanokōji-senpai…! Ayanokōji-senpai…!”
Gecenin ilerleyen saatlerinde, herkes uyuduktan sonra bana birinin seslenmesiyle uyandım.
Kamp alanında başka kimseyi uyandırmamak için sessizce seslendi, çadırımın hemen dışından fısıldadı.
Saatimi ne kadar geç olduğunu görmek için kısa bir süre kontrol ettim, 02:30.
“Benim, Nanase.”
Adını duyunca, çabucak kalkıp kafamı çadırımdan çıkardım. Nanase karşımda zifiri karanlıkta belli belirsiz duruyordu. Figürü tabletinin ışığıyla hafifçe de aydınlanıyordu. Bu arada, halinden paniklediği belliydi.
“Bu geç saatte burada ne yapıyorsun…? Yaralanmadın, değil mi?”
“İyiyim. Ben de senin gibi I9’a geldim, senpai. Aslında, bu akşam saatlerinde seni uzaktan gördüm, ancak o sırada Hōsen-kun ile birlikte olduğum için iletişime geçemedim.”
“… Eee?”
“Sana söylemem gereken acil bir durum var. Bugün… pardon- dün. Her neyse, Hōsen-kun bana on ikinci gün, 9. sınıfların seni tuzağa düşürmek için geniş çaplı bir plan gerçekleştireceğini söyledi, Senpai.”
“Geniş çaplı bir plan mı? Senden bu planda bir rol oynamanı istedi mi?”
“Ah, hayır, nasıl desem… Her neyse, en baştan anlatayım.”
Derin bir nefes aldıktan sonra, Nanase açıklamaya başladı.
Hōsen; Takahashi, Yagami, Tsubasa ve Utomiya ile görüşmesi gerekirken, görüşmeye gitmemiş. Nanase bu görüşmenin tam olarak hangi gün gerçekleştiğini bilmiyormuş. Daha sonra dokuzuncu günde, farklı bir öğrenci Hōsen’e elinde bir telsizle yaklaşıp o grubun habercisi olduğunu iddia etmiş. Hōsen’in işbirliğini bir kez daha rica etmişler ve;
İlk olarak, özel sınavın son aşamasında beni nasıl diskalfiye olmaya zorlayacaklarından bahsetmişler. Daha sonra, sınava tek başına giren üst sınıfları nasıl avlayıp diskalifiye edeceklerinden bahsetmişler.
Son olarak, haberci Hōsen’e telsiz uzatıp ona ayrıntılarla o gün anlatacaklarını söylemiş. Ancak Hōsen’in Nanase’ye olan biteni anlatmasına rağmen, 9.sınıflarla iş birliği yapmayı düşünmüyormuş. Kendi hedefine ulaşmak için onları kullanıp onlarla işbirliği yapıyormuş gibi davranmayı planlıyormuş.
Bu bilgiler, sınavın son aşamasında harekete geçeceklerine dair şüphemi doğruladı. Neyse ki, bu senaryoyla başa çıkmak için önceden önlemler almıştım.
“Ayrıntıları son dakikaya kadar saklayarak doğru seçim yapmışlar.”
Planlarının detayları sızdırılıp bana ulaşsaydı, karşı önlemler almam çok daha kolay olurdu.
Hōsen’e yaptıkları planın ince detaylarını henüz açıklamamaları, onlara ihanet edebilme ihtimalindendir.
“Kim öncülük ediyor?”
“Kesin olarak bilmiyorum ama Hōsen’in telsizle konuştuğu kişi, Tsubaki-san.”
“Hiç bu şekilde açık harekete geçecek bir tipe benzemiyordu.”
“Ben de öyle düşünmüştüm. 9/C sınıfının Utomiya-kun’un kontrolünde gibi bir izlenime kapılmıştım. Hōsen-kun ve Utomiya-kun’un aralarının kötü olduğunu duydum. Her görüştüklerinde kavga çıkartıyorlarmış. Tsubaki-san’ın sadece aracı olarak seçilmiş olması da bir ihtimal.”
Tahminim mümkün olsa da, Yagami veya Takahashi gibi biri de öncülük edebilirdi.
“En azından hangi gün harekete geçeceklerini öğrendiğim için minnettarım. Saat epey geç. Burada fazla kalmasan iyi olur. Tüm bunları bana anlattığını öğrenirlerse işler senin için zorlaşır.”
Kendi koşullarım bir yana, şimdi yakalanmak Nanase’nin okul hayatını ilerde kötü etkileyecektir.
İyi ya da kötü, Hōsen’le aynı sınıftaydı ve bu yakın zamanda değişmeyecek bir gerçekti..
Hōsen onun ne yaptığını anlamadan geri dönmesini söyledim.
“Tamam. Başka bir şey olursa seninle tekrar irtibata geçerim.”
“Hiç gerek yok. Bu özel sınavda benim için elinden gelenin fazlasını yaptın, sağ ol. 9.sınıflar bir işe kalkışsa dahi bana haber etmene gerek yok. Yolunu çevirip benimle iletişime geçmene hiç gerek yok.“
“Ama─”
“Fazlasıyla bilgi verdin. Şimdi geri çekil, Amasawa ve Hōsen ile grup olarak sınava odaklan.”
Nanase onların güvenini şimdi kaybederse, ilerde habercim olarak bana faydası kalmayacaktı.
Böyle giderse, Nanase’nin benim için değeri azalacak…
“Madam öyle diyorsun, senpai, o zaman… tamam.”
Nanase başını eğerek veda ettikten sonra karanlıkta kayboldu.
O uzaklaştıktan sonra tabletimi çıkartıp düşünmeye başladım.
Bir anda ışıkla gözlerimin temas etmesine rağmen, uykumun çoktan açıldığının farkındaydım.
Nanase’nin verdiği bilgiler çok değerli olsa da, söylediği gibi bir şey olup olmayacağı hala meçhuldü.
9/D’de işler tam olarak nasıl yürüyor bilmesem de, Hōsen’in de Ryūen gibi sınıfına diktatörlük ederek öncülük ettiğinin farkındaydım. Hōsen, güçlükler karşısında daha fazla bireysel düşünerek hareket ediyordu sadece.
Ayrıca, Hōsen okulun başından beri hep yanında Nanase’yi tutuyordu.
Nanase, bir lise öğrencisi için neredeyse duyulmamış bir düzeyde dayanıklılık ve zihinsel güce sahipti. Etkileyici derecede yüksek akademik ve fiziksel yetenekleri de onu neden yanında tuttuğunu açıklıyordu.
Fakat Hōsen’in ona ne kadar güvendiği tartışmaya açık.
Ona güvenmediyse, onu yanlış yönlendirmek için bilgi vermiştir. Hōsen’in, Nanase’nin benim tarafımda olduğunu anladığını sanmıyorum. Yine de ihtiyatlı davranırsa şaşırmam.
Amasawa’nın dahil olmasıyla da, işlerin farklı bir yön alma ihtimali de var hem…
- sınıfların bir plan yapması şaşırtıcı değildi. Kelleme konan büyük ödülden dolayı, bu adaya adım atar atmaz peşime düşeceklerini biliyordum zaten.
Nanase’nin verdiği bilgiye minnettarım ama planlarım hala değişmedi.