Türkçe Light Novel
  • Seri Listesi
  • Blog
  • Discord
Sign in Sign up
  • Seri Listesi
  • Blog
  • Discord
  • Isekai
  • Aksiyon
  • Fantastik
  • Seinen
  • Macera
  • Yaşamdan Kesitler
  • Harem
  • Romantik
  • Psikolojik
  • Okul Hayatı
  • Komedi
Sign in Sign up
SON EKLENEN BÖLÜMLER

Elitler Sınıfı

16 Mart 2023
   Cilt 17 - Bölüm 4 - Konsey Odası    Cilt 17 - Bölüm 3 - Spor Festivali (2)

Emperor Of Solo Play

11 Mart 2023
Bölüm 131 - Arife (2) Bölüm 130 - Arife (1)

Our Second Master

19 Eylül 2022
Bölüm 7: Final Bölüm 6: #####

En Çok Senden Nefret Ediyorum!

21 Ağustos 2022
Bölüm -5- Final Bölüm -4- #####

Alçakgönüllü Hizmetkârınız Kabahatli

30 Temmuz 2022
Bölüm 7: Final Bölüm 6: #####

Elitler Sınıfı -    Cilt 16 - Bölüm 6 -  Önlemler (1)

  1. Home
  2. Elitler Sınıfı
  3.    Cilt 16 - Bölüm 6 -  Önlemler (1)
Prev
Next

Cilt 16 – Bölüm 6 – Önlemler (1)

Kei ile sohbet ederek Keyaki Alışveriş Merkezinden yurda dönüyorduk. Yurda yaklaştığımızda, Horikita yurt lobisinde oturuyordu, birini bekliyor gibiydi.

O birinin kim olduğunu hemen anladım. Birinci katta duran asansörün düğmesine bastım. Kei ile asansöre binince, Horikita da arkamızdan bindi.

“Ayanokouji-kun, seninle biraz konuşabilir miyim?”

Asansör odamın olduğu 4.katta durdu.

“Görüşürüz, Kiyotaka.”

Kei kıskanmaya meyilli olsa da, durumu kavramada kötü değildi.

Horikita’yı karşı cinsten biri olarak görmediğimi anlıyordu. Ve özel sınavla ilgili konulara karışmaması gerektiğini düşünerek izin istedi.

“Görüşürüz. Seni sonra ararım.”

Geçen yılki ben, böyle bir sevgilim olacağına inanmazdı…

Horikita da ardımdan asansörden çıktı. Arkamı döndüğümde Kei, kapanmaya başlayan asansörün içinden bana gülümsüyor ve el sallıyordu. Kısa bir süre sonra asansör yukarı doğru yükseldi.

“Ne zamandan beri onunla çıkıyorsun?”

“Senin için, gayet başarılı bir gözlem.”

“Söylentilere göre bahar tatilinde ilişkiniz başlamış ama gerçekte, ilişkiniz daha öncesine dayanıyor, değil mi?”

Gözlerinde bir imayla bana bakıp sordu.

“Bilemiyorum.”

Horikita’nın sözlerinin bir temeli olsun olmasın, ilgilenmediğim için konuyu kapattım.

“Her neyse, benimle ne konuşacaktın?”

“… Evet. Özel sınavla ilgili konuşmak istediğim bir konu var. Uygunsun, değil mi?”

“Evet, olur.”

“Eh!? … Tamam.”

“Bu tepki de neyin nesi?”

“Bu konuda konuşmayı reddedersin diye kendimi hazırlamıştım. Geçen gün seni hizmetçi kafenin başına getirmemden rahatsız olmuştun, değil mi?”

Anlaşılan, tartışmamızın ne kadar sorunsuz gittiğine şaşırmış.

“Burası yeri değil… Odama gel.”

Koridorlarda konuşursak birinin konuşmamızı duyacağını anlamıştır.

401 numaralı oda… Odamın kilidini açtım.

“Benden işbirliği yapmamı istemeyeceksin, değil mi?”

“Yani… bilemiyorum. bunu söyleyeceklerimi sen dinledikten sonra tartışabiliriz.”

Reddedileceğini düşündüğü için heyecanla konuşmaya başladı.

“Bu özel sınav için, zorunlu bir otorite kurabileceğimi düşünüyordum. Ama bu bile, önergelerin içeriğini bilmediğimiz sürece oy birliği sağlayacağımızı garanti etmeyeceği için safça geliyor, haksız mıyım?”

“Duruma bağlı olarak, insanlar  farklı şıklara oy verecektir.”

Sadece iki seçenek olsa bile, körü körüne çoğunluğun aksine oy verecek insanlar çıkacaktır.

“Senin de aklında bu var, değil mi? Bu özel sınavı nasıl atlatabileceğimizi düşünüyorsun.”

“Düşündüğüm gibi, bu özel sınavı atlatmanın en kısa yolu, birine neye oy vermemiz gerektiğine karar verme hakkı vermek. Birden fazla seçenek olması ve oylara insanların nasıl karar vereceği belli olmasa dahi, önceden atanan liderin dediğine uyacaklarına söz vermeleri iyi olur.”

Kushida’nın yemek molasında önerdiği şey bu idi.

İnsanların seçimden memnun olup olmadığını düşünmek zorunda kalmayacağımız bir strateji.

Karar verme bu kadar basit olsaydı, o zaman böyle bir sınav olmazdı… tabii.

“Herkesi bu konuda hemfikir olmalarına sağlarsan, sorun olmaz.”

“Evet… Çıkacak önergelere bağlı olarak, razı göstermeyecek öğrenciler olacaktır… Ryuuen’in sınıfı gibi diktatörlük sağlayabilseydik, işimiz daha kolaylaşırdı.”

Biz daha çok topluluğa ayak uydurarak ilerliyorduk. Ryuuen ise merhamet göstermeden, tek taraflı ilerliyordu. Ancak şuan karşı karşıya kalacağımız bu sınavda bu işe yarar mı, o ayrı bir tartışma konusu.

“Mutlak anonimlik sağlanacağı için, Ryuuen’den memnun olmayan öğrencilerin de ona karşı oy kullanabileceği anlamına gelir. Kısaca, onun da bu sınavın üstesinden geleceğinin garantisi yok.”

“Eğer bir öğrenci durumdan memnun değilse,  isyan etmek en doğal hakları. Ama bu isyandan karlı çıkamayabilir. Çünkü bir kişinin oyu bile, oy birliği esasına uymuyor ve tüm sınıf cezalandırılıyor bu sınavda. Ryuen emir komutayı almasa bile, sınavın ağırlığıyla birlik olabilirler.”

“Ne söylemek istediğini anlıyorum, ama önerdiğin buysa, o zaman bir çelişki var demektir. Kimse özel sınavdan kalmak istemez. Yani oy birliği yapmaya mecburlar. Ancak bu varsayım üzerinden ilerlersek, kimsenin plan yapmasına da ihtiyaç yok demektir?”

“Ama—“

“Zaman harcayarak sınıfının dezavantajlı olmasını isteyen öğrenci çıkmaz. Ama bu, bizim 5 önergeyi de kolayca halledebileceğimiz anlamına gelmiyor. Aksi taktirde, okul buna özel sınav demezdi.”

“… evet, dediğin gibi.”

“Şu anda yapabileceğin tek şey, kafanı kullanıp çıkabilecek durumlara karşı fikir geliştirmek. Örneğin, 38 kişinin destek verip 1 kişinin karşı çıktığı bir önergeyle karşı karşıya olsaydın, ne yapardın?”

“Tabii ki, ret oyu veren kişiyi kabul oyu için zorlardım.”

“Güzel. Ama o kişi ısrarla kabul oyu vermeyi reddetse ne yapacaksın?”

“Şey–“

“Destekleyen 38 kişinin fikrini değiştirmeyeceği ne malum? Ya o 1 kişi, diğerlerini ikna ederse? Fikrini değiştirenler olacaktır.”

“Bir kişinin düşüncesi tüm sınıfı dezavantajlı hale getirecek olsa bile mi?”

“Her şey çıkacak önergelere bağlı.”

İnsanların taviz vermek istemeyeceği bir önerge çıkarsa şaşırtıcı olmaz.

“Nedense, biraz gerildim.”

“Ne?”

“Tereddüt etmeden bana tavsiye veriyorsun. … Karuizawa-san’la çıkmanla bir ilgisi yok sanki. Ne yapmayı planlıyorsun?”

“Bu tavsiye sayılacak bir konu bile değil. Bunu çoktan düşünmeye başlamalıydın.”

“Evet… O zaman seninle konuşmak istememin ana nedenini söyleyeyim. Yarınki özel sınavla ilgili bir teklifim var. Başkalarına da sorabilirdim ama  anlayabilecek birinden yardım lazım.”

“İlk tercihler için farklı oy kullanmamı mı istiyorsun?”

“Ne düşündüğümü tahmin etmesen artık?”

Horikita hafif aramıza mesafe koyarak, sinirli halini sakladı.

“Talep edilmese bile kendim yapmayı düşünüyordum. Aynı düşünceyi paylaştığımızı bilmiyordum.”

“..Öyle mi?”

Öylesine bir bahane sunduğumu anlamış gibiydi, Horikita sinirlendi.

En azından böyle bir şey yapmayı düşündüğüm doğruydu, yalan sayılmazdı. Baskı altında kalmaktan, ön yargılı olmaktan ve akılsızca seçim yapmaktan kaçınmak en iyisi.

“Herhangi bir oyda tam destek, önerge içeriğinin işleri kolaylaştırması, insanların seçeneklerin asıl anlamını anlamamaları veya cezaların kafa karıştırması gibi sebeplerden dolayı ilk seferde oy birliğine ulaşmak istemiyorum.”

“Evet. Dikkatsizce oy verirsek, önergeye verilen oyları geri alamayız. Ama her zaman molaları kullanacağımız gerçeği, bu stratejinin iyi olmadığı anlamına gelir. Bunu aklında tut. Ayrıca baskıyla verilen oylarda, tartışma sırasında kafa karışıklığını da dikkate alman gerekiyor.”

“Evet. Haklısın.”

Bir tartışma başlatmak zifiri karanlıkta avlanmak gibiydi. Avı başarıyla avlayabilmeniz için bir süre harcamanız şarttı.

“Bu sınavın kurallarına göre, ne kadar tartışırsan tartış, kimin neye oy verdiğini öğrenemeyeceğiz. Söz verseler bile, asla %100 emin olamayız.”

“Yani yalan söyleyebilirler mi diyorsun?”

“Duruma göre değişir. Mevcut sınıfımızda birlik sağlandı diyemeyiz.”

Bu sözlerimden sonra, Horikita’nın zihninde birkaç kişi belirmiştir.

“Kushida-san ya da Kouenji-kun, evet.”

“Kushida hiçbir şey olmamış gibi, sakince yalan söyleyebilir. Koeunji başına buyruk davranırsa, herkese karşı tek oyla inat edebilir.”

“… Neden benimle bu kadar açık konuşuyorsun? Çok garip. Şimdiye kadar bana böyle net uyarılarda bulunmamıştın.”

Horikita bile bendeki değişimi algılamış.

“Çünkü şimdi söylediklerimi itaatkar bir şekilde dinliyorsun ve zihinsel olarak anlayabilecek durumda olduğunu düşünüyorum.”

“Beni övüyorsun… Böyle düşünmem gerekiyor değil mi?”

“Öyle denebilir.”

““Demek öyle…. biraz gerildi–“

Telefonunun titreşim sesini duydum.

“Özür, bir saniye.”

İzin isteyen Horikita konuşmamızı böldü, telefonunu çıkartıp tuşa bastı.

“Cevap vereyim. Eğer batırırsam, iletişim kurmayabilir.”

Kim olduğunu merak ediyorum.

…kafama dank etti. Horikita’nın uzun bir şey yazmasını iki dakika sessizce bekledim. Sanki mesajını göndermeyi bitirmiş gibi, telefonunu cebine koydu.

“Neyse, ben diyeceğimi dedim. Yarınki sınavda görüşürüz.”

Daha fazla kalmak istemeyen Horikita, bu sözlerinden sonra odamdan ayrıldı.

⚝⚝⚝⚝⚝⚝

Prev
Next

Comments for chapter "   Cilt 16 - Bölüm 6 -  Önlemler (1)"

MANGA DISCUSSION

YOU MAY ALSO LIKE

promotion poster- our second master
Our Second Master
19 Eylül 2022
71WfYppw8L
Karımı Keşfedilmeden Öldürebilme İhtimalim
16 Temmuz 2022
ORV_Volume_1_cover_(Korean_ver)
Bilge Okuyucu
19 Mayıs 2021
emperor of solo play
Emperor Of Solo Play
11 Mart 2023
Tags:
clasroom of the elite oku, elitler sınıfı oku, light novel türkçe, youkoso jitsuryoku oku, Youkoso Jitsuryoku türkçe oku
  • Ana sayfa

TurkceLightNovels

Sign in

Lost your password?

← Back to Türkçe Light Novel

Sign Up

Register For This Site.

Log in | Lost your password?

← Back to Türkçe Light Novel

Lost your password?

Please enter your username or email address. You will receive a link to create a new password via email.

← Back to Türkçe Light Novel

Web sitemizde size en iyi deneyimi sunabilmemiz için çerezleri kullanıyoruz. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, bunu kabul ettiğinizi varsayarız.TamamGizlilik politikası