Elitler Sınıfı - Cilt 17 - Bölüm 22 - Karşılaşma
Cilt 17 – Bölüm 22 – Karşılaşma
Saatler 15.00’ı gösteriyordu. Spor festivalinin bitmesine ise, 1 saatten az bir süre kaldı. Son turlara birinciliği elden bırakmadan girsek de, 2. sırada yer alan D sınıfı ile aramızda 17 puanlık fark vardı. Takımlarının başarıları beklediğimden iyi çıkmıştı. Bir nevi, Ryūen-kun’un stratejisi işe yarıyordu.
Genel olarak 10.sınıflar arasında bir sorun yaşanmıyor, grupça hareket devam ediyordu.
Ancak bu son saatte daha fazla puan kazanamazsak, sorun çıkacağı kesin gibi duruyor.
Jimnastik salonunun bir köşesinde, kurallara ve yarışma çizelgesine bakıyordum. Bir anda, memnuniyetsizliğini gizlemeden yanıma Ibuki-san yaklaşıverdi.
“Aptalca bir yarışma işte!”
“Öyle mi oldu şimdi; 2 kez kazandım, bir kez yenildim. Bu mudur diyeceğin?”
“Ben katılmadım ki!”
“Orası beni ilgilendirmez. Zamanında yarışmada yer almamak senin suçun, haksız mıyım?”
“Saati karıştırmışım..”
- yarışmamıza girişler 13.20’de kapanıyordu. Ibuki-san zamanında orada olamadığı için, yarışa alınmadı. Birinci olamasam da ben vaktinde orada idim. 2.liği kapıp 3 puan aldım.
“Mutsuz olmadığını anlıyorum ama olan oldu. ”
“1-1! Sonuç daha belli değil!”
Pes etmeye niyeti yok gibi haykırarak bana kabullenmediğini vurguluyordu.
“Toplam 9 yarışmaya katıldım. Bir tane daha…. hakkım var…”
“İşte bu! Neye katılacağını söyle hemen, hemen.”
“Yarışalım istiyorsan, bana biraz daha istekli olduğunu belli et.”
“Offf be!”
“Yarışalım mı yarışmayalım mı?”
“Oh, lütfen… lütfen… kapışalım!?”
Ibuki-san ağzından ateş püskürecekmiş gibi bir tavırla dile getirdi isteğini.
“Memnun oldun mu?”
“Evet, evet. İşte bu.”
Yarışlar dolmaya başladıkça, bizim yarış işi de şekil değiştiriyordu. Planıma sadık kalmalı mıyım yoksa daha yükseğe mi oynamalıyım…?
“E, hadi. Söylesene hangi yarışa gireceğiniiiii.”
“Biraz sessiz olsan?”
“Hadi amaaa!”
Ibuki-san malum parmağını gözüme sokarcasına gösteriyordu… bu konuya dahil olmak istemiyordum ama susmayacak belli.
“Mekik koşusuna katılmayı düşünüyorum.”
“Mekik koşusu, son kişi kalana kadar sürekli devam eden yarış mıydı?”
“Evet. Hız ve dayanıklılığı ölçen bir yarış.”
“Ortaokuldan hatırladım şimdi. Final için iyi bir seçim..”
Başını sallayarak tatmin olduğunu belirttikten sonra, girişe doğru ilerlemeye başladı.
“Neden gelmiyorsun?”
“Katılmak istiyorsan, önden git sen.”
“İyi de sen de katılmayacak mısın? Aynı takımda olmamız da lazım hem. ”
“Ben hala tam karar vermedim.”
“Ne?”
“Açıkçası, son yarış olarak voleybola katılmak istiyorum.”
“Voleybol mu? 6 kişilik oynanmıyor muydu o? 6 kişiyi nerden bulacaksın hemencecik.”
Etkinliğin açıklandığı gün anons edilen yarışmalardan biriydi. Tüm dönemlerden kız-erkek yarışma düzenleneceği belirtilmişti. Etkinliği sınıfça düzenlemek istedik ama katılan takımlar tahmin ettiğimizden daha güçsüz çıkınca vazgeçtik. Diğer sınıflar da benzer bir şeyler düşünmüş olabilir ayrıca.
“10 dakikadan az bir süre kaldı girişlerin kapanmasına. Görünüşe göre, katılan takımlarda çok güçlü kişiler yok. Eğer bu yarışı kazanırsak, mekik koşusunu kaçırdığımıza değer. Takım yarışmalarında, başarılı öğrencilere çok iş düşüyor. Birkaç başarılı öğrenciyi takıma dahil edersek, kazanma şansımızı arttırırız.”
“Peki ya az önceki yalvarışlarım ne olacak?”
“Pes etsen iyi olacak.”
Ibuki-san şaşırıp kaldı. Öfkelenir diye beklerken, hayal kırıklığı ve pes ediş ile sessiz kalmayı tercih etti. Eh malum, saati karıştırmak kendi hatası idi.
“Peki. O zaman…”
“Voleybola katılmayacak mısın?”
“4 kişi lazım. O kadar kişiyi toplayamam. Kalsın. ”
“Demek arkadaşın yok.”
“Sanki senin var.”
“İhtiyacım olduğunda çağırabileceğim sınıf arkadaşlarım var en azından. ”
“Her neyse. Bizim konu kapansın istiyordum ama başka sefere kaldı yine.”
Kazanan benim ama neyse.
“Mekik koşusuna katılacak mısın?”
“Benim amacım seninle yarışmak. Ryūen’e katkıda bulunmak değil.”
“Fena değil. Ne kadar az puan alırsan, sınıfınızın kazanma şansı o kadar azalır. ”
Daha fazla üzerine gitmeden konuyu kapatmalı derken, Ibuki-san yanımdan ayrılmıyordu.
“Eee?”
“Voleybola adam toplayamazsan, mekik koşusuna katılmayacak mısın?”
Voleybol için giriş süresi 14.20’de, mekik koşusu için 14:25’te kapanıyordu. Ibuki-san bahsetmek istemediğim noktaya parmak basmış oldu.
“Demek yanlış düşünüyormuşum. Kullandığın bir beynin varmış. ”
“Kes sesini. Biraz daha yanında kalacağım o kadar.”
En kötü ihtimalde, Ibuki-san ile mekik koşusuna katılacağım. Kötü bir fikir sayılmaz.
Tezahürat yapan bizim sınıftaki kızlara doğru baktım ana bu kısa sürede güçlü yetenekler bulmam zor.
Yanımda oturan Ibuki-san, esnemeye başlamış.
“Boş ver onu, mekik koşusuna geçelim hadi.,” dedi.
“Aman kimleri görüyorum~ Horikita-senpai ve Ibuki-senpai, hmm? Bu özel çabalarınız için sizi tebrik ederim!”
Uygun öğrenciler arayışındayken, Amasawa-san bize seslendi.
O an Ibuki-san, oturduğu yerden kalkıp ona dik dik baktı.
“Aman senpai, biraz öfkeli bir halin var bugün. Yoksa saçın kötü falan mı oldu?”
Amasawa-san dalga geçiyordu ama Ibuki-san pek ilgili değil gibiydi.
“Katılmak için yer varsa, haber edeceğim.” dedi, Ibuki-san.
“Bugün pek kazanamadım. Farklı dönemlerden olduğumuz için, ortak oynama şansımız az oluyor. En iyisi oynamayın, kazanamayacaksınız zaten, senpai.”
“Bana denk gelmediğine şükretmelisin.”
“Kendine çok güveniyorsun, değil mi? Eh, burda ne işin vardı? Yarışa katılmayacaksan, tezahürat et bari.”
“Çeneni kapatıp mekik koşusuna katılmaya ne dersin? Kapışırız hem.”
“Oh, Yoksa mekik koşusuna mı katılacaksınız? Ben de var-”
“Sonnuda buldum seni.”
Biz sohbet ederken Kushida-san çıka geldi. Benden bir şey isteyecek sanarken, bana bakmadı bile, gözleri Amasawa-san’ın üzerinde idi.
“Ben de peşimden biri geliyor galiba diye düşünüyordum. Demek sendin, Kushida-senpai. Buyur? Senin ve Horikita-senpai için de uygunsa, konuş burada.”
“Horikita-san? Sen ne…”
Amasawa-san’a odaklanmış olacak ki, benim varlığımı fark etmemiş.
“O… pardon, Kushida-senpai. Arkadaşlarım gelmiş, benim gitmem lazım.”
Eliyle işaret ettiği yerde 9.sınıflardan Nanase-san ve 4 kız öğrenci daha vardı.
“Voleybol yarışmasına katılmaya geldim buraya. Ilk kez voleybol oynayacağım~”
Anlaşılan, Amasawa-san da voleybol turnuvasına katılmayı düşünüyormuş.
Duruma bakılırsa, pek güçlü durmuyorlar.
“Görüşürüz~ mekik koşusunda başarılarrr dilerim.”
Kendi kendine yanımıza gelip biraz sohbet ettikten sonra, grubuna katılıp yanımızdan ayrıldı.
“Voleybol turnuvasına katılıyor.” dedi, Ibuki-san onu izleyerek.
“Öyleymiş.”
“O zaman ben de katılıyorum. Bensiz 5 kişiyi toplayamazsın zaten. ”
“Ne?”
“Ben de varım diyorum. Seninle iş birliği yapmaya meyilli olmasam da, o çömezi ezmek için şans işte. ”
Ibuki-san bu işe gönüllü ise, takıma güç katacaktır.
“Kendi kendine gelin güvey olmasan. Seni takıma alacağımı söylediğimi hatırlamıyorum.”
“Ha? Bir kişiyi bile takıma alamadın, aloo? Seçeneğin çok gibi konuşuyorsun. ”
“Takım yarışmaları eşit puan veriyor. Sınıfından öğrencilerle doldurmak istemen doğal, bu yüzden mi?”
Benim puanım daha çok olsa da, Ibuki-san şuan 2.olan sınıfta. Bir nevi, aradaki fark açılmayacak.
“Umrumda değil. O kızı suratı asık göreyim yeter. ”
“Neyse, asıl olay diğer üyelerde. Sınıfımıza öncelik vermeliyim. ”
“Peki ya ben katılabilir miyim?”
Amasawa-san’ın gidişini izleyen Kushida-san, bakışlarını çevirmeden bana sordu.
“Ne demek istiyorsun, Kushida-san? Fikrini değiştirip bize yardımcı olacağını sanmıyorum..”
Fikrimi çekinmeden dile getirmemle, Kushida-san’ın inkar etmeyişi bir oldu. Ancak bakışları hala Amasawa-san’ın üzerindeydi, bana bakmıyordu.
“Amasawa-san’la aramızda bir mesele var diyelim.”
“Sen de mi?”
“Sebebini söylemeyeceğim. Ancak yardımcı olmaya hazırım.”
“Eğer bunun içinse, tamamdır. Senden beklentim yüksek.”
Hani derler ya, düşmanımın düşmanı dostumdur, o hesap.
“O epey dişli bir rakip.”
“Doğrudur.”
Ibuki-san ısınma antrenmanlarına başlamış.
Amasawa-san uzaktan bizi izleyip kıkırdadı. Ibuki-san ile ilk elden Amasawa-san’ın yeteneklerini gözlemleme fırsatımız olmuştu.
ÖYD’de A puanı alan öğrencileri olsaydı adlarını hatırlardım ancak buradakiler B ve altı gibi gözüküyor.
Asıl problem, bizim şuan 3 kişi oluşumuz. Karşı tarafı incelemek ne kadar doğru bilemedim bu yüzden.
“Kalan 3 kişi için ne gibi şartlar gerekiyor? Ryūen’in sınıfından kişiler olmasın, değil mi?”
Kushida oyuncu seçimi için neler gerektiğini sordu.
“Evet. Sınıf arkadaşlarımızdan olması daha iyi. Öncelik, karşı takıma oranla güçlü bir takım oluşturmak. ”
“Tamam. Ben bir gidip geliyorum.”
Bu sözleriyle beraber, Kushida-san yanımızdan ayrıldı.
“Eh, o ne yapacak şimdi? Kolay kolay birilerini bulamayız ki.”
Ibuki-san ile onu peşinden gittik. A sınıfından Rokaku-san’ın yanına gidip biraz konuştuktan sonra, dördümüz beraber yine A sınıfından olan Fukuyama-san’ın yanına geçtik. Ardından, tezahürat yapan öğrencilere doğru ilerledik.
“O kenarda duran kız, Himeno-san, Ichinose-san’ın sınıfındandı değil mi?”
Biz pek sohbet edemeden Kushida-san yanında Himeno-san ile çıka geldi.
“Voleybola katılmak istiyor. Himeno-san voleybolda pek iyi değil ancak 5.olmaya tamam diyor. Bize yarışmada yardımcı olsan yeter, olur mu?”
Kushida-san, Himeno-san’a nazikçe konuştu. Yine cazibesini konuşturuyor.
2 A sınıfı öğrencisinin bize katılmaya gönüllü olmasına şaşkınlığımı gizleyemiyorum açıkçası.
“Biz de kaybetmekten dolayı endişe içindeyiz. Az da olsa katkı sağlamak istiyoruz sınıfımıza.”
Birbirlerine bakarak başlarını salladılar. A sınıfı sonuncu olduğu için, yarışmaya katılmaya istekliler.
Onların bu gerginliğini fark eden Kushida-san, onların yeteneklerini fark etmiş olmalı. ÖYD’deki puanlamaları hatırlamasam da, Fukuyama-san ile Rokaku-san ile arkadaş olduğu için, fiziksel yeteneklerinin farkında olmalı.
“Sen böyle bir şeyi asla başaramazsın, Ibuki-san.”
“Kes sesini. Sen sanki birini bulabildin.”
Spor salonunda iletişim kurabileceğim 5-6 öğrenci vardı.
“Her neyse. Şuan kurabileceğimiz en iyi takım bu olsa gerek. ”
Voleybol takımının 6 kişisi de tamam.
Ryūen’ın sınıf üyelerini bizden 1 fazla. Ancak birincilik alıp 10 puanı almak, mekik yarışına katılıp 2-3 puan almaktan daha büyük ödüle sahip. Kazanamazsak dahi, aramızdaki fark kapanmıyor. Bu da artı.
Ibuki-san ile iyi bir takım olabiliriz. Müsait olup yarışa katılacak Himeno-san, Rokkaku-san ve
Fukuyama-san da.
Himeno-san’ın yeteneklerinden dolayı bir tık eksik konumda olsa da, hala güçlüyüz.
— çeviren: Jj
Not: okulum açıldığı için, çeviriyi bırakmak zorunda kalıyorum. Okuldan fırsat bulabilirsem, elimden geleni yapacağım… Bu bölümü de zar zor çevirdim. Ciddi çevirmenlik yapmak isteyenler varsa (benim gibi 1-2 ay yapıp bırakmayacak, devrim50 discord adresine örnek çeviri atabilir.)
++ çevirmen olmadığı için, çeviriler aksayacak.
++ siteyle bir süre daha ben ilgilenmeye devam edeceğim ama pek vaktim olmuyor, yorumlar vs onaylayamadım…