Elitler Sınıfı - Cilt 2 - Kısım 6 - Tek Çare (1)
Cilt 2 – Kısım 6 – Tek Çare (1)
Yaz güneşi de acayip sıcak be…
Yanları ağaçlarla donatılmış, okula giden yolda attığım her bir adım; vücudumun ızdırap içinde çığlık atmasına neden oluyor, yüzümden terler boşalıyordu.
Neşeli bir öğrenci yanımdan koştu geçti. Gerçekten hayat dolu gözüküyordu. Hmm, belki de delirmiştir? Kıyamet kopsa bu kadar koşmam lan.
Yapraklarından güneş ışığı sızan ağaçların ötesinde, bir kız öğrenci yalnız başına küpeşteye yaslanıyordu.
Bana şöyle bir baktı.
Bu güzel kız manzarayla nasıl böylesi bir uyum içindeydi?
Böyle düşününce, belki de bu muhteşem karenin bir fotoğrafını çekmeliyim fikri doğdu içime. Yine de o göt bende yoktu.
“Günaydın Ayanokouji-kun.”
“Birini mi bekliyordun Horikita?”
“Evet, seni bekliyordum.”
“Eğer hislerini itiraf edeceksen söyle gitsin.”
“Aptal mısın?”
Sert çıkıştı. Her zamankinden daha sıcak hissettim.
“Bugün her şey belli olacak.” dedim.
“Evet.”
“Belki de bir hata yapmışımdır… yanlış tercihi seçmişimdir diye… düşünüyordum.”
“Anlaşsaydık daha mı iyiydi?”
Bunun hakkında düşünmek istemesem de Horikita devam etti.
“Eğer Sudou-kun ceza alırsa, sorumluluğu üstlenen ben olacağım.”
“Demek böylesi şeyler için de endişeleniyordun.”
“Gerçek şu ki, bir kumar oynuyoruz. Neler olacağı konusunda biraz endişeliyim. Ya sen?”
“Dün önerdiğin strateji var elimizde. Ichinose da orada olacak. Halledeceğiz.”
Horikita’nın omzuna hafifçe vurdum ve yürümeye devam ettim.
“Şey–”
“Hmm?”
“Boş ver. Bunu hallettikten sonra..” dedi Horikita, sanki bir şey diyecekmişçesine.
Vazgeçti.
***
Sınıfa adım attığım gibi bir değişiklik fark ettim. Normalde son saniyelerde yetişen Sakura çoktan masasına yerleşmişti. Erken gelmesini gerektiren bir şey mi söz konusu acaba?
Horikita da Sakura’dan ötürü şaşırmıştı. Dahası, Sakura’nın beden dili… Nasıl desem, her zamanki gibiydi ama sanki bir şey olmasını beklerniş gibi dik bir şekilde oturuyordu. Fark etmesi o kadar zordu ki, bu detaya gerçekten bir “değişim” diyemezdiniz. Gerçekten çok ufak bir fark olduğundan, hayal gördüğümü söyleseydiniz, haklısın valla boşver der bırakırdım.
Tam Sakura’nın sırasını geçmek üzereydik ki, yukarı baktı. Normalce selam vermek yerine, süklüm püklüm elini kaldırdı. Sakura gibi biri için garip kaçmadı tabii.
Düşündüğüm şey buydu, derken–
“Um… Günaydın Ayanokouji-kun, Horikita-san.”
“Gü-günaydın…”
Oha lan, ilk kez günaydın diyordu. O kadar şaşırmıştım ki cevabım boğazımda kaldı. Gözlerimiz buluşmasa da, umutsuzca bu sözleri sarf etmeye çalışmıştı.
“Nesi var bunun?” Horikita fısıldadı.
“Belki de dün olan olay, onu bir nebze daha olgunlaştırmıştır?”
Nadiren başkalarının önünde konuşan Sakura, dün çok gergin bir ortamda cesurca ifade vermişti. Muhtemelen kendisi hakkında düşünme fırsatı bulmuştur.
“İnsanlar o kadar kolay değişmezler. Kendini değiştirmek neredeyse imkansız.”
Horikita’nın kısa ama gerçekçi ifadesi, oluşturduğum sevimli imajı yerle bir etmişti. İdealist biri olmadığımdan, Horikita’nın sözlerini büyük oranda doğru buldum. Bugünkü Sakura’yla dünkü Sakura arasında öyle çok büyük bir fark yoktu.
Eh, yine de tıpkısının aynısı da demek de tam olarak doğru sayılmazdı. Değişmesi için öncelikle bunun hakkında düşünüp taşınması lazımdı, değişimi istemesi gerekiyordu. Bu konuda şüphe yoktu.
“Fazla zorlamadığı sürece sorun yok bence.” dedi Horikita.
“Fazla zorlamak mı?”
“Kendisi için mümkün olmayan şeyler yapmayı denerse, başarısız olacağını garantilemekten başka bir halt yemiş olmaz.”
Sanki tecrübelerinden konuşuyormuşçasına, Horikita’nın sözleri gizemli olduğu kadar ikna ediciydi de.
“Yani, tenhalıktan hoşlanan birine göre bu konuda biraz fazla inandırıcısın.”
“Gebermek mi istiyorsun? Sonsuza dek?”
Belki de tenhalardan değil, cehennemden gelmiştir…
Sakura’yı az bir mesafe öteden gözlemledim. Şimdilik rahatlıkla diğer öğrencilere selam verebilecek bir durumda değildi. Tahmin ettiğim gibi, bir anda sosyal biri olup çıkmamıştı.
Kendini zorlamasa daha mı iyi olurdu ki? Kesinlikle evet. Normalde kimseyle tek kelime etmeyen Sakura, bugün bize “Günaydın” demişti. Başka birinin önemsiz olarak nitelendireceği bu eylem, Sakura için hem zihni hem de fiziki anlamda muazzam bir zorluktu.
Bunun onun üzerinde bir etki bırakmadığını düşünmek zordu. Ve tekraren, eğer kendini çok fazla zorlarsa birçok yönden yitebilirdi.
Stratejimizi uygulama biçimimize özen göstermeliydik.
Çeviren: lightningbridge
Düzenleyen: Fatoshisme