Elitler Sınıfı - Cilt 5 - Bölüm 18 - 100 Metre Engelli Koşu
İkinci yarışma engelli koşuydu.
Temel olarak 100 metre yarış gibi, kişinin hızına bağlı bir yarışma.
Ama bu sefer bu kadarla sınırlı değil. Basit bir dikkatsizlik, ciddi soruna yol açabilirdi. Dahası, yarışmaya iki kural eklemişler, işleri zorlaştırmak için.
‘Engeli yıkmak’ ve ‘Engele dokunmak’ yasak.
Bu ikisinden birini yaparsanız, süre cezası alıyorsunuz.
Engeli düşürmek : 0.5 saniye
engele dokunmak : 0,3 saniye
Olarak cezalar belirlenmiş. Bu ceza süreleri, tamamlanan süreye ekleniyormuş.
Hızlıca atlayıp geçmek asla yeterli olmayacak demektir.
Her engelin üzerinden özenle atlanmalı ki başarı elde edilebilsin.
Ama aynı zamanda bitiş çizgisine ulaşmanız uzun zaman alırsa da kazanamıyorsunuz.
Burada önemli olan pratikte yaptıklarınızı hatırlamak.
10 metre aralıklarla yerleştirilmiş 10 engel var. Eğer hepsini devirirseniz sürenize 5 saniye ekleniyor. Bu çok can sıkıcı bir durum, maalesef.
Sudou’nun bu etkinliğe son grupta katılacağına karar vermişler.
“Elinize yüzünüze bulaştırırsanız, sizi döverim. Haberiniz olsun.”
Vücutlarını açmak için gerinen öğrenciler, Sudou’dan gelen yoğun baskıdan dolayı titrediler birden.
“Bu nasıl bir zulüm!?”
“Ehh, Sotomura-kun burada mı? Yoksa diskalifiye edilecek.”
Başlangıç çizgisindeki hakemin söylediklerini duyabiliyordum.
“B-Benim midem ağrıyor… katılmasam olur mu?”
Antrenmanda zar zor engellerin üstesinden gelen Hoca, korkmuş ve kaçmaya çalışıyordu.
Hoca: “Huh? Tüm engelleri devirebilirsin, bu kadar abartma. Dik dur ve sıranda kal.”
“Nee!? E-E-Elimden geleni yapacağım.”
Yüzlerinin neredeyse temas edeceği bir mesafeden son çizgiye giden hocaya baktı.
Sonuncu olmak ve diskalifiye olmak arasında büyük bir fark vardı. Diskalifiye olduğunuzda hiçbir şekilde puan kazanamayacağınız yarışa katılmak zorundasınız.
“Kahretsin, işe yaramazın teki, be. Canı ne isterse yapıyor. İşte bu yüzden de şişkonun teki olup çıktı.”
Beklenildiği gibi hoca engelleri aşamadı, hepsini devirdi…bir de üstüne sonuncu geldi.
“Yine de, Shibata oldukça iyi.”
Sudou diğer sınıfların yeteneklilerini tespit ederken, uyarıda bulunuyor gibi söyledi bunu. Daha ikinci yarışmadaydık ama o hiç zorlanmadan 1. sırayı almıştı.
Sudou’nun şu anki rakibi bu çocuk büyük ihtimalle.
Dahası, İchinose gibi insanları çevresine toparlayabilecek liderlik özelliklerine sahip birisi.
“Birebir yarışta, onu yenerim.”
Eğer bu şekilde giderse Sudou’nun tüm okul yılları içerisinde 1. olma hedefi daha zor hale gelecek, bu kesindi.
Özellikle takım müsakabalarında, işlerin nasıl sonuçlanacağını tahmin etmek mümkün değildi.
İşler gittikçe sarpa sarıyor sanki ya.. hadi bakalım.
“Dördüncü grubun yarışı başlamak üzeredir. Lütfen hazırlanıp yerinizi alınız.”
Hakem tarafından çağrıldıktan sonra bir önceki yarışmadaki başlangıç çizgisine geçtim. İkinci çizgide Kanzaki’yi görüyordum.
“Demek beraber yarışıyoruz.” diye lafa girdi.
“… çok zorlama beni lütfen.” diye basit bir cümle kuruverdim.
“İchinose’den oldukça hızlı olduğunu duydum ama.”
İchinose’nin neden böyle düşündüğünü bilemiyorum… ama bir düşününce aklıma birkaç fikir gelmedi değil.
Sakura’nın kaza olayında beni koşarken gördüydü galiba. En hızlı halimle koşmuyordum ama formumdan, fiziksel yeteneğim hakkında bilgi sahibi olması muhtemel.
Ayrıca biraz eğlenmek için havuzda İchinose ile oynarken de gözleri üzerimdeydi.
Şimdiye kadar yapılan tüm sınavları falan düşününce, beni fark edip dikkate alması normaldi.
“Yanlış bilgi vermiş sana. 100m koşusundaki sonucumu görmedin mi? 5. oldum.” diye geçiştirmeye çalıştım.
“Gördüm. Fakat bana ciddiye almıyormuşsun gibi geldi.”
Ayanokouji: “Spor festivalinde insan niye kendisini tutsun ki? Bu şekilde sadece kaybeder insan.”
“Olasılığı düşük ama eğer bunu bir strateji olarak yapıyorsan hiç de anlamsız olmuyor.”
Görünüşe göre İchinose ve B Sınıfı keşiflerini yaptı, inceledi ve sonra tahminlerini yaptılar.
Benim gibi bir varlığın, birinci olması sadece yarıştaki statüyü değil, onların hesaplarını da değiştirirdi.
“Dahası, tüm lise 1’lere kıyasla, aşırı sakin birisin. Asıl böyle sakin insanlar, korkutucu olur.” diye ekledi.
Ayanokouji: “Peki, istediğini düşünmekte özgürsün.”
Hala konuşmamızın ortasındaydık ama C Sınıfı’ndan bir çocuk aramıza girince (3.çizgiye geçince) konuşmamız böylece bitti. Dördüncü grupta, Kanzaki dışında göze batan başka birisi yoktu.
Sıralamamı bir tık arttırsam bile bana sorun olacaktı.
Başlangıç sinyaliyle beraber daha önceki tempomla koşmaya başladım.
Beklenildiği gibi Kanzaki herkesi geçip en önde koştu. Benimse önümde sadece bir kişi vardı, sonuç olarak 3. sıra gibi iyi bir sonuç aldım.
Dikkate alabileceğim daha iyi ya da daha kötü kombinasyonlar vardı..
Şimdilik.. şuanki, göze batmayan pozisyonumu koruyacağım.
“… ne kadar zor…. dayanamıyorum artık.”
Yarışı bitirip kamp alanına döndüğümde Yukimura hüzünlü bir ifadeyle kendi kendine fısıldadı. İkinci yarışmada iyi sonuçlar alamamış demek.
Ayanokouji: “Kötü müydü?”
“Ayanokouji, ha? …. Bu kombinasyonu lanetlemek istiyorum. Yedinci grup ve 7. sıra….”
Buna teselli ödülü diyorlardı. Şansı yaver gitmemiş demek.
Ayanokouji: “Kötü düşünme. Yukimura, düşük sıralama yapsan da sınavlarda başarılı oluyorsun. Böylece sorun kalmıyor, değil mi?”
“Başarısız not almam. Ama sıralamamın düştüğü gerçeğini değişmiyor. Ayrıca bu sonuç sınıf ve takım için de bir sorun olacak…”
A Sınıfına ulaşmayı herkesten daha fazla isteyen bu çocuk, herkesten daha fazla sorumluluk da taşıyordu demek.
Burada zayıflık göstermek istemiyordu… çünkü zayıf olduğunu fark etsinler istemiyordu.
Söyleyeceklerim belki kötü etki yapar, kaba olur diye ondan kaçınıp biraz uzaklaştım.
Kızların yarışmasına odaklandım. Açılış Horikita ve Sakura, tanıdığım iki kişiyleydi.
Kazanmak isteyen Horikita başlangıç çizgisinde hiç gergin görünmüyordu.
Öte yandan kelimelere dökünce kulağa kötü gelse de… beklentimin sıfır olduğu, Sakura oldukça gergin görünüyordu.
“Horikita-san için, bu pek iyi bir eşleştirme olmadı sanki.”
“Öyle mi dersin?”
Diğer sınıfları iyi tanıyan Hirata eşleşmeyi gördükten sonra böyle söyledi. Yarışma kısa bir süre sonra başlayacaktı.
“C Sınıfının en hızlıları olduğu söylenen atletizm kulübünden Yajima-san ve Kinoshita-san bu grupta.”
“Anladım…”
Horikita, 100 metre yarışında İbuki’ye karşı üstün geldi. Fakat mücadelesi devam ediyor.
Hirata: “Kazanması zor gibi.”
Horikita ileri çıktı, koştu hatta zıpladı ancak C Sınıfındaki ikili onun önüne geçti.
Daha sonra, birincilik için şansı kalmayan Horikita yarışmayı 3. olarak bitirdi.
Hirata sonucu görünce yüzünü bana döndü. Horikita’nın yenilgisine karşılık kurulan bir göz teması değildi. Göz temasının nedeni bu yarıştaki eşleşmeden garip bir huzursuzluk hissetmesiydi.
Çeviren : Viztorio