Elitler Sınıfı - Cilt 6- Bölüm 27 - İllegal Puan
Cilt 6- Bölüm 27 – İllegal Puan
Gergin ve kaos dolu toplantının ardından yurda dönmek için yola koyuldum. Çeşmenin yanında duran heybetli bir çocuğa denk geldim.
Katsuragi’nin tavırlarından birisini beklemediği anlaşılıyordu, ben de ona seslenmeye karar verdim.
“Burda ne yapıyorsun, Katsugari?”
“Ayanokōji. Hiç, bir şeyler düşünüyorum işte. Finaller yaklaşıyor ya.”
“Finalleri.. böyle bir yerde mi düşünüyorsun?”
“Tek başıma rahatça düşünebileceğim bir yerde olmak istedim.”
Bir 9.sınıf öğrencisinden beklenmeyecek bir düşünce tarzı…
Final sınavları diyor bir de… A sınıfının, akademik başarı odaklı bir sınavdan nasıl bir endişesi olabilir ki?
“Bu final sınavının iyi geçeceğini düşünüyor musun?”
Bana direkt sorduğu için, dürüstçe cevap vermeye karar verdim.
“Herkes çok ciddi çalışıyor ama, kim bilir. ”
“Öyle mi dersin? Kimse okuldan atılmasa çok iyi olur.”
Sözlerinden hiçbir şey hissedemiyordum.
“Bir sıkıntın mı var?”
Sorumu duyduktan sonra, Katsuragi içinde tuttuklarını döktü.
“……ortaokuldayken, sınıf temsilcisi ya da öğrenci konseyine katıldın mı?”
“Hayır, hiç ilgim olmadı.”
“Ben ilkokuldan beri, ya sınıf temsilcisiydim ya da öğrenci konseyindeydim. Hem ilkokulda hem ortaokulda öğrenci konseyinde okula hizmet ettim. Fakat bu okula gelince, büyük değişiklikler yapmak zorunda kaldım.”
“Sanırım hala öğrenci konseyine katılamadın, yanlış mı biliyorum?”
“Katılmak istedim ama Başkan Horikita beni kabul etmedi.”
Peki…bu konunun, finallerle ne alakası vardı..?
“Öğrenci konseyi ve sınıf temsilcilerinin ilk bakışta hiçbir yetkisi yok gibi geliyor insanlara. Bu yüzden de gereksiz görülüyor. Epey vakit gerektiği için, az kişi yapmak istiyor hatta.”
Ben de farklı düşünmüyordum. Yönetimde falan yer almak istemiyorum.
“Fakat, bu pozisyondaki insanlar ‘imtiyazlı’ oluyor. Bu imtiyaza sahip olanlarla olmayanlar arasında gözle görülür bir fark var. Bense, o imtiyazı kaybettim.”
“A sınıfındaki gelişimin, belirli bir seviyede olmalı ama.”
“Öyle olsaydı, final sınavı için B sınıfını seçmezdim.”
Ben de aynı fikirdeydim. Katsuragi gibi birisi, ya C sınıfını ya D sınıfını hedef alırdı.
Savunma ve saldırı için, en mantıklı hedefleri seçerdi.
“A sınıfının iç meselelerini bana anlatıyorsun, sorun olmasın?”
“Biraz analiz etsen, zaten anlarsın.”
“Çok fazla sorunluluk almak zorunda değilsin ki? Gördüğüm kadarıyla A sınıfına liderlik ederken bazı sorunlar yaşıyorsun. Şuan A sınıfı kale gibi. Tek yapmanız gereken şuanki pozisyonunuzu korumak, haksız mıyım?”
“……Evet. Bizi arkadan takip eden D sınıfından birinin böyle cümleler kurması garip.”
“Belki de size çok uzakta bir yerde olduğumuz için, objektif olarak sınıfınızın durumunu görebiliyorumdur.”
Yurda döndüğümüzde, lobide bir kalabalık olduğunu fark ettik.
“Burası çok gürültülü olmuş. Ne oldu ki?”
“Uh… birine sorsak mı?”
Etrafta tanıdık bir yüz gördüm, bizim profesörü. Ona seslendim.
“Ne oluyor?”
“Kralım, Ayanokōji. 9.sınıfların hepsine aynı not gönderilmiş galiba?”
“Aynı not derken?”
Kalabalığın içinden geçerek posta kutuma doğru yöneldim. Posta kutuları genelde pek kullanılmıyordu. İnternetten alışveriş yapınca ya da okul veya öğrencilerden bildirim geldiği zaman kullanılırdı.
Etraftaki herkes meraklanmıştı. Arkamdan posta kutumu açmamı bekliyorlardı.
Kilidin şifresini girdikten sonra kutuyu açtım.
Dörde katlanmış kağıdı içinden alıp Sotomura’ya döndüm.
“Bu not mu?”
“Evet, o.”
Katsuragi de elinde aynı notla yanımıza geldi. Sonra, aynı anda elimizdeki notu açtık.
Kağıdın içindeki notta yazan şuydu:
[9/B sınıfından Ichinose Honami’nin illegal yollarla puan topluyor olabilir. – Ryūen Kakeru.]
Sotomura da elindeki kağıdı bize gösterdi. Aynısı yazıyordu.
Katsuragi yazıyı okuduktan sonra mırıldandı:
“Kendi adını yazarak ne yapmaya çalışıyor? Eğer bu bilgi asılsızsa, başına bela aldı demektir.”
“Peki, ya bilgiden az çok eminse?”
“Aksi bir durumda, aptalca bir plan demektir. Ama Ryuen’den bahsediyoruz tabii. Doğru olup olmamasını bir kenara bırakıyorum, insanların illegal olduğunu düşüneceği bir durum söz konusuysa, Ryuen’in saldırgan tavırları ortaya çıkıyor. Kısacası, karalama çalışması yapıyor olabilir. Fakat başına gelecekleri hiç umursamıyor, Ryueen.”
Bu bilgi yalansa, Ryūen’in imajı zedelenecekti. Tabii, zaten imajı çok iyi olmadığı için, pek önemli bir konu sayılmazdı.
“Oi, Ryūen geliyor!”
Bazı öğrenciler, Ryūen’in okuldan döndüğünü fark ettiler.
Ryūen lobiye geçti. Bu kargaşanın sebebini biliyor muydu acaba?
“Oi, Ryūen. Neyin peşindesin?”
Lobiye girer girmez, B sınıfından birkaç erkek öğrenci etrafını sarıp yakasına yapıştı
“Ah, neyden bahsediyorsunuz?”
“Nottan! Herkese dağıttın bu saçma nottan bahsediyorum!”
Bu sözlerinden sonra elindeki notu ona doğru uzattı.Ryūen notu görünce, omuz silkip gülümsedi.
“Oh, bu mu? İlginç bir bilgi, değil mi?”
“Ne gülüyorsun!? Sınırı aşıyorsun, aklına gelen her şeyi yapamazsın!”
“O zaman kanıtlayın. Ichinose’in illegal olarak puan toplamadığını kanıtlayın.”
“Bu-”
“Ne dersin, Ichinose?”
Kargaşayı duyup aşağı inen Ichinose ile göz göze gelince, Ryūen elindeki notu tutarak sordu.
“Ne söylersem söyleyeyim, Ryūen-kun zaten inanmayacaksın, haksız mıyım?”
“Çok haklısın. Çünkü bu bilginin sahte mi gerçek mi olduğuna karar verecek olan, ben değilim, okul.”
“Evet. Arkadaşlar, herkesten özür diliyorum. Garip bir durumla karşı karşıyayım. Yarın sensei ile görüşerek durumun Ryūen- kun’un yanlış anlaması olduğunu kanıtlayacağım.”
Ichinose kendinden emin bir tavırla öne çıkıp savunma yaptı.
“Peki bana nasıl kanıtlayacaksın, Ichinose?”
“Okula detayları anlatacağım. Ne kadar puanım olduğunu ve nasıl kazandığımı belirteceğim. Bu yeterli olacaktır, değil mi?”
“Okula mı bildireceksin? Okuldan önce burada açıklasana?”
“Yani, burada açıklama yaparsam, inanacak mısın, Ryūen-kun?”
“İnanmayacağım. Senin için nefes almak kadar kolay, yalan söylemek. Neden inanayım sana?”
“Okul karar verdiği zaman, kandırmaca diyemezsin.”
“Kuku, eh, haklısın bu konuda.”
‘İkna oldun mu!?’
B sınıfından öğrenciler bağırdı.
“İnsanlar çirkin ve yalancı varlıklardır. Şuan kafanda bir şeyler kurup, kendini haklı göstermeyeceğinin garantisi var mı?”
Ryūen pes etmeden Ichinose’e karşı agresif bir tavırla devam etti.
“Bu çocuğun kafasından neler geçiyor? Ichinose’in çok puanın olması, illegal yollarla aldığını kanıtlamaz ki. Ona burada saldırarak kazanma şansını da kaybediyor.”
Katsuragi neler olduğunu anlamakta zorlanıyordu, kaşları çatıktı. Yüz ifadesi ciddiydi.
“Peki, seni inandırmak için ne yapmam gerekiyor?”
“Önce ne kadar puanın olduğuyla başlayalım. Ardından nasıl kazandığını anlat. Ben de söylediklerini okula bildireyim. Böylece sana güveni kalmayan öğrencilerin güvenini kazanmış olursun.”
Böylece, yarına kadar başka bir bahane ya da yalan bulma ihtimalini düşürecekti… sonradan fikrini de değiştiremezdi.
Ancak, Ichinose’in hemen kabul edeceğini sanmıyorum.
“İmkansız bir teklif sunuyorsun, Ryūen-kun.”
“Yani, okulun kurallarını çiğnediğini kabul mü ediyorsun?”
“İllegal yollarla puan elde etmediğimi belirtmek için, elimde ne kadar puan olduğunu açıklayabileceğim anlamına gelmiyor. Kişinin ne kadar puanının olduğu ilerdeki stratejileri için büyük önem taşıyor.”
Geçici olarak şüpheleri üzerine çekse dahi, elindeki puanı gizlemek istiyordu.
“Yarın okula açıkladığım zaman, araştırma yapılacak. Kuralları çiğnedim diyelim. Saklasam bile ortaya çıkartılacak. Herkes öğrenecek, değil mi?”
“Yarın okula bildireceğinin bir garantisi var mı peki?”
“O zaman okula sen bildir, Ryūen-kun. Notu da sen yazmışsın zaten.”
“Gerçekten mi? Kuku, kendine güveniyorsun.”
Ichinose illegal yollarla puan toplasaydı, huzursuz olurdu.
Ilk konuşmaya başladığından beri net ve öz güvenli tavrını korudu.
“O zaman, yarını dört gözle bekliyorum.”
Ichinose, asansöre binen Ryūen’in korkusuz gülümsemesini izledi.
“Şüphelenildikten sonra, masum olduğu kanıtlanana kadar, herkes şüpheyle yaklaşacak. Şüphe arttıkça, ona duyulan güven de o derece azalacak.”
Katsuragi durumu analiz edip çıkarım yaptı.
Bu sözleri, bizi temsil eden politikacılar için de geçerliydi.
Ne kadar çok destekçileri olursa olsun, ‘bir yalan’ onlara zarar verdiği zaman, tüm desteği kaybederler.
Tabii, eğer bahsedilen yalan saçma ise, destekçileri azalmak yerine artar.
Fakat, çoğu zaman tam anlamıyla şüpheden kurtulmak mümkün değildir.
***
Ertesi gün, Ichinose’in söyledikleri doğru çıktı. Okul, kuralları çiğnemediğini belirtti. Okulun desteğini alarak, üzerindeki şüphelerden kurtuldu.
Şans eseri, Ichinose’in bir milyon puanı olduğunu görmüştüm. Ama epey zaman geçti üstünden. Bence şuan çok daha fazla puan toplamıştır…