Elitler Sınıfı - Cilt 7.5 - Bölüm 8 - Sinemadayken
Cilt 7.5 – Bölüm 8 – Sinemadayken
Aslında planım filmi izledikten sonra gösterilen emeği geçenler kısmını atlayıp bir an önce bu tuhaf durumdan kurtulmaktı. Ama garibin bahtı ne zaman gülmüş ki şimdi gülsün? Sonuçta işler beklenmedik dahası, istenmedik bir hal almaya başladı.
Önümdeki siyah ekrana bakmaya devam ediyordum etmesine ama şimdiye kadar herhangi bir düzelme yoktu. Ya ortaya çıkan arızayı çözmek oldukça zordu ya da teknik eleman gerekli özeni göstermiyordu. İçine düştüğümüz bu tuhaf durum dolayısıyla, İbuki de ben de rahatsız olmuştuk.
“Offf.”
İbuki, başına gelen olaylardan hoşlanmadığını belirtircesine iç çekmeye başlamıştı. Ona hak vermiyor değildim, aslında ben de filme olan ilgimi yavaş yavaş kaybetmeye başlıyordum.
“Ahh.. Bütün bu arızanın sebebi nedir sence?”
Sessizliğin uzamasından rahatsız olduğum için böyle bir konuşma başlatmaya çalıştım. Sonuçta İbuki de neler olduğunu merak ediyor olmalı ki henüz kalkıp gitmedi.
Ya da belki de salondaki hiç kimse herhangi bir ayrılma emaresi göstermediği için ilk hareketi yapmak istemiyordur sadece… kim bilir? Sebebi her ne olursa olsun beni duymamış gibi yaparak dirseğini kol dayama yerine çenesini de eline dayayıp karşıya bakmaya başladı.
Aramızda görülmeyen veya dokunulmayan ama bütün etkileşim girişimlerini de engelleyen devasa bir cam duvar varmış gibi hissediyordum.
İbuki’nin hal ve hareketleri, herhangi bir ek açıklamaya gerek kalmaksızın bana gereken mesajı veriyordu: “Rahatsız edip durma. Seninle ne konuşacağım be? ”
Ben de ona bulaşmamam gerektiğine karar vererek sessizce önüme bakmaya başladım. Ama bu sayın ekran ne zaman düzelmeyi düşünüyor merak ediyorum doğrusu. Şimdiye kadar herhangi bir harekette bulunmayan diğer seyirciler bile birer (ama daha çok) ikişer salonu terk etmeye başlamışlardı bile.
İçimden İbuki’nin de bu kervana katılıp en kısa sürede ayrılmasını diledim ama dediğim gibi garibin bahtı ne zaman gülmüş ki şimdi gülsün? Çıkmak gibi herhangi harekette bulunmamıştı henüz. Hatta bana mı öyle geliyor bilmiyorum ama sanki oturduğu koltuğa daha bir yerleşmiş gibiydi.
Belki sadece o kadar puan harcadığı filmin sonunu görmek istiyordu? Ya da..
Sebebi her ne olursa olsun ben de sonuna kadar beklemeyi planlıyordum. Eğer bunu yapmazsam buraya gelip izlemenin bir anlamı kalmıyordu çünkü. Hem bu sayede içimdeki sanatseverin gücünü de denemiş olurdum değil mi?
Bütün bunları düşünürken usulca telefonuma bakarak geçen süreyi kontrol ediyordum. Arıza anonsundan beri 20 dakika filan geçmişti. Görünüşe göre sadece bu seans değil bir sonraki seanslar da bu arıza sebebiyle ertelenecek veya iptal edilecekti. Kafamı kaldırıp salona baktığımda ise izleyicilerden İbuki ve ben dahil çok az kişinin kaldığını fark ettim.
Kalanların çoğu da benim gibi tek başına gelenlerden oluşuyordu. Çiftlerin çoğu ilk fırsatta ayrılmaya başlamıştı. Sonuçta sevdiceklerin vakti arıza çıkartan bir filmi beklemeyecek kadar değerliydi.
“Buraya kök salacaksın herhalde?”
Can sıkıntısından telefonumla uğraşırken İbuki, bana seslendi. Tabii bütün bu süreç boyunca başını kasten öbür tarafa çevirdiği için yüz ifadesini göremiyordum fakat yine de cevap vermezsem hoş olmaz diye düşündüm:
“Filmin çoktan %80’ini izledim ve açıkçası nasıl devam edeceğini merak ediyorum. Hem neredeyse 20 dakika oldu yani birazdan gösterim devam eder diye umuyorum.”
“Eğer mesele, filmin sonun görmekse bunu yurda dönüp internetten de teyit edebilirsin.”
“Başkalarının film hakkındaki yorumları beni tatmin etmiyor.”
Sonuçta iyi veya kötü herhangi bir filmin kalitesini öğrenmek için onu bizzat izlemekten başka bir yol yoktur değil mi?
Tabii ki de bir filme başlamadan önce referans alabileceğiniz bir takım siteler veya listelerin olması doğaldır ama son tahlilde onun iyi mi kötü mü olduğuna yalnız siz karar verebilirsiniz. Zaten birkaç satırlık görüş yazısı okumakla bu iş olsaydı, ta baştan puan harcayıp sinemaya gelmenin bir anlamı kalmazdı.
“Artık filmin nasıl sonlandığını merak etmiyorum. Sadece buradan senden önce çıkmak istemiyorum o kadar.”
“ Çok dürüstsün maşallah.”
Anlaşılan İbuki, filmi çoktan kafasından silmiş bile. Şimdiye kadar beklemesinin sebebi ise bir nevi güç gösterisinde bulunmak gibi bir şey. Ama içimdeki sanat aşkını da hesaba katarsak maalesef İbuki’nin bu müsabakayı kazanma şansı sıfır.
Eğer çok ısrarcı olursa en fazla beraberliği elde edebilirdi. Çünkü bugün yapacak başka bir işim olmadığı gibi, yarın için herhangi bir planım bulunmuyordu. Galiba Noel arefesinde boş gezenin boş kalfası olmamın avantajını yaşıyorum….
Ama aramızdaki bu çetin müsabaka üzücü bir anonsla sona erdi. Görünüşe göre ortaya çıkan arızayı çözemedikleri için gösterimi iptal etmek zorunda kalmışlar. Ayrıca bütün bu aksaklıklar sebebiyle bize puan iadesi de yapacaklarmış.
“Garibin yüzü gülür mü?..”
Anlaşılan filmin sonunu öğrenmek için internetten satın almak veya spoilerlere filan bakmak zorunda kalacağım.
Yan gözle İbuki’ye baktığımda ise iptal anonsuna rağmen kalmak için her hangi bir harekette bulunmadığını fark ettim. Benim açımdan ise inatlaşmak için bir sebep kalmadığı için salondan çıkmak için kapıya doğru ilerlemeye başladım.
Çeviren: Tasi Bey
Düzenleyen: Fatoshisme (bu sefer rolleri değiştik….. )