Elitler Sınıfı - Cilt 7 - Bölüm 14 - Sahipsiz Buzağı Koenji
Cilt 7 – Bölüm 14 – Sahipsiz Buzağı Koenji
Kış tatilinin başlamasına birkaç gün kala, D sınıfında bir kasırga yaşandı.
Chabashira-sensei dersin bittiğini işaret ettiği an, D sınıfının kapısını Ryuuen başta olmak üzere C sınıfı öğrencileri açtı. Beklenmedik bu ziyarete karşı, sınıfa kargaşa hakim oldu.
Chabashira-sensei onlara kısa bir süre dik dik baksa da, sınıftan çıkıp gitti.
Kavga çıkarsalardı tavrı kesin farklı olurdu ama sadece sınıfa girmişlerdi.. Garip bir durum yoktu.
D sınıfını takip ettirmek gibi dolaylı yaptıkları hamlelerle hiçbir şey elde edemeyince, bizzat gelmeyi seçmişler herhalde.
Ya da bu hamlelerinin arkasında da bir sebep var ama ben anlamamış
olabilir miyim?
Tabii, direkt saldırıya geçmeyi seçtiklerini inkar edemezdim.
Çıkmak üzere olan Horikita, C sınıfı öğrencilerini görünce durdu.
Gelenler: Ryuuen, Ishizaki ile Yamada Albert. Komiya ve Kondou da arkalarındaydı.
C sınıfının kabadayılarının beraber sınıfa girmesi, D sınıfındaki tansiyonu arttırmıştı haliyle.
“N’oluyor be? Burası D sınıfı.”
Ryuuen’e ilk tepkiyi veren Sudou oldu. Kavga çıkartmaya eğilimli olması, ilk tepkiyi vermesinde etkili olsa da, bir önceki sefer gibi oyuna gelmemek için kendini savunmaya çalışıyordu.
Bir de, Horikita’yı korumak zorundaydı…
Bu duyguları ağır basınca, Sudou hemen yerinden kalkıp Ryuuen’e yaklaştı. Bunu gören Hirata panikledi ve kavga çıkacak diye korkarak aralarına girdi.
“Bir sorun mu var, Ryuuen-kun?”
Durumu anlayamayan Hirata sordu. Ryuuen ise abartılı bir cevap verdi..
“Arkadaşımızın sınıfına uğramak yasak mı? İnsan arkadaşlarını görmek için başka sınıflara girer, neden gerildiniz ya, anlamadım ben?”
Sözleriyle Hirata’yı tahrik etmeye çalışsa da, Hirata baskı kurmaya çalıştığı bu tavırlarına karşılık sakince cevap verdi.
“Normal şartlarda, evet. Şuan şartların farklı olduğundan eminim. Zaten D sınıfına daha önce girmiş değilsin.”
Hirata acil bir durum mu var demeye getirerek gergin havayı yumuşatmaya çalıştı.
“Birbirimizden çok uzak kaldık hep. Şuan agresif olmanın tam zamanı değil mi?”
Elini yakınlardaki bir kızın masasına koyarak sırıttı. Beyaz dişlerini hepimiz gördük.
“Kağıt karıştırma sınavında çok iyi bir iş çıkarttınız. C sınıfı kaybetti. Sonuçlar henüz belli olmadı ama üçüncü dönemde C sınıfına çıkma ihtimaliniz çok yüksek. Çok etkileyicisiniz gerçekten.”
“Heh. Yani maymundan bozma bir patron olduğun gerçeğiyle yüzleşip başarısızlığını kabul ediyorsun yani.”
Hirata, Sudou’nun bu ani saldırısına karşı panikledi.
“Başarılı olmak için çabalıyoruz.”
“Çaba mı? Etrafından bihaber olan Sudou hiç değişmemişsin. Oysa ilk okuldan sen atılırsın sanıyordum.”
“Demek adımı öğrendin?”
Göz göze geldiler, ikisi de kafasını bir süre çevirmedi. Sınıftan ayrılmaya hazırlananların çoğu bu olaya karşı donup kaldı.
“Neyin peşindesin söyler misin?”
Hirata’nın amacı, ne istediğini öğrenip Ryuuen’in ağına takılmamak mıydı?.. Belki de özellikle böyle yapıyordur emin değilim.
“D sınıfına bir uyarı da bulunuyorum şuan.”
“Uyarı mı? Ne?”
“Anlamayan birisine açıklayacak değilim.. yoksa salağa mı yatıyorsun?”
Başta bu sözlerini Hirata’ya söylüyormuş gibi gözükse de Ryuuen ona çok az bakıyordu. Gözleri başka yerdeydi: Tüm sınıfı inceliyordu.
Hirata’ya söylemediyse eğer, ya Keisei ya da banaydı. Belki Akito veya diğer sınıf arkadaşlarımızaydı bu sözleri.
Etrafa göz gezdirmeye devam ederken birisi dikkatini çekti.
O kişi, gözlerin onun üzerinde olduğundan ya habersizdi ya da hiç umurunda değildi. Eşyalarını toplayıp sınıftan çıktı.
Ryuuen sınıftayken, kimse hareket etmiyorken o hiçbir şey olmamış gibi devam ediyordu.
Ryuuen hafifçe güldükten sonra, arkasındaki uşaklarına dönüp sinyal verdi. Onlar sınıftan çıktılar.
Anlaşılan hedef belirlenmişti… Ryuuen ve diğerleri sınıfın kapısını kapattılar..
Gergin atmosfer yeniden alevlendi.
“Hey, hey, Ryuuen denen çocuk sanki bir şeyler yapacaktı! O nasıl bir tavırdı ya!?”
“Kouenji’ye bir şey yapmasınlar yoksa!?”
Evet, Ryuuen’in peşinde olduğu kişi bizim sınıfın sahipsiz buzağısı, Kouenji Rokusuke idi.
Ike ile Yamauchi’nin önderliğinde, birçok teori üretilmeye başladı.
Bu arada, Kushida düşük profilde takılıyordu.. Horikita ile olan mücadelesini kaybettiğinden dolayı diye düşünüyordum ama artık sınıfta aktif rol almıyordu?
Tabii, tamamen sessiz bir karaktere dönüşmedi.
Ryuuen hakkında kızlarla konuşuyor, kendisini olaya dahil etmiyordu.
Horikita ise aynı Horikita idi. Bana Kushida hakkında tek kelime etmedi daha.
“Az önce yaşananlar kötü müydü?”
Ben başka bir konuyu düşünüyorken Horikita az önce olanları sordu.
C sınıfıyla herhangi bir tartışmaya dahi girmek istemeyen Horikita, olanların ciddiyetini düşünüyordu.
“Bilmem.”
Ryuuen’in, Kouenji ile bir sorunu var gibi gözükse de, garipti.
Kouenji gizemli bir hava veriyordu, evet.
Fakat uzaktan bakınca bile D sınıfı için kılını kıpırdatacak birisi gibi değildi ya.
Kouenji’yi hedef seçmesine rağmen, sınıftan gözlerini ayırmamıştı. Büyük ihtimalle bunun altından bir bit yeniği çıkacaktır..
“Kiyotaka, gidip neler oluyor bakalım mı?”
Öneri de bulunan Akito idi.
“Çok kalabalık geldiler. Bence olay çıkaracaklar.”
“Olabilir…etrafta insan olsa da, olay çıkartabilirler doğru.”
Kouenji’nin saldırıya uğraması demek, D sınıfının sorumluluğu almaması demekti..
Okuldan ceza almak neyse de, engellenebilecek bir durumu bile bile göz yumarsanız, pişman olurdunuz…
Akito ile koridora çıktığımızda, Keisei de peşimizden geldi.
“Ben de geliyorum. Ne kadar az insan varsa o kadar çok tehlike var demektir.”
Kısa bir gecikmenin ardından, Horikita ile Sudou da peşimizden geldiler.
Hirata da asık ve endişeli bir suratla aramıza katıldı.
Anlaşılan bugün dananın kuyruğu kopacak.. Keisei ile Akito’ya beklemelerini rica edip Hirata’nın yanına geçtim.
“Hirata, sınıfa dön istersen? Ike ve Yamauchi gibileri peşimizden gelirse, olay iyice büyür.”
“…haklısın ama Kouenji-kun için endişeleniyorum……”
“Horikita da geliyor. Keisei ve Akito da burda. En kötü ihtimalde, şiddete başvururlarsa seni hemen ararım.”
“Keisei-kun derken? Tamam, anladım. Lütfen olaylar büyümesin, izin verme.”
Hirata, ‘Keisei’ deyince bir duraksadı ama üzerine gidip soru sormadı.
Hirata hemen huzursuz sınıfımıza döndü.
“Doğru yaptın, Kiyotaka. Kalabalık arttıkça tansiyon yükselirdi. Hem Hirata, sınıfı sakinleştirmekte çok daha iyi.”
Keisei kendinden emin bir halde başını salladı, Olayları akışına bırakmaya karşı birisi galiba..
Şimdiki sorunumuz, Kouenji’nin nereye gittiği. Okul binasının içinde Ryuuen’in hamle yapacağını sanmıyorum. Saldıracaklarsa, dışarı çıktıktan sonra saldırırlardı… ama Kouenji’nin nereye gidebilir ki?
“Kouenji okuldan sonra ne yapıyor ki?”
“…hiçbir fikrim yok.”
“Ben de bilmiyorum.”
Akito ile Keisei bilmediklerini belirtircesine kafalarını salladılar.
“Kouenji’nin tavırlarını az çok anlayan birisi yok mu?”
Onunla uzun cümle kurabilen birisi var mıydı acaba?
“Yurda dönmüştür.”
“Nasıl emin olabiliriz ki?”
“Hep yurda dönerken görüyorum onu. Okuldan çıkarsa, o zaman başımız belada demektir. Girişe gidelim.”
Bu sözlerden sonra, girişe doğru ilerledik. Girişte ayakkabıları hala duruyorsa binanın içinde demektir.. Geride kalmamak için hızlıca yürümeye başladık.
Zaman kazanmamız lazımdı.
“Ciddi bir olay patlak verebilir.”
Sudou elini yumruk yaparak Horikita’ya fikrini söyledi.
“Dalga geçmesene. D ile C arasında çıkabilecek bir kavganın dalga geçilecek bir yanı yok. Hem sen niye benim peşimden geldin ki?”
“Nasıl yani? Senin için endişelendiğim için geldim, Suzune. Ryuuen’in kızlara bile saldırdığını duydum.”
“Ben zayıf birisi değilim. Beni korumana ihtiyacım yok.”
“Deme böyle, deme.”
Horikita kendini koruyabileceğine dair güvenini hiç yitirmemiş demek… Dövüş sanatlarında iyi olduğunu düşününce, kendisini koruyacak birine ihtiyacı da kalmıyordu haliyle.
Sudou’nun bu güç gösteriş çabası beyhudeydi kısaca..
Sudou, aynı Sudou idi… Horikita’nın güçlü olduğu aklına bile gelmiyordur..
“Ayrıca, söylemeden edemeyeceğim. Kulüp etkinliklerin yok mu senin? Ona odaklansana biraz?”
“Ben hallederim. Hem antrenmanlara daha var. Kouenji’yi bulalım önce.”
Horikita onu göndermeye çalışsa da yakasından düşmedi.
“Peki…belamızı bulmamıza gerek yok yanımızda taşıyoruz zaten diyorsun ya, neyse.”
Horikita, iğneleyici bir laf etti ona..
Horikita yalnızken başına bir şey gelirse, Sudou fena olay çıkarırdı. Hem de öyle bir olay çıkardı ki, C sınıfıyla olan vaka yanında şaka gibi kalırdı…
Ayrıca, aynı iki grup arasında kavga çıktığında….ne öğrenci konseyi ne de okul bu duruma sessiz kalmazdı.
Bu ihtimaller ışığında, Sudou’nun gözümüzün önünde olması en iyi seçeneğimizdi.
Yapan kim bilmiyorum ama çok güzel olmuş 🙂