Elitler Sınıfı - Cilt 7 - Bölüm 21 - Kişisel Puanların Gizemi
Cilt 7 – Bölüm 21 – Kişisel Puanların Gizemi
Eğer ayarladıkları gibi gittiyse her şey, Karuizawa çatı katına çıkalı 30 dakika oldu demektir.
Ishizaki’nin panikle merdivenlerden aşağı doğru indiğini gördüm, ellerinde kovalarla. Yerdeki su damlalarına bakılırsa, birkaç kez inip çıkmıştı.
En muhtemel senaryoda; Ryuuen, Karuizawa’ya eski anılarını hatırlatarak, yani ona zorbalık ederek, benim adımı öğrenmeye çalışıyordur.
Ne C sınıfı ne de Karuizawa hala aşağı inmediğine göre, Karuizawa beni hala ele vermedi demektir.
Hayal ettiğimden farklı ilerliyor galiba.
Fakat bu farklı gidişat; varsayımlarımı olumlu etkiliyor.
“Burada ne yapıyorsun, Ayanokouji? Daha ne kadar bekleyeceksin?“
Chabashira-sensei ile sınıftan çıktıktan sonra, Yamada Albert’in göz kulak olduğu merdivenlerden uzak bir yerde izlemeye koyuldum.
Çok az kaldı, birazdan…
Bu kadar beklediğim göz önünde bulundurulursa, alelacele içeri girmeme, harekete geçmeme gerek yoktu.
Ben ne kadar geç olaya müdahale edersem, o kadar çok işler benim avantajıma ilerleyecekti.
Geç dahil olmanın riskleri de vardı evet. Fakat o riskleri, sonunda elde edeceğim başarılardan dolayı göze alabiliyordum.
“Biraz konuşalım mı?“
“Böyle bir durumda mı?“
Chabashira-sensei’nin şüpheci tavırlarını görmezden gelip söze girdim.
“Okula girdikten kısa bir süre sonra, Sudou dersten geçmek için ders notu puanı almak istemişti, hatırlıyor musunuz?”
“..Evet, hatırlıyorum. Horikita ile sen, 100,000 kişisel puan karşılığında aldınız.”
6 ayı geçti bu olay yaşanalı… zaman ne çabuk akıp geçiyor ya.
“Puanlarla alamayacağımız şey yok demiştiniz. Değil mi?“
“Evet, öyle. Sudou’nun okuldan atılmasına engel oldunuz ya?“
“Evet. Fakat olay sınav puanı almaksa, hiç okuldan atılma olmaması gerekiyor, haksız mıyım? Kimin puanı düşükse, puan satın alarak onun açığı kapatılabilir. Böylece, kimse okuldan atılmak zorunda kalmaz.”
“Kişisel puanları elde etmek o kadar kolay değil ki. Bu yılki D sınıfı, kişisel puanları mucizevi bir şekilde kazandı. Normalde D sınıfları sizin elde ettiğiniz puanların yarısını anca elde edebiliyordu. Ayrıca, herkes birbirini sevmek zorunda değil. Sınıf puanını kaybetmeyi göze alarak, kişisel puanlarını önemseyenler de var.”
“Doğru.. fakat sistem bizi kandırmıyor mu? Puanlarla sınavlardan kurtulma şansımız hep var yani? Bu da okuldan atılmaya iyi bir engel.”
“Olabilir.”
Chabashira-sensei ne reddetti ne de gözlerimin içine bakabildi,
“Sorum şu aslında. Ben puan satıl almak istediğimi söylediğimde hemen fiyat verdiniz, Chabashira-sensei.”
“Çok pahalıydı diye yakınmak için mi bu konuyu açtın?“
“Hayır, sensei. Bir ders notu için 100,000 puanı canınız istediğin için mi yoksa, bu tarz şeylerin belirli bir değeri olduğu için mi söylediğinizi merak ediyorum. O an hemen bir fiyat salladınız diyebilmek zordu. Çünkü kendi başınıza böyle bir fiyat belirleyeceğinizi sanmıyorum.”
“Ne demeye çalışıyorsun, Ayanokouji?“
“Bu okulun, puanları içeren belli başlı kuralları var, değil mi? Hatta puan satın almak istendiğinde öğretmenlerin kontrol edebileceği ve teyit edebileceği bir el kitabı var? Ancak böyle bir durumda, tavırlarınız ikna edici oluyor da. “
“Yani, Sudou’nun kurtuluşu için verdiğim fiyatı, okulun önceden düzenlenmiş bir kuralına göre verdiğimi mi ima ediyorsun?“
“Evet. Lütfen cevap verebilir misiniz.”
Cevabı gecikti. Anında cevap veren Chabashira-sensei, şimdi ne diyeceğini bilemiyordu.
“Ne sorarsan cevap vereceğimi sanıyorsan aldanıyorsun.”
“O zaman cevap veremeyeceğiniz bir konu olarak değerlendiriyorum?“
“Nasıl düşünmek istersen öyle düşün.”
“O zaman bir hipotezimi dile getiriyorum. Bu okulun, her şart ve durumda geçerli bir kurallar kitabı var. Puan satın alma konusunda da, 100.000 puan önceden belirlenen bir kuraldı. Bu tahminlerimi doğru varsayarsak, ortaya bir soru işareti çıkıyor: Her sınavda 100,000 kişisel puan karşılığı, bir ders notu alıp alamayacağımız. “
“Ne istersen öyle düşün fakat asıl mesele bu değil. Şuan, Karuizawa—“
Sözlerini görmezden gelip devam ettim.
“Okula girdikten sonra, bir sınav puanı karşılığı 100,000 mi? Yoksa her sınavda istediğiniz fiyat yükseliyor mu? Ya da bir kereliğine mi mahsustu? Kafamda sürekli bu sorularla boğuşuyorum. Lütfen hangisi doğru söyleyin.”
“Yeter artık. Bu sorularına cevap vereceğimi mi sandın gerçekten? Cevap versem dahi, doğruyu mu söylüyorum emin bile olamazsın ki.”
“Olurum, sensei. Tek yapmam gereken size sormakken hem de.”
Gözlerini benden kaçırmaya çalışırken, göz temasımızı sürdürmeye devam ettim.
“Önümüzdeki ara sınavlar için bir sınav puanı şuan ne kadar ediyor?“
“……..“
Chabashira-sensei cevap vermemek adına sustu.
“Öğretmen olarak, cevap vermek zorundasınız. Siz cevap vermezseniz, diğer rehber öğretmenlere sorarım. Cevap alınca da, okula bizi görmezden geldiğinizi, ayrımcılık yaptığınızı bildireceğim. Bir çıkar yolumun olduğunu unutmayın, sensei.”
Diğer öğretmenlerin de cevap vermeme ihtimali vardı tabii. Veya cevap, puan satışı bir kereye mahsustur, ya da birisi okuldan atılma noktasına gelmeden bu tarz sorulara cevap verilmiyordur falan..
Fakat cevap veremiyor olmak, başlı başına bir yanıttı aynı zamanda.
Bir öğrencinin sınav puanı, geçmesine yetmediğinde kullanılabilen bir kurallar kitabı bile olabilirdi.
“Kuralları çözmeye mi çalışacakısın?“
“Puan biriktirdiği söylenen Ichinose, ve kişisel puanlara kafayı takmış olan bir Ryuuen var. Bu gibi kişileri düşününce, kuralları merak etmeden edemiyor insan.”
Kendi sınıflarına yarar sağlamak adına sürekli deneme yanılma yollarıyla bir şeyler kazandırmaya çalışıyorlardı.
“Peki, madem. Soruna cevap vereyim. Okulun sistemini alt etmenin yolu, kişisel puanların kurallarını çözmekten geliyor, evet. Şimdiye kadar pek çok eski öğrencimiz, şuan sizin yaptığınız gibi çeşitli açılardan yaklaşarak kişisel puan topladı. Sorunlu D sınıfları bile bu yöntemi kullandı. Hatta bazıları, diğer öğrencilere göre çok çetin ceviz çıktı. Bu okulun da, öğrencilerin yaşayabileceği sorunlara karşı önlem olarak aldığı detaylı kurallar var tabii. Ders notu satın alma, sicilinize işlenen şiddet kaydını sildirmek, okuldan atılmayı önlemek vb işlerde, gerekli olan kişisel puanlar belirli. Ve öğretmenlerin bu konuda bilgi paylaşımı kısıtlı. Çoğunu dile getirmemiz yasak çünkü. Hatta sadece yasak da demeyeyim. Okulun koyduğu bazı kuralları öğretmenler bile bilmiyor. “
“Soruma cevap veremeyecek durumdasınız demekle haklıydım yani?“
“Evet.”
Bir gizem daha çözüldü.
Yani, kişisel puanımızla bir şey satın alma mecburiyetine düşmediğimiz sürece, cevap alabilmemiz mümkün değildi.
Önümüzdeki ara sınavlar için bir ders notunun fiyatı çoktan bellirlenmiştir; Önlem almamız gerekiyordu.
Bilinmeyen bir durumda, pervasızca hareket edemezdik.
Bir ders notu karşılığı 100,000 kişisel puan ise, işimiz bitti demektir.
“..peki, bu sorularının şuan yaşananlarla ne alakası var?“
“Bir alakası yok. Sadece sormak istedim. Şuanki sorunumuzla hiçbir bağlantısı yok.”
Chabashira-sensei, gerçek niyetimi anlayamıyordu.
“Eh, şimdi..zamanı geldi. Saklambaç bitsin.”
Saat 14:40.
Birine mail attım.
Buraya acilen gelmesini söyledim.
“Tek bildiğim Karuizawa’nın C sınıfının elinde acı çektiği. Eğer olaya müdahale etmeyeceksen, yardım çağırmalısın.”
“Çatıya çıkacağım.”
Chabashira-sensei şaşkınlığını gizleyemedi.
“..delirdin mi? Eğer çıkarsan, tüm okul yarın seni öğrenecek.”
“Ryuuen’e, tüm stratejilerimizin arkasında benim olduğumu bilmesinin, bir faydası yok ki. Aksine bir daha böyle bir girişime kalkarsa kendisini de yakar. Benim bu işten artık geri dönüşüm yok, çoktan dahil oldum. “
“Çatı katına çıkarsan, bir gecede ünleneceksin. Huzurlu okul hayatın kalmayacak.”
Chabashira-sensei’nin içinde yangın var tabii, kimliğim gizli kaldığı sürece, D sınıfına yardımcı olmam için beni tehdit edebilirdi…
C sınıfı ile iletişime doğrudan geçersem, Ryuuen aradığı X’i, beni, öğrenecekti.
Hayır… belki de şüpheleri devam edecek bana inanmayacaklar… Ama bir numaralı adayı ben olacaktım.
Her ne kadar düşük profilde takılmaya çalışsam da, varlığımı öğreneceklerdi.
Chabashira-sensei gözlerini devirdi.
“Belki bir yanlış anlaşılmadır?”
“Yanlış anlaşılma mı?“
“Chairman Sakayanagi, sen okula kaydolmadan önce senden bahsetmişti. Çok özel bir öğrenci olduğundan, ne kadar yetenekli olduğundan bahsetti ve seni korumamız gerektiğinden. Sevgisiz bir ortamda büyüdüğünü de, Başkan ile olan görüşmemden anladım. Bu okulda kendi isteğinle kalabilmeni sağlamak için.. sana babanla görüştüm diye yalan söyledim. Yalan gerçeğe dönüşüyor sanki.”
“Anladım. Insanlara bir uğraş vererek bağlılık kazanmasının kolay olduğu kanaatindesiniz. Fakat benim için endişelenmenize gerek yok. Karşı taraf ne derse desin, ben bu okulda kalmaya devam edeceğim. O adamın başparmağıyla oynatabileceği bir oyuncağı olmak istemiyorum. “
“Yani seni kullanmak istemem benim hatam mıydı? D sınıfını A’ya yükseltmek istemek… hayalden öteye geçemeyecek bir istek miydi yani?”
Chabashira-sensei pes edercesine konuştu.
Bu kadar çabuk pes etmesi de ne bileyim..?
“Hayalden öteye geçemeyecek bir istek değil. Farkındaysanız D sınıfı, C’ye yükselmek üzere. Horikita sınıfı bir araya getirecektir. “
“Evet. Kimsenin başaramadığını başaracaklar. Bu bile bir başarı sayılır.. Fakat Horikita’nın sınıfı bir araya getireceğinden emin misin?”
“Sınıf öğretmenimizden duymak istemediğim bir söz bu. En azından, Horikita’nın D sınıfına bir liderden daha fazlasını olacağına güvenim tam.”
Chabashira-sensei için, Horikita, benden yararlanmasının tek yoluydu.
“Horikita olgunlaşmaya başladı. Sınıfın çoğunluğu da öyle. Tek yapmanız gereken onlara iyi bir rehber öğretmen olmak. Böylece C sınıfı pozisyonlarını koruyacaklardır… hatta A sınıfına bile yaklaşabilirler. “
Tabii, o kadar yükseğe çıkabilmek için ayrı bir yetenek gerekiyor.
“Desteğini geri çekecek misin gerçekten?“
“Evet, niyetim bu yönde.”
Bir öğretmen olarak, öğrencisinin duygularını kullanarak istediği gibi onları yönlendiremezdi. Chabashira-sensei de bunun farkındaydı.
Chabashira-sensei’yi buraya güvence olarak getirmedim.
Sınıflar arası çatışmadan ayrı kalacağımı göstermek için getirdim.
“Bu konuyu nasıl halledeceksin? Yukarı istediğin gibi çıkabilirsin ama sorun çözülecek mi?“
“Onun garantisi yok, tabii. Ryuuen’in kişiliği ve kafa yapısına göre hareket edeceğim. Bana eşlik ettiğiniz için teşekkür ederim, sensei.”
Beklediğim kişinin gelmesiyle, Chabashira-sensei’ye teşekkür ettim.
Şimdi gitmek istese de bir sorunum olmayacaktı.
“Seni beklettim özür, Ayanokouji“
Chabashira-sensei, bana seslenen eski konsey başkanı Horikita Manabu’yu görünce şaşkınlığını gizleyemedi.
“Ne oluyor…..?“
“Ryuuen ile kozlarımızı paylaştığımda yanımda bir şahit olacak. O her yola başvurabilecek birisi olduğu için, iş ciddiye binsin istemiyorum.”
Bir öğretmenin şahit tutmak en idealiydi fakat o seçeneği eledim.
Bu durumdaki, en iyi seçeneğimi devreye soktum.
“Az önce dediklerimi Horikita’ya yaptırarak mı çözeceksin meseleyi?“
“Eski konsey başkanı böyle şeyler yapabilecek birisi mi sizce?“
Chabashira-sensei, başkan Horikita’ya baktıktan sonra düşündüğünün, söz konusu dahi olmadığını anladı.
Aynı sensei gibi, başkan Horikita da boş yere bu meseleye dahil olacak tipte birisi değildi.
“Bugün çatı katında olanlara şahit tutuyorum. Bu şahidin varlığı olduğu sürece, her şey yolunda gidecek.”
Başkan Horikita ile böyle anlaştım. Konuya fransız kalan birisi ama olsundu.
“Birkaç dakika sonra çatı katına çıkacağım. Çatı katına çıkan merdivenlerde beklemeni istiyorum. Aşağı inen öğrencilere ne konuşmana ne de ceza vermene gerek yok. İnenler, senin varlığını görsün, orada olduğunu anlasınlar yeter.”
Eski konsey başkanı, öğrencilerin çatı katından indiğine şahit olacak. Bu kadarı, Ryuuen ve tayfasına yeterli olacaktır.
“Tamam. Ama sözünü unutma, Ayanokouji.”
“Tabii ki. Eğer sözümden dönersem, sen de burada yaşanacakları görmemiş gibi davranabilirsin. “
“Tamam. Hızlı ol.”
Başkan Horikita beni uyardıktan sonra, çatı katına çıkan koridora geçtim.
“Dur, Ayanokouji. Başkan Horikita’ın iş birliğini elde edemeseydin ne yapacaktın?“
“Bilmem.”
Büyük ihtimalle beni tanıyan kişiyi yani, Sakayanagi’yi çağırırdım.
O da işe yaramazsa eğer— hayır, daha fazla plan kurmanın anlamı kalmayacaktı.
“10 ya da 20 dakikaya dönerim.”