Elitler Sınıfı - Cilt 7 - Bölüm 5 - Elveda, Güzelim
Cilt 7 – Bölüm 5 – Elveda, Güzelim
Sabah dersleri bitti, öğlen molasına geldik.
Akito ile Keisei’ye beraber yemeğe gidelim diyecekken sıra komşumun bakışlarını fark edince ona seslendim.
“Ne yani? Sabahki konuya devam mı edeceksin?”
“Hayır. Senden bir ricam var.”
“Zor bir şey isteyeceksen yapamam.”
“Zahmetli bir istek ama uzun sürmeyecek.” Horikita bu cümlesinden sonra, çantasından bir kitap çıkarttı.
“Geçen hafta bu kitabı okumak istediğini söylememiş miydin?”
Masasına kütüphanenin mührü basılı kitabı koydu.
“ ‘Elveda, güzelim’ ha?”
Raymond Chandler adlı yazarın başyapıtı. Epeydir kütüphaneye gidip kitabı almaya çalışıyordum ama her seferinde başkası ödünç aldığı için pes edip vazgeçmiştim. En son satın almaya karar vermiştim hatta.
“Kitabı ödünç almayı başarabilmişsin? Bana vermeyi mi düşünüyordun?”
Kütüphaneye verir vermez başkası ödünç almak isteyebilirdi..
Kitabı benim alabilmem için, Horikita’dan bizzat alabilirdim, böylece benim ödünç almam garanti olurdu.
“İstersen, evet. Hatta bugün son teslim tarihi. Kitabı kütüphaneye götürüp bizzat kendin ödünç alabilirsin.”
“Kitabı bırakmayı zahmetli bulduğun için bana mı paslıyorsun yani?”
“Ben götürsem bile, senin de direkt ödünç alabilmen için orada olman gerekiyor? Gidip hemen üzerine alabilirsin kitabı. Bence çok daha hızlı olur.”
Haklıydı. Horikita sadece bizzat teslim etmemiş olacaktı. Ödünç almak için, öğrenci kimlik kartına ihtiyaç vardı zaten. Başkası adına kitap almak mümkün değildi.
Kitap iadesinde ise, ekstra hiçbir şey istenmiyordu. Götürüp danışmaya uzatıyorsunuz.
“Eğer istemiyorsan, ben gideceğim kütüphaneye. Fakat kitap popüler olduğu için, bir daha ne zaman okumak için fırsatın olur bilemem. Benim için kütüphaneye uğramak zor değil.”
Bu kadar uzatmaya gerek yok… değil mi? Garip bir baskı hissediyordum üzerimde. Bu baskının, Horikita’nın benim gibi kitabı okumak isteyen birine yaptığı nezaketten mi kaynaklandığından emin olamadım.
“…tamam. Ben hallederim.”
“O zaman kitap sana emanet.”
Bu sözlerinden sonra Horikita kitabı uzattı.
“Gün içinde ne zaman gidersen git. Ama bugün mutlaka kütüphaneye git. Okuldan zaman aşımı uyarısı almak istemiyorum. Yoksa sorumlusu sen olursun.”
“Tamam.”
Kütüphaneden daha önce kitap ödünç almamıştım ama sürecin nasıl işlediğini biliyordum.
Kitap ödünç almak ücretsizdi. Fakat gecikme olursa, kişisel puanlarınızdan kesinti yapılıyordu.
“Bugünün işini yarına bırakma demişler… ben yola koyulayım.”
Horikita’nın içini de rahatlatmak adına, kütüphaneye doğru yola koyuldum.