Elitler Sınıfı - Cilt 8 - Bölüm 18 - Gece Yarısı Buluşma
Cilt 8 – Bölüm 18 – Gece Yarısı Buluşma
Gece yarısı, saat 1 sularıydı. Herkes mışıl mışıl uyurken ben uyanığım. Işıklar da kapalı. Yarın için hazırlanmam ya da uyumam gerekirken uyanıktım. Çünkü birisi yastığımın altına 25 yazılı bir not bırakmış.
Çok kolay olduğu için üzerinde fazla düşünmedim: 25:00 yani saat 01.00’i işaret ediyordu. Bu notu kimin bıraktığına dair en ufak bir fikrim yok ama öğreneceğim.
…eğer birisi şaka yapıyorsa ya da amacı sadece dalga geçmekse, anlamı da değişebilirdi. Ben de hiçbir şey olmamış gibi, düşünmem gereken konulara odaklanarak zamanımı geçiririm.
Zaten okulun bu özel sınavlar ile neyi amaçladığını az çok anlamaya başladım, büyük resmi görüyorum denebilir. Bu sınavla ilgili de puanlamanın nasıl olacağına dair bir açıklama yapılmadığı için, o kısımları da az çok tahmin etmem gerekecek. Sınavda sorumlu olacağımız birkaç konu da var:
‘Zen’
Zazen’e verilen öncelikten -hatta Zazendeki duruşları tekrar etmemiz istenirken puan verileceğinden- bahsedilince, önemi ortaya çıktı. Hatta saygısız veya yersiz davranışlar tolere edilmiyor. Hemen uyarı alıyorduk.
‘Uzun koşu‘
Sıra ve tamamlama süremize göre basit bir değerlendirmeye tabii tutulacağız gibi.
‘Konuşma’
Büyük gruplardan herkes bireysel olarak konuşma/sunum yapmak zorunda. Puanlamayla ilgili açıklama dahi yapıldı.: ‘Ses tonunuz‘, ‘Duruşunuz‘, ‘Konunuz‘ ve ‘Konuşma yeteneğiniz‘
‘Yazılı sınav‘
Bu sınavın ahlak kuralları üzerine olmasını bekliyorum. Basit bit yazılı sınav gibi. Tabii ‘temizlik’ ve ‘yemek hazırlama’ gibi değişik görevlerimiz de var. Ama bu ikisi üzerinden henüz bir puanlamaya etki edecek fikrim yok. Belki puanlamaya bir şekilde dahil edilirler.
Çoğu öğrenci bu sınavdan nasıl alnının akıyla çıkacağını düşünüyordur. Çünkü bu sınavdan geçebilmek için neyle karşılaşacağımızı iyi bilmemiz gerekiyor.
Büyük grupları domine edip savsaklayanların açığını kapatmak ve yüksek puan almak için didinmek şarttı. Basit görünen ama çok insanın içine dahil olduğunda uygulaması zor olan bir strateji. Herkes bu yaklaşımla ilerliyordur ama göründüğü üzere başarılı olma şansınız düşük. Özellikle aralarında düşmanlık olan öğrencilerin ortak işler yapması çok zordu..
Bizden Horikita ile Hirata, diğer sınıflardan da Ichinose ile Katsuragi’nin seçeceği tarzdan stratejiydi bu. Bir grupta lider olarak etkili rol almak, grubun kaderini değiştirirdi.
Grup üyelerini de iyi seçmek gerekir… tabii şuan detaylı bilgim olmadığı için net bir çıkarım da bulunamıyorum.
Akademik başarısı çok yüksek olan Keisei, Zazendeki duruşu yapmakta ilk günden zorlandı. Hiç bağdaş kuramayanlar bile vardı. Bu saatten sonra kişinin akademik ya da atletik başarısı değil de…ortama ne kadar ayak uydurduğuna bakmak gerekiyordu.
…bu arada farklı stratejilerle ilerleyen kişiler de var : okulun açıklamadığı noktalara değinip ince detayları yakalayan kişiler…
ıssız ada ile başlayan ilk özel sınavımızdan beri, özel sınavların kurallarında hep açıklar olduğunu gördük. Hep bir kör nokta bulunuyor kurallarda.
Horikita ile Ibuki yasak olmasına rağmen ıssız adada kavga etmişti. Tabii, birisi okula bildirseydi ceza alırlardı ama bildirilmediği sürece sıkıntı yokmuş..
Şimdi de okuldan atılma olacağını altını çizerek söylediler. Bu yüzden de herkes de bir çekimserlik söz konusu.
Adil bir sınav olsun diye çabalamak da garanti değil bu sınavda. Belki açıkları ya da kurallardaki kör noktaları hedeflemek işe yarayabilir.. tabii, bunun için de riski göze almak gerekiyor.
Şimdiye kadar çeşitli stratejiler uygulamaya koydum. Issız adada Horikita’yi liderlikten çıkartarak lideri değiştirdim. Gemide telefon numarasını avantajıma kullandım. Spor festivalinde ve kağıt karıştırma sınavlarında da cesur hamleler yaptım.. son iki cesur hamlemle Kushida’yı da alt ettim bu arada.
Fakat şu sıralar hamle yapmak istemiyorum. Bilgi toplayıp gözlemci olarak ilerleme niyetindeyim. Sıradan bir lise öğrencisi olarak okuldan mezun olmak istediğim için riske girmemeyi yeğliyorum.
C sınıfı ağır darbe alsa da, umrumda olmayacak. Sakayanagi ve Nagumo’ya umdukları kişi olmadığımı, savaşmaya merakımın olmadığını göstermek istiyorum. Tabii bu da bir geri çekilme hamlesi olarak yorumlanabilir… ne kadar etkili olacak ben de emin değilim.
Hatta böylece Manabu Horikita’nın da beni suçlayıp bana kin beslememesini sağlamak istiyorum.
Hamle yapmak zorunda kalırsam şayet, savunmaya geçeceğim demektir. Birisi beni okuldan attırmak isterse, kendimi savunmak zorundayım. Bu arada 25:00’ı geçeli çok oldu.
Tam hiçbir şey olmuyor derken odanın kapısındaki cama koridordan ışık yansıdı. Feneri birkaç kez yansıtıp kapattılar.
Mors koduydu: Birkaç kez ışık açıp kapatmak.. Kampta ışıklar kapalı olduğu için, yanıma odadan fener almam gerekiyor.
Bu beni koridora beklediklerine dair bir işaretti. Yavaşça kalktım. Odada lavabo yoktu. Lavabo için kalktığımı düşünmeleri gayet doğaldı.
**
Odadan çıktım. Koridor kapkaranlıktı. Duyduğum ayak seslerine doğru ilerledim. Elinde fenerle beni bekleyen kişi :Horikita Manabu idi.
“Şüphe uyandırıcı olmadı mı…bu kadar zahmete girip beni çağırmak?”
Yattığım yatağı öğrenip yastığımın altına not koyabilmesi için….odaya tanıdık birini sokması gerekiyordu. Aklıma 11’lerden Ishikura ile Tsunoda, geldi. Hani şu Nagumo’nun bizi oyuna getirdiği gece, birlikte geldiği kişiler var ya..
“Öğrencilerin gece buluşmasına dair bir kısıtlama yok. Zaten en az 2-3 farklı strateji ile bu sınava hazırlanan grup vardır. Yönetim karışmıyor böyle şeylere.”
Herkes kazanmak için bilgi edinme peşinde evet de…bu saatte bu halde buluşanlardan ne beklersin ki..
“Seni neden çağırdığımı anlayabildin mi?”
“Nagumo bir hinlik mi düşünüyor? Aklıma başka bir şey gelmiyor.”
“Evet. Aynı grupta olduğun için bir bilgin vardır diye çağırdım. Bir de otobüste gönderdiğin maile cevap vermek istedim.”
“O zaman şöyle deyim: Nagumo şuan hiçbir hamle yapmış değil.”
Biraz yalan karıştı cümleme ama…henüz büyük resmi görebilmiş de değilim. Dahası, Nagumo’nun ona meydan okuduğunu bildiğim için de bazı şüphelerim var.
Büyük bir grubun içindeyken kendisini zor duruma düşürecek bir hamle yapacağını sanmıyorum. Aksi halde hem 10’ların güvenini kaybedecek hem de 9’lara güven vermeyecektir.
Böyle büyük bir riskin olduğu savaşta, meydan okumadan önce kazanmayı garantilemeniz gerekir… böyle bir hava da vermiyor. Manabu Horikita, adil bir yarış olsun dediği için, bize liderlik eder; grubu hizaya getirir falan diye bekledim ama… o da yok.
Horikita Manabu’yu endişelendiren de bu olmalı. Yoksa fikrimi sormak için çağırmazdı.
“Yani Nagumo, sınavı hilesiz mi ilerletiyor?”
“Bilmem. Bu savaşı üçüncü bir grubu dahil etmeden kazanacağını da sanmıyorum.”
Derslere herkesin düzenli katılmasını sağlayıp, hastalanmasınlar diye çaba harcasa falan….yine de grubun puanını bi nebze olsun yükseltemeyebilirdi. En kötü ihtimalle, ceza almaktan yırtabilirdik.. sondan 2. olmak gibi falan yani?
“Şuan bizim büyük grubu ortak paydada topladım.”
Manabu Horikita, kendi durumundan bahsetti. A sınıfı odaklı bir grubu vardı. Kazanma şansları çok yüksek.
Nagumo ise hiçbir hamle yapmış değildi.
“Sözünde durmama ihtimali yüzde kaç? Belki farklı bir şeyin peşindedir.”
“Nagumo kendisine karşı gelenlere hiç acımaz. Ryuuen gibi birkaç kez garip metotlar uyguladı. Bu yüzden de 10.sınıflar arasında okuldan atılma oranı çok yüksek. Fakat verdiği sözlerden bir kez bile dönmedi.”
“Yani üçüncü bir grubu dahil etmeyeceğinden eminsin?”
“Evet.”
Manabu Horikita tereddüt etmeden fikrini dile getirip başıyla onayladı. Iki yıldır beraber çalıştığı kişi olduğu için, onu iyi tanıyordur.
…bu sözlerden sonra bir anlığına şüpheye düşsem de kafamda bir fikir oluştu. Manabu, 10 ve 11’ler için bir tavsiye de bulunmam gerektiğini düşünüyorum.
Fakat şuan Manabu’ya bu sözlerim mantıklı gelmeyebilir. Malum rakibinin ağzından çıkan söze kendinden daha çok güveniyor ve buna odaklı bir strateji uyguluyordu.
“Boşa zamanını aldım galiba.”
Manabu yavaşça arkasını kolaçan etti.
“Mailde sorduğun sorunun cevabına gelirsek…öğrenci konseyi özel sınavlarda yetkisini kullanabilir: Kuralları ya da cezaları değiştirmek gibi.Öğrencilerin bakış açılarını ve görüşlerini yansıttıkları için karışmalarına izin verildiği oluyor. Fakat her istediklerini yapmalarına izin verilmiyor.”
“Demek öyle.”
Sorumu cevapladıktan sonra Manabu Horikita arkasını dönüp gitti.
“Kaybedebilir…”
Farkında olmadan mırıldanmışım. Belki ‘kaybetmek’ demek doğru olmaz. Manabu Horikita hata yapmayacaktır. Grubunu güzelce domine edip bu işin üstesinden gelecektir.
Fakat…sadece bunlarla başarabileceği…bir soru işaretinden ileri gitmiyor.
Bu sınavla beraber köklü değişiklikler okulumuzda uygulanmaya başlayabilirdi.
Patreon hesabından bizi desteklemek ve daha fazla bölüm okumak için tıklayın.