Elitler Sınıfı - Cilt 8 - Bölüm 5 - Kouenji’nin A Sınıfına Çıkma Planları
Cilt 8 – Bölüm 5 – Kouenji’nin A Sınıfına Çıkma Planları
Uzun süren açılış gösterileri bittikten sonra, Nagumo bizim gruba seslendi.
“Senpai’ler gitti. Zamanınız var mı? Hala lider seçmemişsiniz.”
Nagumo’nun durumu çakmasıyla, Keisei panikledi.
“Ehh, nasıl anladın senpai?”
“ Taş-kağıt-makas oynayalım dediğimde şaşırıp kaldın çünkü. Grupça seçilen lider olsaydın, tereddütsüz öne çıkardın hem. Hatta grupta geç tepki verildi. C sınıfında 3-4 kişi durumdan hoşnut değil galiba.”
Nagumo bizi pek tanımasa da doğru çıkarımlarda bulundu. Böyle bir çıkarım zor değildir ama her babayiğidin harcı da değil..
Keisei’nin arkasına geçerek onun önünü açmış oldum; bir nevi onu liderliğe ben zorlamıştım. O zaman liderlik için bir konuşma yapsaydık, şuan sorun olmazdı. Fakat zayıf olduğumuzu göstermek istedim. Pek işe yaramadı gibi ama neyse.
“Sonra da lider seçebiliriz.”
“Doğru diyorsun da 9’ların liderlerini öğrenmek istiyoruz. Liderlik vasfını çabuk almanızı isterim. Zaten ne kadar geriye iterseniz, gruptaki kişiler o kadar huzursuz olacak, gönüllü çıkmayacaktır.”
Bu konuyla neden ilgilendiğini bilmiyorum ama Nagumo hemen lider seçmemizi istiyordu.
“..ne yapıyoruz peki?”
Keisei gruba doğru sordu ama ne lider olmak istiyordu ne de gruptan birilerini tanıyordu. Karma bir gruptuk malum.
“Nasıl seçtiğinizin ne önemi var, seçin gitsin işte birini.”
Konsey başkanının verdiği bu öneriye karşı, kabadayı görünümlü Ishizaki ve Albert bile karşı gelemezdi.
“Kimse gönüllü olmayacak gibi. Taş-kağıt-makas oynayalım mı?”
Ishizaki bu sözlerinden sonra elini yumruk yaptı. Hemen ben de elimi yumruk yaptım. 9 kişi bir çember oluşturup hazır ola geçtik.
Bir kişi hariç…. Taş-kağıt-makas için ne elini uzattı ne yanımıza yaklaştı.
“Oi, Kouenji.”
Keisei, pencere kenarında dışarıyı seyre dalmış olan Kouenji’ye seslendi. Fakat arkasını dönüp bakmadı bile.
“Hey sarı kafa. Gel buraya.”
- sınıflardan birisi ona öfkeyle seslenince, fark edip çevirdi kafasını.
“Fufufu. Güzelliği dillere destan sarı saçlarıma sen sarı kafa mı dedin?”
“Ne?”
Taş-kağıt-makas için tek kelime etmeyip sanki saçına küfretmiş gibi saçını övdü.
“Ciddi ol be, Kouenji.”
“Ciddiyetten kastınız nedir, arkadaşlar? Taş-kağıt-makas ciddiyet mi şimdi?”
“Hey, çömez…..Kouenji? Senpai’lerinle dalga mı geçiyorsun sen?”
Bu havalı tavırlarından insanların dikkatini çekeceği belliydi.
“Dalga mı? Benim ne size merakım var ne de yaptığınız işe. Rahat olun.”
Niyetinin kötü olmadığını ima etmeye çalışırken, ateşe körükle gittiğini fark etti ve ekledi.
“Taş-kağıt-makas oynamıyorum, çünkü lider olmak istemiyorum.”
“Ben de istemiyorum. Hatta kimse istemiyor. Bulduğumuz çözüm bu?”
Keisei, Kouenji’yi ikna etmeye çalışsa da, nafileydi.
“Çok garip konuşuyorsun, çocuk. Kimse ilgilenmiyorsa, istemiyorsa; niye oyun oynama peşindesiniz?”
“Kural böyle yahu.”
“Kurallara göre, birinin lider olması şart, evet. Biriniz olsun işte.”
“Kes saçmalamayı! Böyle bu işten sıyrılamazsın.”
Kouenji ile daha önce de Ryuen ile beraber kavga eden Ishizaki, ona bağırıp kendine gelmesini söyledi.
“Fufufu. O zaman grubun lideri sen ol, bu iş burda kapansın?”
Kouenji bu sözlerinden sonra, kahkülleriyle oynamaya başladı. Ishizaki şok, tabii.
“O zaman, seni lider seçiyorum. Nasıl fikir?”
“İstediğin gibi rolü üstüme atabilirsin. Grupta birisi lider olmadığı sürece hepimizin başı belaya girecek değil mi? Aranızdan biri olsun bitsin işte.”
Kouenji sözlerine ara vermeden herkesi şoke ederek devam etti.
“Ben ne istersem onu yaparım. Bir şeyi reddediyorsam, onu bana yaptırmanızın imkanı yok. Üstüme yıksanız da, liderlik vasfını yerine getirmeyeceğim. Hatta sınavı bile sabote ederim. Yanıma yoldaş bile alırım gerekirse. Bana zorla hiçbir şey yaptıramazsınız. Anlaşıldı mı?”
“….ama…böyle yaparsan okuldan atılırsın!.”
“Fu. Fu. Fu. Olabilir ama tek gitmem.”
Atılmaktan hiç korkmuyormuş gibi bir hali vardı.
“..çok saçma şeylerden bahsediyorsunuz. Sınavdan sıfır alsam bile, benim yerime daha çok çalışıp barajı geçmek zorundasınız. Bana göre hava hoş.” diye ekledi.
Kouenji saçlarını geriye doğru savurdu. Kouenji’nin bu iddialarının garantisi tabii ki yoktu. Büyük ihtimalle işten sıyrılmak için, olaya atraksiyon katıyordur. Gayet de başarılı hatta.
“Bu çocuğun kafasında birkaç tahtası eksik be.”
Ishizaki kafasını sağa sola sallayıp cık cık nidalarıyla, mırıldandı.Kouenji’nin sözlerindeki çelişkiyi ben fark ettim. Büyük ihtimalle diğerleri anlamadı..
Özellikle tavırlarını umrunda değilmiş gibi ayarlıyordu. Kouenji için, herkesin risk alıp son günü beklemesi mümkün değildi.
“Sakin olalım. Sıfır alacak kadar geri zekalı değildir.”
Mümkün olsaydı, liderliği Kouenji’ye kakalayacaklardı.
Diğer öğrencilerin bakış açısına göre, Kouenji başlı başına bir sorundu: hem yüksek puan alma şansları ellerinden gidecekti hem de yoldaş olarak atılma ihtimalleri vardı.
Kouenji gerçekten sınavdan 0 çekerse, işte o zaman ayvayı yedik demektir.
“Yeter, Ishizaki. Böyle devam edersen, yoldaş olarak gidecek kişi sen olacaksın.”
Hashimoto, düşmanını korurcasına Ishizaki’yi dizginledi.
“Aman be, bu grupla ne kadar ileri gidebiliriz ki? Delirmişsiniz siz.”
“Eh…”
Hashimoto iç çekip başını haklısın dercesine salladı.
Kimse bu grubunun birinci olacağını düşünmüyordu. Bu yüzden de kimse lider olmak istemiyordu. Galiba grup beklediğimden daha çaresiz bir durumda. Kouenji bu tavırlarına devam ederse, ciddi puan kaybedebiliriz.
Dahası, bu küçük grubun en düşük puanı alabilme ihtimali ne 10 ne de 11’lerin planlarında yoktur. Milletin işine de çomak sokacağız, bu gidişle.
Birisi, Kouenji’nin garip tavırlarına karşı, saldırıya geçti.
“Senin haberlerini aldım, Kouenji.”
Beklenmedik kişi…..Nagumo oldu, Kouenji’yi tanımadığına yemin edebilirim ama ahbabıymış gibi yanına gidip ona laf attı. Şayet bir yerlerde karşılaştılarsa, asla normal şartlar altında değildir.
“Ben de seni tanıyorum, konsey başkanı olan sensin, değil mi?”
Konsey başkanına karşı korkusuz ve ukala tavırlarını sürdüren Kouenji, her zamanki rahat tavırlarıyla ona cevap verdi.
“Salağa yatmak istediğin kadar yat. Ama okuldan atılmak istemediğini adım gibi biliyorum.”
Açık vermeyen Kouenji’ye karşı bu soruyu soran kişi, Nagumo idi ve ekledi:
“Bu okulun sisteminin garip olduğu doğru. Buna rağmen, bu ‘ben sizinle uğraşamam’ nidalarıyla buraya kadar gelebilmişsin. Fakat, bu tavırlarını sürdüremezsin. Sana zorla liderlik versek, sınavı boykot ederim mi dedin? Ağzından çıkanı kulağın duysun. Güldürme beni. Ne A sınıfına yükselmek istiyorsun ne de bu okuldan ayrılmak istiyorsun..”
“Fufufu. Garip şeyler söylüyorsun, senpai. Sana yalan söylediğimi düşündüren nedir?”
Okul başladıktan sonra, bizimkiler Kouenji’ye A sınıfına çıkmak isteyip istemediğini sormuşlardı. O da umrumda değil demişti.
…tek istediği okuldan mezun olmak. Okuldan atılmak istemediği gibi, üst sınıflara çıkmak da istemiyor. Benimle benzer düşüncelere sahip diyebilirim. İhtiyaç duyduğu yerde öne çıkıp sonra geri çekiliyor.
“Eh, yüzünden okunuyor be.”
Nagumo alay edercesine söyleyince, Kouenji kahkahayı patlattı.
“Bravo. Bravo.”
Alkış tutarak eşlik etti. Nagumo’nun doğru tahminlerine karşı tepki veriyordu.
“Lider olmak istemediğim için yalan söyledim, evet. A sınıfına çıkmak da okuldan atılmak da istemiyorum. Tarafsız olmanın en doğrusu olduğunu düşünüyorum.”
Kouenji dürüstçe düşüncelerini dile getirse de Nagumo, hoşnut değildi.
“A sınıfına çıkmak istememen de yalan, haksız mıyım?”
“Yok artık. Bir de her dediği yalan… konumuna mı düştüm?”
“Yalan dersen, kendini kandırmış olursun, Kouenji. A sınıfından mezun olmak için çoktan bir garanti çözümün var çünkü?”
Nagumo çok garip bir laf ortaya attı.Sadece bizim grup değil, 10 ve 11’ler de şaşkınlık içinde ona baktı.
“Ha? Eh, sözlerini temellendir de görelim nerden çıkartıyorsun bu lafları.”
“Emin misin? Burada açıklama yaparsam, garanti çözümün işe yaramayacak. Daha doğrusu, ben istediğin olmasın diye boş bir hamle haline getireceğim?”
“Fufufu. Sorun değil. Sen anlat, ben merak ediyorum.”
Nagumo’nun tehditkar açıklamalarına karşı, Kouenji gülümseyerek yanıt istedi.
“A sınıfına yükselmek için, kişinin 20 milyon puana ihtiyacı var. Herkesin bilip bir kez olsun uygulamaya çalıştığı stratejilerden biri. Tabii iş uygulamaya gelince, işler zorlaşıyor. Ama imkansız da değil, hani. Sen de okula girer girmez, hemen 11’lerden mezun olduklarında kalan puanlarının nasıl değerlendirildiğini öğrenmeye çalıştın.”
“Eee.”
“Mezun olanların kişisel puanı, okul dışında kullanabilsinler diye nakite çevrilir. Puanlar nakite çevrildiğinde değeri düşse de, okulda hala aynı değere sahipler.. sen de onların kişisel puanlarını para vererek daha yüksek bir fiyat ile satın almayı düşündün, haksız mıyım?”
Nagumo’nun açıklamalarına karşı, herkesin ağzı açık kaldı. Şok, şok..
Bu açıklamalara karşı Kouenji de hoşnut bir şekilde gülümseyip cevap verdi.
“Evet. Okula girdikten sonra küçük bir araştırma sonrası bu bilgiyi edindim. Okul hayatım boyunca ne kadar dipte olursam olayım, 11’lerin kişisel puanlarını yasal yollarla alabileceğimi öğrendim. İstediğim zaman A sınıfından mezun olabileceğim. Bu bilgiye de çok çabuk ulaştım, okulun bir heyecanı kalmadı.”
Para var huzur var, arkadaş…
Kişisel puanları parayla satabilecek çok öğrenci vardır bence. A sınıfından mezun olmayı garantilemiş öğrenciler, A sınıfına yükselmekten çoktan vazgeçenler falan..
Böyle bir transfer mümkünse şayet, çok kişi gönüllü olacaktır. Normal şartlarda zor tabii. Yani düşünsenize, 20 milyon puan için 20 milyon yen ödediğinizi… Soygun bunun adı.
Bir lise öğrencisinin böyle bir tutarı ödeyeceğini söylemesi, kimseye de güven hissi vermez.
“Eh ben bu okula girmeden önce şirketin ana sayfasına fotoğrafımla beraber yeni CEO’muz diye bir not eklettim. Yani, her an onlarca milyon hesabıma aktarabilirler. Bana güveneceklerdir.”
“Evet. Hatta 10.sınıflardan sana puan satmayı düşünenler var. 11’lerden daha fazla öğrenci olduğunu da düşünüyorum. Bazılarına sır olarak saklatmayı başarmışsın ama bir kısmı bana bu konudan bahsetti. Sana güvenip güvenemeyeceklerini sordular. Planın fena değildi. Ama buraya kadarmış, zengin çocuk.”
Nagumo, bu sözlerinden sonra 10 ve 11’lere dönüp baktı.
“Zengin olabilir ama güvenilir birisi değil. Gördüğünüz gibi, çıkarları için yalan söylemeye hazır ve nazır.”
Biraz duraklayıp devam etti.
“Bu arada, okula da bildiriyorum bu durumu. Mezuniyetten sonra kişisel puanların satılması bu okulda olmaması gereken bir eylem. Izin verilmeyecektir.”
“Sıkıntı yok. Zaten A sınıfına yükselmek için başka planlarım var. Sadece uygulamaya koymuş değilim. “
Demek Kouenji’nin stratejilerinden biri buydu… çok garip lan. Dahası, sadece Kouenji’nin gerçekleştirebileceği bir strateji…20 milyon yen.. vay anasını.
“..garip biri olduğunu düşünüyordum ama dışa bağımlı yaşıyormuşsun meğer? Bravo.”
Hashimoto hem övdü hem dövdü çocuğu. Anlamadım ben amacı neydi.
“Caka satmayı bırak artık. Şimdi ne yapacaksın onu söyle, Kouenji?”
Herkesin gözleri, Kouenji’nin üzerinde artık.
Düşünüyorum ve Kouenji’nin A sınıfından mezun olmak için hiçbir sebep göremiyorum.
Kouenji için, bu okuldan mezun olmak yeterliydi. Etrafındaki insanlarla anlaşma yapmak zorunda değil ki.. böyle bir açık buldu diyelim, kullanmaya ihtiyacı var mı gerçekten?
Bu yüzden planının ortaya çıkmasını umursamadı bence. Veyahut… yeni bir çıkış yolu bulmak ona zevk veriyordur.
Nagumo’nun, Kouenji’ye olan gözlemleri ve edindiği bilgileri hiç fena değildi.
Keisei mırıldanarak; “Kouenji’nin ilk kez bu kadar uzun konuştuğuna şahit oluyorum.”
“Konsey başkanım, ben taş-kağıt-makas oynamayacağım. Madem her şey açıklığa kavuştu, sen içindeki taşları döktün. Ben de döküyorum. Lider olmayacağım..”
“..peki.”
Kouenji, kendince A sınıfına çıkmak için bir yol düşünmüş olabilirdi. Ama duruşu, tavrı değişmedi. Aksine bu açığa çıkan bilgileri avantajına kullandı.
Kouenji’yi lider yapmanın yolu yoktu. Dahası, zengin bir aileden geliyor. Okuldan atılması onun geleceğini etkilemez ki.
Zaten böyle birinin okuldan atılmaktan korkacağını da sanmıyorum. Belki Kouenji’yi liderliğe zorlardık ama… bunu yapabilecek grup üyelerimiz olduğuna şüpheliyim.
Kouenji’nin onları peşlerinden sürükleyeceğini biliyorlar çünkü.
“En iyisi liderliği ben alayım da bu iş kapansın artık…...”
Mecburi bir halde, Keisei elini kaldırdı.
Kouenji, Ishizaki ve Albert gibi başa çıkması zor kişiler var ya… Zaten kazanma şansımız da buna bağlı az. Kimseden de istek gelmiyor liderlik için..
“O zaman lider belirlendi.”
Nagumo lideri seçip grubu dağıttı. Okuldan aldığımız bilgiler doğrultusunda jimnastik salonundan ayrıldık.