Elitler Sınıfı - Cilt 9 - Bölüm 25 - Nifak Tohumları
Cilt 9 – Bölüm 25 – Nifak Tohumları
Şubatın 14’ü, sevgililer günü.
Öğlen molasında beni ısrarla takip eden Hashimoto’yu devre dışı bırakmaya karar verdiğim gün. Kei’nin bana çikolata vereceğini düşündüğüm için, bu durumu avantajıma kullanmak istiyorum.
Kei çikolata verecekse ya sabah ya da akşam verir. Okuldayken vermezdi. Hirata ile yeni ayrıldığı için yanında çikolata taşımasına da gerek yoktu.
Zaten herhangi birine çikolata vermesi bile, olay olur; yanlış anlaşılırdı. Bu durumu aleyhime kullanacağım dedim ya hani, bu yüzden telefonumu geceden kapattım.
Bana dikkatsizce yaklaşıp çikolata verme ihtimali sıfırdı. Yine de her ihtimale karşı ve en önemlisi sabah uygun olmadığımı bahane etmek amacıyla telefonumu kapattım. Buluştuğumuzda her şeyin doğal olmasını istedim.
Hashimoto ise, bilgi edinemeden boş boş beni takip etmek zorunda kaldığı için bunalıyordur. Ona bir şeyler yaşanacakmış gibi bir izlenim vereyim bari.
…Kei ile olan gizli buluşmamızda Kei bana çikolata verdi. Özellikle saat 5’i seçtim ki Hashimoto’nun beni takip ettiği saat aralığına denk gelsin diye. Genelde akşam 6 olmadan peşimi bırakıyordu.
Hashimoto da tam tahmin ettiğim gibi lobinin kamerasından yurttan çıktığımı izliyordu.
Şimdiye kadar ön plana çıkıp bizzat bana laf atacak bir fırsatı olmadığı için, ikimizi yalnız görünce fırsatı kaçırmadı.
Olduğu yerde oturup izleseydi de benzer bir sonuçla karşılaşacaktı ama… neyse.
Hashimoto, Kei ile sürekli iletişim halinde olduğum düşüncesiyle, – daha doğrusu sonunda dişe dokunur bir bilgi edindiği için – mutluydu.
Ertesi gün, Hashimoto’nun takipleri kesildi. Sene sonu sınavlarına odaklanmıştır büyük ihtimalle.
Ben de artık daha rahat hareket edebiliyorum.
Kei’den aldığım çikolatayı çantama koyup okul binasına gittim.
Hiyori Shiina ile kütüphanede görüştüm. Tabii, sohbetimiz daha çok kitaplar üzerine oldu.
Fakat, benim odak noktam kitaplar değildi.
Sohbetimize biraz nifak tohumu ekledim denebilir. Ichinose dışında A sınıfının başka insanlara da saldırabileceğine dair küçük bir imada bulundum.
Bu ektiğim tohumun meyvesini birkaç gün sonra aldım. Özellikle dedikoduların baş kahramanı olarak Ishizaki ve Ibuki’yi hedef aldım ki şiddete başvurarak ortama hareket, şenlik, gelsin.
Tabii, bu sadece ateşe körükle gitmekti. Kavga çıkartacak kadar ileri gitmeseler bile, sonuç pek değişmeyecekti.
Asıl önemli nokta, mesajların forum sayfalarında nasıl ve kim tarafından paylaşılacağıydı.
Bu problemimi çözecek kişiyle, 10/B sınıfından Nagumo’nun çöküşünü dört gözle bekleyen başkan vekili Kiriyama ile, iletişime geçtim.
Hiyori ile kütüphanede görüştükten sonra geç saatlerde nerdeyse kimsenin olmadığı bir zamanda Kiriyama ile okulda görüştüm.
Planımı ona açıklayıp Ichinose’i kurtaracağımızı anlattım.
“Anladım ama o dedikoduları kendi telefonumdan mı paylaşayım istiyorsun? Bana bunun faydası ne peki?”
“Yanlış düşünüyorsun. Bana yardımcı olarak aramızdaki bağı güçlendireceksin. Senin harekete geçmeni beklersem şayet, aramızdaki ilişki hiçbir zaman güçlenmeyecek.”
Açıkçası, Kiriyama benden tek bir istekte dahi bulunmadı daha.
“Tabii, olmaz. Senin yeteneklerine güvenmiyorum çünkü.”
“Evet. Bu yüzden de hem bana iyilik edeceksin hem de beni kendine borçlu çıkartacaksın. İlerde acil bir durum olduğundan, bana çekinmeden güvenebileceksin. Dahası, foruma dedikoduları yazmak seni zarara sokmayacak.”
“…nasıl yani?”
“Ichinose Honami, öğrenci konseyi için değerli birisi. Onu kaybetmeniz kötü olacaktır. Foruma dedikoduları paylaşırsan, okulu bu duruma dahil ederek onun güvenliğini sağlayabileceksin.”
“9’lardan birinin yaşadığı soruna dahil olup dedikoduları paylaşırsam, öğrenci konseyinin güvenilirliği sorgulanır ama.. ”
“Peki bunun neresi kötü?”
“Nee…?”
“Öğrenci konseyinin güvenilirliği sorgulanırsa, en büyük zararı alacak kişi Nagumo olur. Onun çöküşünü istemiyor gibisin?”
“Saçmalama. Dedikoduları paylaşan kişinin ben olduğu ortaya çıkarsa, asıl o zaman büyük olay olur. Sadece okuldan ceza almam aynı zamanda Nagumo da beni görevimden alı-”
“Bu konuyu farklı bir yöne çekip işin içinden sıyrılamaz mısın? Başkan Nagumo’ya karşı savaş veriyorsun değil mi? Yoksa ona kafa tutacak gücüm yok mu diyorsun?”
“Senin gibi bir çömez benim ne yaşadığımı ne bilir…!?”
Kiriyama öfkeyle bana baktı.
“Eski başkana göre, Kushida çoktan Nagumo ile bağ kurmuş.”
“Neden…… Horikita-senpai, senin gibi birine bu kadar çok güveniyor, anlamıyorum!?”
“Kushida, 9’lar arasındaki en çok bilgiye sahip öğrenci. Forumdaki dedikoduları, başkan Nagumo için Kushida’nın sızdırdığı bilgiler olarak gösterebilirsin. Böyle bir bilgiyi herkes kolayca kabul eder; detayını eşelemez.”
…Kushida’nun verdiği bilgiler ile Ichinose’i kurtarmak için Kiriyama’nın Nagumo’dan talimat aldığına dair uydurma bir hikaye yazılabilir..
Bu yeni ve beklenmedik çözüm kafasına yatmıştır herhalde.
“…Bu kadar ilerisini düşünüp benimle iletişime geçtiğini mi söylüyorsun?”
Kiriyama düşüncelere daldı. Paylaşımı yaparsa neler olabileceğini hayal ediyordur.
Fakat razı gelmesi için yeterli değildi. Ben de biraz yarasına tuz basayım dedim.
“Burada beni reddedersen, artık Nagumo’ya karşı beyaz bayrağı çektiğini düşüneceğim. Ya da Manabu’ya seni çoktan kaybettiğini, düşmana çoktan ruhunu teslim ettiğini söylerim..?”
Biraz ileri gidip tehdit etmiş oldum ama Kiriyama’yı harekete geçirmek için başka çarem yoktu. Onun keyfini beklersek, o ooo..
“Kararın nedir?”
“…ne zaman mesajları yazmam gerekiyor?”
“Hemen burda şimdi.”
Başka bir zaman söyleseydim, başkasının telefonuyla mesajları gönderebilirdi.
Tabii, başkasının telefonunu kullansa sonuç değişmez ama planlarım için her şeyin kontrolüm altında olmasını istiyordum.
Bir de Kiriyama’nun bu konuyu başkasına anlatmasını engellemeye çalışıyordum.
“Tamam. Bana borçlandın, haberin olsun.”
“Sağ ol.”
Kiriyama’ya telefonuma yazdığım tüm dedikoduları gösterdim. Forum sitelerine yazmasını izledim. Yaklaşık 10 dakika sonra işlem tamamlandı.
Anında fark edecek çok az öğrenci olur. Ama yarına kıyamet kopar diye düşünüyorum.
✩ ✩ ✩ ✩ ✩ ✩ ✩ ✩ ✩ ✩