Elitler Sınıfı - Cilt 9 - Bölüm 26 - Zincirleri Kırmak
Cilt 9 – Bölüm 26 – Zincirleri Kırmak
Tüm ayak işlerini hallettim.
Tek bir işim kaldı: Ichinose Honami’nin kalbindeki zincirleri kırmak.
Sakayanagi’nin onu ezmek için bir hamle yapacağı belliydi. Hatta stratejisi öyle güzel işliyordu ki– Ichinose iyileştiği halde hala okula gelmemeye devam ediyordu.
Şubatın 18’i, D ile A sınıfında olay çıktığı gün.
Hastalığı başlayalı 5 gün oldu ve hala okula gelmiyordu. Hastalığı atlatmıştır…. ama ya yaşadığı travmayı atlatabildi mi…?
Tekrar okula gelmediğini öğrenince onunla iletişime geçmeye karar verdim. Onu molalarda görmeye kalkarsam, birisi fark edebilirdi..
Ben de yurdun boş olduğu bir saatte onu görmeye gittim. Telefonla arayıp haber vermedim. Ona reddetme şansı vermek istemedim.
Odasının kapısına gelince zili çaldım.
“Konuşmak istiyorum. Dışarı çıkabilir misin?”
Bir süre sonra cevap verdi.
“Özür dilerim, Ayanokōji-kun. Beni görmeye gelerek zahmet etmişsin ama daha sonra görüşelim olur mu?”
Sesinde enerji yoktu ama hasta falan gibi de gelmiyordu.
“O notlar senin için çok mu önemliydi?”
Ichinose soruma cevap vermedi. Odasının kapısına sırtımı vererek yere oturdum.
“Pazartesi okula gelecek misin?”
“…Bilmiyorum.”
Rahatsız olduğu konuya direkt sorulara cevap vermek yerine, dolambaçlı sorulara cevap vermeye razıydı.
“Öğlen molası bitene kadar burada kalabilirim, zamanım var.”
Ardından, son ana kadar kapıda oturmaya devam ettim. Süre dolunca;
“Ben okula geri dönüyorum.”
“Benim…biraz zamana ihtiyacım var. Kafamda sorularıma cevap bulana kadar… bana müsaade et… lütfen gelme artık…”
Ichinose’in gergin bir ses tonuyla verdiği cevaptan sonra okula döndüm.
☆ ★ ☆ ★
Hafta sonu geçti ve ayın 21’i pazartesi geldi çattı. Sene sonu sınavları cuma günü başlıyor.
Ichinose yine okula gelmedi.
Bu arada; Kanzaki, Shibata, ve diğer yakın arkadaşları ona mesaj, telefon ve mail yoluyla ulaşmaya çalışıyordu. Ve bunu bir süredir yapıyorlardı.
Okuldan sonra da onu ziyarete gitmiyorlardı. Büyük ihtimalle hepsini uyarıp göndermiştir.
Öğlen molasında sıvışıp yurda giderek tekrar odasının yolunu aşındırdım. Nazikçe kapısına vurarak ona seslendim. Cevap vermesini bile beklemeden konuştum.
“Bugün de okula gelmediğini söylediler?”
Bana gelme demesine rağmen geldim. Uyarısını umursamadı.
Bu sefer, Ichinose cevap vermedi.
Ben de bir şey demedim. Geçen seferki gibi mola bitene kadar kapısında oturdum.
☆ ★ ☆ ★
Salı günü de aynısı oldu. Baktım yine gelmemiş, odasına gittim.
Kendi sınıfından birisinden nefret edemezdi ama ben başka bir sınıftandım.
Tüm bağını benimle koparsa dahi, kaybedecek bir şeyimiz yoktu. Bu kadar inatçı olmamdaki ilk sebep buydu.
Sınavın başlamasına da çok az kalmıştı. Böyle giderse sınav günü bile gelmeyebilirdi. Sınava gelse bile, sınıf arkadaşları bir haftalık stresin ve üzüntünün etkisinden iyi sonuç alamayacaklardı.
Sınıfından kimse atılmasa da, sınıf puanlarında ciddi düşüş yaşanırdı.
Ichinose’n en azından perşembe günü okula gelmesi, arkadaşlarını rahatlatması lazımdı.
Olayların gidişatının böyle ilerleyebilmesi için, son gün yarın.
✩ ✩ ✩ ✩ ✩ ✩ ✩ ✩ ✩ ✩