Elitler Sınıfı - Cilt 9 - Bölüm 7 - Bırakılan Not

Cilt 9 – Bölüm 7 – Bırakılan Not
Bugün cuma. Kanzaki ile Hashimoto’nun hafif olaylı konuşmasından yana 4 gün geçti.
Ichinose hakkındaki iftiralar gün geçtikçe artıyordu. Hatta bu okuldaki tüm öğrencilerin duyduğuna eminim ama kanıtlayamam o kadar yani.
Ichinose hala okula bu durumu bildirmemişti. Herkese umrunda olmadığını söylüyor zoraki gülümsüyordu. Ama durumun bu olmadığı hal ve tavırlarından belliydi de.
Ağır iftiralar altında kalmasına rağmen, Ichinose dik durmaya devam ediyordu. Onu destekleyen öğrenciler de yok değildi.
Kimisi: “Temeli olmayan söylentiler işte.” “İftira atıyorlar ya.” ve “Hepsi yalan, uydurma.” gibi sözlerle onu destekliyordu.
Her dedikodunun bir bitiş zamanı vardır. Ichinose’i yıkma planları da yavaşça sona erecektir.
Sessiz kalarak başarıyla bu durumun üstesinden geliyordu. Zamanla öğrenciler de dedikodulara çok aldırış edemedi. Malum sınavlar falan.
Herkesin odak noktası değişmeye başladı. Fakat tam da sular durulmuşken, garip bir olay patlak verdi: Dedikodular tekrar alevlendi.
Cuma günü, okul çıkışında oldu.
Okuldan yurda dönerken, yurdun lobisinde kalabalık olduğunu fark ettim. Sanki daha önce yaşamışım gibi bir his kapladı vücudumu.
“Dejavu…mu deniyordu buna?”
Yine tesadüfün bu kadarı. Katsuragi yine aynı yerdeydi. Tek fark yanında bu sefer Yahiko da vardı. Onlardan başka kalabalıkta tanıdığım olmadığı için, onlara yaklaşıp seslendim.
“Bu kargaşanın sebebi neymiş?”
“Ah. Yine birisi not göndermiş herkese. Geçenki olayın benzeri işte.”
Katsuragi söylenerek kollarını birbirine doladı. Durumdan hoşnut değil galiba.
“Sana da göndermemişler mi, Ayanokouji?”
Yahiko bakayım diye baskı yapınca, başımı salladım.
“Bir bakayım.”
Posta kutumun başına geçtim, şifreyi girip içini açtım. Bir önceki gibi dörde katlanmış bir kağıt vardı.
Bir önceki gibi mesaj bilgisayar çıktısıysa, kopya dağıtılmış demektir. Tabii, böyle katlanmış bir kağıtta el yazısı var mı yok mu anlamak mümkün değil.
Elime alıp yavaşça kağıdı açtım.
『Ichinose Honami suçlu.』
Yazılıydı. Bu sefer gönderenin adı yazmıyordu. Sadece tek bir cümle…
Standart bir yazı fontuyla yazılmış, basit bir nottu. Marketten ya da kırtasiyeden alınan çıktılara benzemiyordu. Sanki özel bir yazıcıdan çıkmış gibiydi.
Tam da sular durulmuşken, ortaya çıkan bir not. Hem de ‘suçlu’ yazıyor. Bu sözü hak edecek ne yaptığına dair hiçbir detay yoktu.
“Ichinose görünce çok şaşıracak bence.”
“Bu direkt dövüşün, gönderene etkisi olmaz mı? Dedikodu olmaktan çıkıyor, suçlamaya dönüyor çünkü?”
Yahiko, Katsuragi’ye not bırakmanın gönderen kişi için ucuz bir hamle olup olmadığını sordu.
“Bu olay, geçenkinden farklı. Ichinose’e açık bir şekilde saldırılmıştı ve bu durumu okula başvurarak resmi olarak suçsuzluğunu kanıtladı. Çok fazla puanı olmasını normal kabul ettiler. Bu sefer durum biraz daha farklı. Direkt bir karalama var. Okula başvurursa, göndereni bulabilirler diye düşünüyorum.”
“O zaman gönderen salağın teki.”
“Bence değil.”
“Öyle mi diyorsun?”
“Gönderen kişi…..böyle olacağını tahmin ediyordur.”
“Huh… yoksa bu iftiraların kaynağını…Katsuragi-san, biliyor musun?”
“Basitçe bir tahminim var diyelim.”
Sakayanagi bana planlarından bahsetmişti. Ama bu durumdan başka kimseye bahsetmemiştir. Hatta Hashimoto’nun tek tabanca çalışması da olasıydı. Ya da 10 veya 11.sınıflardan birisi için çalışıyordur.
Tabii, bu notun kaynağının her ikisi de olmama ihtimali vardı.
Katsuragi’nin bu sözünden az çok bir şeyler anladığını da sezmiyor değilim.
… Sakayanagi ilk şüphelisi mesela.
“Bakalım ne olacak. Ichinose’e bağlı her şey.”
Gönderen kişinin Ichinose’n okula başvurmayacağından emindi bence. Hatta bu yüzden bu kadar ileri gidiyordu.
Ichinose, bu duruma karşı tepki vermediği sürece, okul da harekete geçmeyecektir.
Tüm bu olayların karşısında, Ichinose lobiye çıka geldi. Büyük ihtimalle arkadaşları onu çağırmıştır. Alelacele geldi.
Katsuragi, ben ve yaklaşık 10 öğrenci onun gelişini izledik.
“…”
Ichinose tek kelime etmedi, not kağıdını inceledi. Okuması 3 saniye bile sürmemiştir..
Fakat, Ichinose kağıda bir süre bakakaldı.
“…bu tüm posta kutularında mı var?”
“Evet… korkunç değil mi? Herhalde tüm 9’lara göndermişlerdir…”
9/B’den Mako Amikura, bu sözleriyle beraber ona yaklaşıp sarıldı.
“Hey, bu konuya bir son verelim artık. Bunlara katlanmak zorunda değilsin.”
“Evet! Öğretmenlere danışalım, onlar mutlaka suçluyu bulur!”
Şimdiye kadarki söylentiler hep geçici olmuş, bu kadar olay çıkmamıştı. Dahası, ortada ne kanıt vardı ne delil. Ichinose’e iftira atıldığının düşünülmesi normaldi.
“Sorun yok. Böyle şeyler bana koymaz.”
“O-olmaz öyle şey! Honami-chan, bir şeyler yapmazsak adın kötüye çıkacak!”
Sınıf arkadaşlarının desteğini alıyordu. Ona yardımcı olmaya çalışıyorlardı.
10 kişinin içinden 9 kişi inanıyor diyelim. 1 kişi inanmıyor; bu bile sıkıntıydı. 1 kişinin inanmayıp olayı büyütmesiyle başı çok ağrır insanın.
Ichinose sessiz kalmayı tercih ediyordu ama çevresi bu fikre sıcak bakmıyordu.
Hepsi ona yardımcı olmak için uğraşıyor; bir çıkış yolu arıyordu. Onun adını temize çıkararak suçluya da ceza vermiş olacaklardı. Fakat, bu da Ichinose’i köşeye sıkıştırmaktan başka bir işe yaramıyordu.
“Sizi de üzüyorum farkındayım. Lütfen bu konuyu kapatalım. Benim için endişelenmeyin. ”
Bu sözleriyle beraber B sınıfı kızlarına gülümsedi.
…bu notları gece yarısı herkes uyurken posta kutularına atmış olmaları yüksek ihtimaldi. Sabahları posta kutusuna bakan çok az kişi oluyordu. Genelde herkes akşama doğru okuldan yurda dönerken bakıyordu. Zaten olay, birinin notu bulmasıydı. Gerisi domino taşı gibi geliyordu.
Bu arada, bir köşede bu yaşananları sinsi sinsi gülerek izleyen birisi vardı.
Katsuragi o kıza sertçe baktı.
9/A’dan, Kamuro Masumi. Sakayanagi’nin bastonu gibi her yerde gezdirdiği kız, bugün yalnızdı.
“Kamuro ile ilgili bir sorun mu var, dalıp gittin?”
“Yok…yok bir şey.”
Katsuragi cevap vermedi. Elindeki not kağıdını çöp kutusuna atıp asansörü çağırdı. Yahiko ile asansöre bindiler. Katsuragi’nin yüzündeki sert ifadeyi, asansör kapanana kadar görebilme fırsatım oldu. Asansörün yukarı çıktığını görünce, ben de odama dönmeye karar verdim.