Youkoso Jitsuryoku, Cilt 4.5, Kısım 5, Part 2

                                                               

Göz açıp kapayıncaya kadar beklenen vakit gelmişti. Yaz tatilinin son etkinliği başlıyordu artık. Anlaştığımız zaman 8:30’du.  Lobiye indiğimde ise, nerdeyse sohbet grubunun hepsi çoktan gelmiş bekliyordu.

“Geç kaldın, ha.”

” İyi de hala……10  saniye var 8.30’a.”

“Asansör tıka basa dolydu herhalde. Bu yüzden mi geciktin?”

Vaktinde gelmiş sayılırım ama Horikita yolumu gözlüyormuş demek ki.  Zorla gelmesine sebep olduğum için kesin ya.  Hem de rahatsız hissetmiş olabilir bu ortamda. Kushida ve Sakura, Ike ve Yamauchi, bu dörtlü içinden nerdeyse kimseyle konuşmuyor.

“G- Günaydın, Ayanokouji-kun.”

“Günaydın, Sakura”.

Sakura, her zamanki gibi beni korkuyla selamlıyordu. Yamauchi de SAkura’yı umursamıyormuş gibi takılıyordu. Ben de yedim…. Kimi kandırıyorsa…

Sakura da bir değişik davranıyor zaten.

Her Türlü itirafın her zaman mutlu sona sonuçlanmayacağını e bazı garip/sıkıntılı sorunları da beraberinde getireceği gerçeği..

” Sudou nerde?”

“Kesin uyuya kalmıştır, sonuçta Sudou’dan bahsediyoruz.” Dedi Horikita.

Buuşma zamanı çoktan geçmişti ve hala Sudou’dan eser yoktu.  Düne kadar kulüp aktiviteleriyle ilgileniyordu, yorulmuştur herhalde. kimsenin Sudou’yu aramaya niyeti yoktu ben de gönüllü oldum. 

“Açmıyor.”

Telefonu çalıyor, ama açmıyordu. Ben de aramayı kapatıp haber verdim durumu.

“Sudou n yapıyor ya? 8:30 oldu çoktan saat! Eğer hemen gelmezse geç kalacağız!”

Ike huzursuzlanmaya başlamıştı, sürekli asansöre bakıp duruyordu. Ama harekete geçtiği de yoktu.

“T-tamam, ben gider uyandırırım onu.”

Yamauchi, Sakura ile arasındaki garip durumdan rahatsız olacak ki bu sözlerden sonra hemen asansöre bindi. Onun gidişiyle ortamdaki ağır havanın yok olduğunu fark edebildim. 

“Buna bir şey mi oldu ya?”

Horikita da,  Yamauchi’dei garipliği sezmiş olacak ki yüksek sesle sordu.  Bu sorusuna cevap olarak birkaç kez kafamı hızlıca salladım.

“Bir şeyler oldu evet.”

Sonra da sustum. İki tarafta hikayelerinin yayılmasından hoşnut olmazdı.

“Hmmm—? Şeyy… Horikita-san ve diğerleri, günaydın—“.

Sudou’yu beklerken lobide, Ichinose ve üç kız arkadaşı çıka geldi.

Ellerinde tuttukları renkli çantalarından, plaj havluları seçilebiliyordu.

“Yoksa sizde mi havuza gideceksiniz?”

“Aynen öyle.”

Tatilin son günü, havuza gidip eğlenerek geçirecektik. Niyetimiz birazcık farklı olsa da, garip bir durum değildi. 

“Madem hepimiz aynı yere gidiyoruz, hep beraber gidelim. Olur mu?”.

“Tabii ki olurrr!!!”

Ike nerdeyse uçacak gibi yerinden zıplayıp cevapladı.  Horikita ise ağzını bile açmadı, demek bir şey demiyor bu duruma. 

” Sadece bir arkadaşımız uyuya kalmış, onu bekliyoruz birazdan gelecek.”

“Beklerizz.” Dedi Ichinose.


Blogumuza yorum yaparak ya da blogumuzu sosyal medyada paylaşarak bize destek olabilirsiniz.

Keyifli okumalar~~

Bu şarkı da benden hediye olsun 😀