Youkoso Jitsuryoku, Cilt 4, Sonsöz – Her Bireyin Farkı

Sınavın son günü başladı. Issız adadakinin aksine, bu lüks gemide zaman hızla geçiyor. Ayrıca, her gün iki saatlik tartışma vakitleri de çok fazla konu tartışılmadan geçti. Hem Ryuuen’in birleşik cephe planı hem de Katsuragi’nin kale hisarı planı her zamanki gibi ilerlerken, B sınıfından Ichinose Honomi, zamanını bu stratejilere karşı bir planla gelmeden geçirdi.

“Vaah. Yine çektim! Belki de papaz kaçtıda kötüyümdür?” dedi Ichinose, elindeki kartları önümde dağıtırken.

Bu, yaptığımız beşinci tartışma oturumu olmasına rağmen, Ichinose bir kez daha kart oynamayı önerdi. Bu yaklaşımını sorgulamalıydım, ancak A sınıfından hiçkimse tartışma için gelmek istemiyor gibiydi. Bu yüzden, sadece boşa vakit geçirmektense oynamanın daha iyi olacağını düşünen küçük bir grup insan kart oyunlarına katıldı.

Manabe ve diğerlerinin Karuizawa ile teması biraz endişelendiriciydi ama fotoğrafları ona göndermek mükemmel bir şekilde işe yaramış gibi. Ve şimdi onlar itaatkar bir şekilde ondan uzak duruyorlardı. Karuizawa da buna inandı ve her zamanki gibi normal davrandı.

Öte yandan, Manabe’nin perspektifinden bakarsak, mesaj atan o gizemli kişinin yangın merdiveni olayında orada olan ben veya Yukimura olması gerekir. Mesaja, görüntüleri bir sınıf arkadaşımdan aldığımı da eklemiştim, ancak fotoğrafı çekenin orada bulunan iki kişiden biri olması gerektiği gayet açık. Öyle ya da böyle resimler, ilginç bir şekilde, mesajı yollayan kişiye yayılmış olmalıydı. En azından Manabe tüm bunlardan bu fikri çıkarmış olmalı ya.

Bundan sorumlu olanın ben olduğumdan emin olamadığı sürece, bana karşı harekete geçemez. Ne de olsa bu resimleri çeken kişinin kimliğini bulmanın bir anlamı yok.

“Burada böyle durmam iyi mi?…” dedi yanımda oturan Yukimura, kasvetli ve depresif bir tonda.

“Fazla karamsarsın, Yukimura-kun. Burası yürekten oynadığın ve sinirini attığın yer. Rövanş. Rövanş!”

“Bunu pas geçeceğim. Hiçbir şekilde öyle hissetmiyorum. Daha da önemlisi, böylesi iyi mi, Ichinose-san? Sınavın böyle sona ermesi. Bu grubu yönlendiren ve hepimize rehberlik edenin sen olduğunu sanıyordum.” diye sordu Yukimura, Ichinose’ye.

Ve buna cevaben, ellerinde kartları tutan Ichinose, kısaca durdu.

“Bu senin için fazlasıyla uygun değil mi, Yukimura-kun? Eğer gerçekten kazanmak istiyorsan, başkalarına senin uğruna bir şeyler yapması için güvenme ve kazanmak için kendi gücünü kullan.” diye cevapladı Ichinose, Yukimura’yı.

“… o kadarını anlıyorum. Anlıyorum.” dedi Yukimura.

Sorumluluğu kendi üzerinden atamayacağı gerçeği, Yukimira’nın da bu gerçeğin farkında olduğundan eminim. Fakat bilmesine rağmen, hala bu boşvermiş atmosferi değiştirmek istediğini düşünüyorum.

Eğer sınav sadece akademik başarılarımızı ölçüyor olsaydı, üst düzey notlara sahip olan Yukimura, en güvenilirlerden biri olurdu. Ama sadece akademik olarak yetenekli olmak, aynı zamanda da insanların ruhuna dokunabileceğin anlamına gelmez. Bu öyle yeni fikirler ortaya koymaya benzemez. Basitçe, bu dünyada kelimeleri ve denklemleri ezberleyerek yapılamayan şeyler var.

Yaz tatillerinde, yaptığımız iki özel sınav, Horikita bile bunlar karşısında kendi güçsüzlüğüyle yüzleşmek zorunda kalmıştı. Herhangi bir çıkmaz durumda, Ichinose, Machida ve diğerlerinin de bu irite edici hissi hissedip hissetmediklerini merak ediyorum.

Öte yandan, bu hayal kırıklığı bile, ruhunuzu kırmadığı sürece sonunda sizi güçlendirmek için kullanılabilir ya.

———————

Bir süredir ailevi sağlık problemleri yüzünden çeviri yapmaya zaman bulamıyordum ama bundan sonra çevirilere tam gaz devam ediyorum. Cilt 4 bitmeye yaklaşırken ilerde olaylar da giderek ilginçleşeceğe benziyor, hadi bakalım.

~~KEYİFLİ OKUMALAR~~