Arifureta Shokugyō – Cilt 1, Bölüm 10: Donner

Karanlıkta, yeşil ışık taşları çevreyi loş bir şekilde aydınlatıyordu.

Işık hafif bir gölgeyi belli ediyordu. Gölge bir canavara çömelmiş ve umutsuzca önünde bir şey çiğniyordu.

“Eww~ Blegh, lanet olsun, bu son derece iğrenç!”

Hajime ikiz-kuyruklu kurdun etini yerken lanet okudu. Etrafta yalnızca onun eti çiğneme sesi vardı.

En sert kaslardan oluşan eti dişleriyle parçalarken, damlayan kanla beraber umutsuzca yutkundu. Yediği son yemekten bu yana iki hafta geçmişti ve aniden etle buluşması, midesinin bunu red etmeye çalışmasına rağmen onu sürükleyici bir acıyla sınayarak bu iğrenç eti yemeye zorluyordu. Ancak Hajime bunu basitçe normal bir olay olarak düşünmeye devam ederken eti yutmaya devam etti.

‘’Sorun yok… bunu normal bir etmiş gibi dü- öğh-‘’

Görünüşü tamamen bir barbara benziyordu, herhangi bir modern insan görünüşünü son derece mide bulandırıcı bulurdu. Etin iğrenç kokusu ve korkunç tadı gözlerine yaş getirse de, uzun süre sonra yemek yemenin verdiği tatmin etkisiyle sarhoş olmuştu. Hajime bu kadar basit bir yeme eyleminin ona bu kadar mutluluk getirebileceğini hiç düşünmemişti.

Midesine aldığı etleri temizlemek için kutsal suyu bir içecek olarak kullanıyordu.(Eğer Azizler Kilisesi’nin takipçileri böyle bir duyum alırlarsa, şüphesiz bu savurganlıktan dolayı bayılırlardı.) Fakat bir anda midesi şişmeye başladı ve vücudunda anormal değişiklikler meydana geldi.

“Ah? …!? GUAAAAA!!! K-KARNIM? Ne- neler oluyor! AHHHH!”

Tüm vücudu aniden şiddetli bir arıya maruz kaldı, sanki vücudunun içinde bir erozyon başlamış gibi son derece tatsız bir duyguydu. Acı zaman geçtikçe yoğunlaşmaya sürekli devam ediyordu.

“Guaaaaaa! Ne, Bu da ne…. Guuuuuu!”

Vücudunu tarifsiz bir acı sardı. Hajime yerde çırpınıyordu, bu fantom ağrının bile üstesinden gelecek kadar şiddetli bir acıydı. Titreyen eliyle göğsünden, taştan yapılmış bir tüp şeklindeki kabı çıkardı. Tüpün ucundaki tıpayı ağzıyla ısırıp çıkardı ve şişedeki kutsal suyu içmeye başladı. Kutsal suyun etkisi devreye girdi ve ağrıyı azalttı fakat yoğun ağrının tekrar üstüne üşüşmesi uzun sürmedi.

“AHHH!! Neden… işe yaramıyor, AHHHHHHHHHH!”

Hajime’nin vücudu acıyla senkronize bir şekilde sarsılmaya başladı. Ba-thump, Ba-thump, her nabzı attığı anda tüm vücudu buna tepki olarak parçalanma sesiyle birlikte bozuluyordu. Ama bir sonraki anda kutsal su etkili oldu ve vücudundaki anormalliği iyileştirdi. İyileşme sonrasında yoğun ağrı bir kez daha vurdu ancak tekrardan iyileşti. Kutsal suyun etkileri inanılmazdı ancak olağanüstü iyileştirme yetenekleri işe yaramaz görünüyordu.

Kutsal suyun etkilerinden dolayı bayılması imkansızdı, muazzam iyileştirme yetenekleri geri tepmişti.

Hajime çığlık atarken yerde debelendi ve birçok kez başını duvara çarptı. Görünürde sonu olmayan cehennemin tadını deneyimlemeye devam etti. Öldürülmeyi tercih edeceğini düşünürken -açıkçası etrafta bu dileğini yerine getirecek kimse olmadığından başka seçeneği yoktu-  buna katlanmak zorunda kaldı.

Hajime’nin vücudunda değişiklikler gözükmeye başladı. İlk olarak saçları rengini kaybetti. Sınırlarını aşan acı ya da başka bir şey yüzünden olabilirdi. Siyah saçları bir anda beyazlaşmıştı. Daha sonra kasları ve kemikleri kalınlaştı ve vücudunda birkaç ince kırmızımsı siyah çizgiler belirdi.

Aşırı telafi denen bir fenomen vardı. Antrenman veya diğer aktiviteler nedeniyle parçalanan kasların, iyileştiğinde hafif bir aşırı büyüme yaşayacağı bir fenomendi. Benzer şekilde kırık kemikler için de geçerliydi. İyileşmeden sonra güçleri daha da artardı. Şu anda Hajime’nin vücuduna olan şey de tam olarak bu fenomendi.

Büyülü canavarların eti insanlar için ölümcül bir zehirdi. Vücutlarında şaşırtıcı derecede fiziksel yetenekler sergilemelerini sağlayan, vücutlarını doğrudan dolaşan, büyülü güç üreten büyülü taş adı verilen özel bir organları vardır. Büyülü canavarların etleri ve kemikleri, vücutlarında dolaşan büyülü gücün içinde yüzdüğünden kuvvetli ve sağlam bir hâl alırdı.

Böyle bir ‘değişim büyüsü’ büyülü sözler ya da çemberler gerektirmez ve belirsiz detaylarla doğuştan ortaya çıkmış bir büyü olarak kabul edilir. Her duruma bu değişim büyüsü insan vücudunu içten aşındırıp hücreleri yok ederek ölümcül bir hâl alır. Geçmişte, büyülü canavarların etini yiyen herkesin bedenleri istisnasız bir şekilde parçalanmıştı ve bunun sonucunda da ölmüşlerdi. Nitekim Hajime bunu biliyordu fakat açlığı yüzünden görmezden geldiği için çok dalgındı.

Eğer Hajime tüm büyülü canavarların etini yeseydi şüphesiz şimdiye çoktan parçalanmış bir şekilde ölmüş olurdu ama bunu önleyen gizili bir ilacı vardı: Kutsal Su. Parçalanan kısımları anında yenilenmiş ve bunu sonucunda vücudu inanılmaz ölçüde güçlenmişti.

Parçala, yenile, parçala, yenile, parçala, yenile. Vücudu değiştiğinden dolayı nabzı tıpkı reenkarnasyona girmiş gibi atıyordu. Kırılgan insan vücudunu bir kenara atıp  yeniden doğduğu bir metamorfozdu. Değişimi tamamlanan Hajime yeniden doğmuş gibi bağırdı.

Vücudundaki sarsılma Hajime yere yığıldığında durdu. Tamamen yorgun düşmüştü. Saçları tamamen bembeyazdı ve şimdi kıyafetlerinin altında kırmızımsı siyah çizgiler görünüyordu. Tıpkı Tekmeci Tavşan, İkiz-kuyruklu kurt ve  Pençeli Ayı’nınkine benziyordu.

Hajime’nin sağ eli seğirdi, sıkıca kapattığı gözlerini hafif bir şekilde açtı. Titreyen odağı sağ eline düştü. Yumruğunu sıktı. Elini yere koydu ve az bir mesafe boyunca sürükledi. Bunun sonucunda bir ses oluştu ve sesi duyabildi. Hâlâ yaşıyordu. Yavaşça kalkmadan önce elinin kontrolünden emin olmak için yumruğunu birkaç kez sıktı ve serbest bıraktı.

“…Sonunda hatırladım, büyülü canavarların eti yenmemeliydi… Ahhh tam bir aptalım… pekâlâ, yememem gerekse bile çoktan yedim… Gerçekten bir aptalım… Ahahahaha… AHAHAHHAHAHA…”

Hajime, yorgun bir ifadeyle kendine değer veren bir kahkaha attı. Açlığı azalmıştı ve fantom ağrısı bile az önce çektiği acıyla birlikte uçup gitmişti. Acı hissetmeyeli uzun zaman olmuştu. Daha doğrusu, vücudu garip bir şekilde hafifti ve güçle dolup taştığını hissediyordu.

“Vücuduma ne oldu? Çok garip bir his…”

Değişim sadece dış görünüşünden ibaret değildi. Hajime de bununla ilgili bir rahatsızlık hissediyordu. Hem sıcak hem soğuk, bu hissi tarif etmek için yetersiz kalırdı. Sağ koluna yoğunlaşarak ince kırmızımsı siyah çizgileri ortaya çıkardı

“Uwah, iğ-, iğrenç, tamamen bir büyülü canavarmışım hissi veriyor… ne şaka ama. Oh doğru, statü plakam…”

Statü Plakasının varlığını tamamen unutan Hajime, ceplerini karıştırdı. Her nasılsa kazara kaybetmemiş gibiydi. Hajime vücudunun şu anki anormalliği hakkında bir şeyler öğrenebileceğini umarak durumunu kontrol etti.

“…Eh?” 

Hajime o kadar şok oldu ki, içgüdüsel olarak Kansai lehçesini yeniden uyguladı.

‘’NEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEE?! B-B-B-B-BUUUU RAKAMLAR NE BÖYLE?! BOZULMADIN DEĞİL Mİ? YANİ BU KADAR YÜKSE- OH, YOK ARTIK! İKİDEN FAZLA BECERİ ELDE ETMİŞİM!’’

Geniş kapsamlı olarak bütün statüleri artmıştı. Yalnızca 8 seviye olmasına rağmen becerileri üç katına çıkmıştı.  Eğer seviyeler bir kişinin büyümesinin temsili olarak kabul edilirse Hajime’nin büyüme sınırlarını da aştığı açıkça görülebilirdi.

“Büyü Manipülasyonu?”

Kelime anlamıyla bakacak olursak 【Büyü Manipülasyonu】 kişinin büyüyü kontrol altında tutabilmesiydi.

‘’Bir ihtimal, daha önce yaşadığım garip duygu, büyü gücü müydü?’’

Tıpkı öncesinde olduğu gibi Hajime konsantre oldu ve 【Büyü Manipülasyonu】’nu denedi. Hajime konsantre olmaya başlar başlamaz ince, kırmızımsı siyah çizgiler tekrar ortaya çıktı.

Bütün duygularının sağ elinde toplandığı bir görüntü hayal ederken bir kez daha garip hissi yaşadıktan sonra büyü yavaş ve kontrolsüzce yayılmaya başladı.

“Whoa, whoa, oh~?”

Denemeler yaparken Hajime istemsiz bir şekilde heyecanına yenik düşerek çığlıklar attı. Sağ elinde toplanan büyü gücü, eldivenin üzerine dönüşüm büyüsü kullanabilmesi için kazınmış olan büyülü çembere girmeye başladı. Hâlâ şaşkın olsa da dönüşüm yapmaya çalıştı ve  zeminin kolayca yükselmesine neden oldu.

“C-ciddi misin? Büyülü söz söylememe gerek yok mu? Prensip olarak büyülü canavarlar dışında büyüyü kimse doğrudan manipüle edemez… Büyülü canavarların etini yemek bana bu özel karakteristiği mi verdi?”

Tam üstüne basmıştı. Hajime, gerçekten de büyülü canavarların eşsiz karakteristiğini elde etmişti. Devamında, aynı şekilde 【Yıldırım Örtüsü】 becerisini kullanmak istemişti 

“Pekâlâ… bunu nasıl yapmalıyım acaba? 【Yıldırım Örtüsü】 elektrik akımıyla ilgili değil mi? Yoksa? İkiz-kuyruklu kurtların kuyruklarındakiyle…”

Ne kadar denerse denesin hiçbir değilim yoktu. Hissedilebilen büyülü gücün aksine herhangi bir ipucu olmadan Yıldırım Örtüsü’nü nasıl kullanacağı hakkında hiçbir fikri yoktu. “Mmmmm!” Bir inilti ile dönüşüm yapmak istediğinde net bir zihinsel imaja sahip olmanın önemini hatırladı. Eldivenindeki büyülü çemberin üzerine pek formül yazılmadığından dönüşüm sırasında işleyeceği nesneye net bir zihinsel görüntü aktarması gerekiyordu.

Hajime, statik elektriğin cızırdadığını hayal etti. Ardından sağ elinin uçlarından kırmızı elektrik kıvılcımları ortaya çıktı.

“Oo~, işe yaradı… Görüyorum ki, hayal gücü büyülü canavarların özgün büyüsü için baya gerekli bir şeymiş. ”

Bundan sonra elektriği defalarca serbest bıraktı. Ancak İkiz-kuyruklu kurtlar gibi saldırılar gerçekleştirilemiyordu. Muhtemelen, adından da anlaşılabileceği gibi 【Yıldırım Örtüsü】 yalnızca vücut etrafında kullanılabilirdi. Hajime’nin denediği gibi iletilebilecek ölçüde bir beceri değildi. Akımı ve voltajı ayarlaması için hâlâ pratiğe ihtiyacı vardı.

Son olarak 【Demir Mide】 temel anlamıyla alınabilirdi. Büyülü canavarların etini yemek, herkesin bağışlanma için yalvarmasına sebep olacak bir acıya maruz kalmasına sebep olurdu. Ancak zindanda yiyecek başka bir şey seçilemeyeceğinden acı ve açlık arasında bir seçim yapmak zorundaydı. Böylesine olağandışı seçimlerle karşı karşıya kalan Hajime, belki de yeni becerisinin bu sorunu çözmeye yardım edebileceğini umuyordu.

İkiz-kuyruklu kurtlardan biraz daha et çıkardıktan sonra onları pişirmek için Yıldırım Örtüsü’nü kullandı. Beklenildiği gibi açlığını giderdikten sonra artık çiğ yemek yemesine gerek kalmamıştı. Yoğun kokulara dayanmaya çalışırken etleri iyice pişirmişti.

Sonrasında kararını verdi ve yedi. On saniye… bir dakika… on dakika… hiçbir şey yaşanmadı. Hajime arka arkaya etleri pişirip yemişti fakat sonucunda şiddetli ağrılar çekmemişti. Hajime Demir Mide’nin etkisiyle mi, yoksa kendi iradesinden kaynaklandığını bilmiyordu ama her halükârda memnundu. Her ısırığında gelen cehennemin tadı nihayet gitmişti.

Kalbindeki memnuniyeti sağladıktan sonra Hajime geçici olarak üssüne dönmeye hazırlandı. Pençeli Ayı’ya karşı zafer kazanma şansını artırmak için yeni güçlerini bir süre boyunca güçlendirmek amacıyla çaba sarf etmesi gerekiyordu.

Etleri İkiz-kuyruklu Kurtların derilerinden ayırmak ilk seferkine kıyasla daha kolaydı. Eti taştan yapılmış kaplarda saklayan Hajime, dikkatli bir şekilde Tanrı Kristalinin bulunduğu üssüne doğru yola koyuldu.

~~~~~~~~~

Hajime’nin üsse geri dönmesinden ve dönüşümle diğer becerilerini geliştirmeye başlamasından bu yana birkaç gün geçmişti. Bütün becerileri güzelce gelişiyordu. Bunların arasında dönüşümde bir değişiklik olmuştu, bir türetme becerisi kazanmıştı. Bu 【Mineral Değerlendirme(Değer biçme)】 idi. Kraliyet başkentinde, krallığın emrindeki  Sinerjistler arasında bile, sadece en yüksek rütbeye sahip olanlar bu yeteneğe sahipti. Tipik olarak değerlendirme tipi büyü, saldırı tipi büyü ile karşılaştırıldığında daha fazla büyülü formül gerektiriyordu. Kaçınılmaz olarak sadece yeterince büyük olan büyülü çembere sahip tesisler bunu gerçekleştirebiliyordu. Ancak bu beceriye sahip olan bir kişi için herhangi bir minerale temas ettiği sürece o minerali sadece basit bir büyülü söz ve büyülü çemberle analiz edebilrdi. Gizli bir yetenek değildi ancak uzun yıllar boyunca dönüşüm kullanılmanın ustalaştırılmasıyla elde edilebilecek eşsiz bir beceriydi.

Hajime derhal etrafındaki mineralleri iyice inceledi. Örneğin yeşil ışık taşı üzerinde 【Mineral Değerlendirme】 kullanması, Statü Plakasının üzerinde yazıların dökülmesiyle sonuçlanırdı.

Bu son derece basit bir açıklamaydı ama bilgiyi tam anlamıyla takdir etti. Hajime merakla düşünürken yüzünde bir sırıtış ortaya çıktı. Etrafta gezip yararlı mineraller bulduktan sonra Hajime yaratacağı silah için vazgeçilmez bir mineral keşfetti. Silah yalnızca ortağı değil, aynı zamanda onun kozu olacaktı.

Hajime açıklamayı gördüğünde aklından bin bir türlü eğlenceli şey geçti. Yanıcı Taş tıpkı Dünya’daki barut olarak adlandırılan madde ile aynı rolü paylaşmıyor muydu? Eğer durum buysa, dönüşüm becerisini kullanmadan saldırı gücünü nasıl en üst düzeye çıkarabileceğini keşfetmişti. Bu ona büyük bir heyecan vermişti. Silahını üretmek için muhtemelen çok büyük bir çaba ve deneme-yanılma gerekecekti. Bununla birlikte, nihayetinde bir saldırı aracı elde etmek için onu sayısız kez kurtarmış olan dönüşümü kullanabilmek, Hajime’yi inanılmaz derecede mutlu etti.

Böylece, ciddiyetle zamanını dönüşümden başka bir şeye harcamadı. Yemek yemeyi, uyumayı hatta binden fazla kez başarısız olduktan sonra Hajime sonunda yapmayı planladığı şeyi başarıyla tamamladı.

Ses hızının üzerindeki hızıyla en kısa mesafeden uçup ezici gücünü hedeflerini öldürmek için kullanan modern bir silah.

Bölgedeki en sert cevher kullanılarak –Taur Taşı- yaklaşık altı cm genişliğinde, altı yuvarlak döner kartuşlu, dikdörtgen namlulu bir silah. Mermiler de ayrıca sıkıştırılmış Yanıcı Taş tozundan ve Taur Taşından yapılmıştı. Başka bir deyişle, bu altıpatlar tipinde bir tabancaydı. Üstelik mermiler yalnızca yanıcı taşın patlayıcı gücüne sahip olmakla kalmıyor, ayrıca Hajime’nin eşsiz büyüsü 【Yıldırım Örtüsü】 ile elektromanyetik bir itişle mini bir raylı top benzeri bir silaha dönüştürülmüştü. Maksimum gücü bir anti-materyal tüfeğinin on katıydı.

 ‘’Sanırım bundan sonra her zaman beraber olacağız. O zaman sana bir isim vermeliyim değil mi? Hmmm… Buldum! Bundan sonra sana Donner diyeceğim.’’

Her nasılsa Hajime partnerine bir isim verme ihtiyacı duydu.

“…Durum buysa, o canavar bile… kaçması… mümkün değil!”

Donner dışında gözlerinin önünde modern silahlara atıfta bulunan binlerce denemesinden geriye kalan silah parçalarına bakarken hafifçe güldü.

Genellikle ‘’Dönüşüm’’ becerisine sahip ‘’Sinerjist’’ gibi yaygın bir meslek sınıfının yapabileceği ustaca bir kılıç veya zırhtan daha fazlası olamazdı. Fakat şu anda kılıç ve büyü dünyasında geleneksel bir silahın doğduğu andı.

~~~~~~~~~


Telafi etmeye çalışacağım…