Youkoso Jitsuryoku, Cilt 5, Bölüm 8: Düşmanlar & Müttefikler

Bir sonraki ‘rehberlik dersinden’ başlayarak bağımsız olarak antrenman yapılmasına karar verildi. Bu boş zamanlarda, herkes spor kıyafetlerini giyip etrafa dağılarak antrenman yapmaya başladı.

“Vaay be! Şunlara bakın.”

İke yüzünde açıkça belli olan rahatsız bir bakışla okul binasını işaret etti.
Orada bizi gözetleyen öğrenciler vardı ve sayıları az değildi.

“Onlar B Sınıfından değil mi? Hemen keşif yapmaya başlamışlar—“

Spor festivali stratejilerinden birisi de muhakkak ki diğer sınıfların fiziksel yeteneklerini öğrenmekti.. Yani, düşmanlarını tanımaya çalışıyorlar..

“Yanlarındaki A Sınıfı da bizi gözetliyor.”

Düşman veya müttefik…yeteneklerimizi kavrayıp öğrenmek onlara elbette avantaj sağlar.


Bunu okulun göze çarpan bir yerinde,-herkesin görebileceği açık bir alanda- yaparsak gözetlenmemiz normal tabii…

Ancak bu yüzünden kendimizi antrenman yapmaktan alıkoyar veya sonraya bırakırsak, zaman kaybetmiş olacağız… Fazla şansımız yok, yani.

“Hemen başladı.”

Kıyafetini ilk değiştiren Horikita meraklı bakışları fark etmiş gibiydi.

Ama beni endişelendiren C Sınıfı, ya. Sınıflarında birilerinin olduğuna dair işaretler vardı, ama cam kenarında bize bakan tek bir kişi bile yoktu.

Neredeyse D Sınıfından kimlerin yarışmaya katıldığıyla hiç ilgilenmiyorlarmış  gibi davranıyorlardı…

“Ryuuen-kun hakkında endişeleniyor musun?”

“Eh, biraz.”

“Etrafı kolaçan edip keşif yapmayı düşünmemiş olması imkansız… Ancak B Sınıfı ile iş birliğini reddeden o’ydu. Cidden bir strateji oluşturmaya niyeti yok bence.”

Bunu söyledikten sonra sanki ‘durum bu’ der gibi baktı ve devam etti.

“Sen uyarmadan önce ben de böyle düşünüyordum. Mutlaka diğer öğrenciler de böyle düşünüyordur.”

Horikita, antrenman yapmaya çabalayan D Sınıfı öğrencilerine göz gezdirdi.

“Daha önce Ryuuen-kun’un zaten kazanma stratejisi olduğunu söylemiştin. Yani, bu çoktan planının tıkır tıkır işlediği anlamınına mı geliyor? Stratejisine göre, onun diğer sınıfları inceleyip değerlendirme yapmasına gerek yok, doğru mu?”

Horikita’nın yüzündeki iyimser ifadesi artık yoktu. Aksine bariz bir şekilde şaşkın olduğunu görebiliyordum.

“Herkes, diğer sınıflar hakkında bilgi ister. Kimin fiziksel yetenekleri yüksek veya kimin hangi yarışmalara katılacağı, bunları bilmek için cana atıyor olmaları gerek. Ama o bunlarla ilgilenmiyor.”

Haklıydı, bu tavrı bile, Ryuuen’in çoktan bir stratejisi olduğunu kanıtlıyordu.

“Burada beni rahatsız eden şey, Ryuuen’in bir stratejisi olduğunu bilmek…”

“… ne demek istiyorsun?”

“Normal şartlarda, eğer gizli bir silahın varsa onu korumak için elinden geleni yapar, kimse bu silahı fark etmesin diye çabalarsın. Ancak bu çocuk, bunu gizlemeye bile çalışmıyor, aksine….”

“Aksine cesurca davranıyor, gösteriş yapıyor diyorsun.”

Onun bakış açısını anlamak için böyle düşünmek gerekiyordu..

Hroikita’nın şu an ne kadarını fark ettiğini merak ediyorum, ha.

“Bu anlayışın ya da gözleminin mi demeliyim, nereden geliyor yada nasıl kazandın merak ediyorum ama sormamı yasakladığın için sormaya cesaret edemiyorum.”

Tam Horikita’dan beklenecek bir tavırla benden laf almaya çalışıyordu.
Ama elbette bana ne derse desin, hiçbir şey söylemeyeceğim ona.

“Suzune biraz konuşabilir miyiz, vaktin var mı?”

Geç gelen Sudou, derin düşüncelere dalan Horikita’ya seslendi. Kendi düşüncelerinden dalan Horikita, Sudou’ya kırıcı sözler söylemeye başladı. Görünüşe göre rahatsız olmuştu.

“Seni tekrar uyarıyorum. Bana adımla seslenme.”

“Bu ne anlama geliyor? Adınla seslenmemde ne gibi bir sorun var ki?”

“Rahatsız oluyorum, benim için büyük bir sorun. Yakın olmadığım bir kişinin bana adımla seslenmesini istemiyorum.”

Sudou’nun duygularına aldırış etmeden kararlı bir şekilde sert çıkmaya devam etti.

“Direkt sana rahatsız olduğumu söylediğim halde bana böyle seslenmeye devam edersen eğer, ilerde başına geleceklerden sen sorumlu olursun.”

Gerçekten dehşet verici bir ifadesi vardı. Ayrıntıya girerse duymamayı tercih ederim….

Ona adıyla seslenmek istiyordu ama Horikita ondan nefret edebilir…
Soudo şimdi ne düşünüyor acaba.

“O zaman bu spor festivalinde D Sınıfı için iyi sonuçları elde edersem lütfen bana adınla seslenmem için izin ver.”

Şaşırtıcı.. Sudou mütevazi bir adım atıyordu bu istek ile…

 Ama yanlış insandan medet umuyor.. Horikita’yı böyle şeylerle kandırmak kolay değil.

“İyi sonuçlar alman tüm sınıfın en büyük arzusu. Ama benim bu isteğine ‘tamam’ demek için hiçbir zorunluluğum olmadığının da farkındasın değil mi?”

Anlaşılan… Horikita, Sudou ile iyi anlaşmaya niyetli değildi. Buna cevaben Sudou’nun ona nasıl cevap vereceğini merak ediyordum.

“… okula başladık… çok geçmeden bana yardım edip beni kurtardın, hatırlıyorsun değil mi? Bu yüzden aramızda bir gönül bağı…hayır, önce arkadaş olmak istiyorum. Bu ilk adım olsun isterim gelecek için.”

“Anlamıyorum. O zaman olanlarla bağlantı kurup böyle kendi kendine karar vermen doğru değil.. Neyse, tamam diyorum. En iyi sonuçları elde edersen, o zaman bana adımla seslenmene izin vereceğim. Ama sadece bizim sınıf içindeki en iyi sonuçla gelme bana. Tüm okulda alabileceğin en iyi sonuçları al.”

Bunu söyleyen Horikita, Sudou’ya en büyük engelini gösterdi. Ancak bir anlamda Sudou için iyi bir motivasyon kaynağı da oldu. Sodou’nun yüzünde korkudan eser yoktu.

“Pekala, anlaştık! Sınıflar arasında birinci olursam sana adınla sesleneceğim.”

“Bana iyi sonuçlarla gel, lütfen. Eğer birinci sınıflar arasında birinci olamazsan, adımla seslenmeyi hayal dahi etme. Aksi halde adımla seslenmene izin vermeyeceğim, buna kendini hazırlasan iyi edersin.”

“Pe-peki.”

Zor bir görevi yüklenmiş olmasına rağmen Sudou heyecanla başını salladı ve cevapladı.

Bu iyi oldu, kazanma olasılığı hiç de düşük değil.

Diğer sınıflardaki öğrencilerden gördüğüm kadarıyla Sudou’nun potansiyeli kesinlikle çok yüksek. Bireysel yarışmalarda hiçbir sorun yaşamayacağına eminim nerdeyse.

Ona karşı koyabilecek tek kişi, Kouenji bence. Ama o da ilgisiz görünüyordu.

Geriye, işbirliği gerektiren yarışmalarda kaç rekor kıracağını izlemek kalıyordu.


Merhabalar millet ben Viztorio. Nasılsınız ? Beni sorarsanız ben iyiyim. Bu sefer özür yazısı yok :3 İleri ki yazılarda da olmaz umarım 😀 İyi okumalar…