Bölüm 14 – Bir Can Almak Çayırlar boyunca yürüdük ve hareket merkezimiz olarak ormanları ve dağları belirledik. Eskisinden çok daha düzgünce savaşıyorduk.Sanırım beceriyorduk bu işi. Ayrıca bitkilerle de aramız iyiydi.Ganimet ve bitkilerle çantalarımızı doldurmak pek de uzun sürmüyordu. İşte o zaman olmuştu. Birbirine benzeyen canavarlarla savaşıyorduk,çoğunlukla cansız,ruhsuz olanlarla;ama sonunda hayvana benzeyen bir canavar karşımıza çıktı….
Bölüm 13 – İlaç Güneş batmıştı ve gece olmuştu.Raphtalianın karnı tekrar guruldamaya başlamıştı, dolayısıyla akşam yemeği yemek için restorana gittik. Daha önce yediğimiz patatesler ana öğün öncesi atıştırmalık gibi bir şeydi. Raphtalia daha önce hiç restorana gitmemişti,dolayısıyla ne sipariş edeceğini bilmiyordu. Cüzdanım sonunda dolup taşıyordu,ve önümüzdeki bir kaç günü çayırlarda geçirebilirdik.Sanırım ona iyi bir yemek…
Bölüm 12 : Senin Olan Benim Olandır Uyandığımda güneş çoktan gökyüzünün tepesindeydi.Raphtalia beni bekliyordu. “Kasabaya geri gidiyor muyuz?Öhö…” “Evet.” Tekrar öksürüyordu.Ona bir şey demeden ilaçlar verdim, o da bir şey demeden onları yuttu. Eczacıya gittik ve ürünlerimizi satmayı denedik. “Eh,bunlar hiç de fena değiller.Kahraman,tıp hakkında bir altyapın mı var?” Yaptığım ilaca bakarken sanki yakın ortaklarmışız…
Bölüm 11 – Kölenin Meyveleri Yemeğimizi bitirdik,restorandan ayrıldık ve çayırlara doğru gittik. Raphtalia iyi bir ruh hali içindeydi,ve yoldayken bir şarkı mırıldanıyordu. Ama kasabadan çıktığımızda ve çayırlara vardığımızda , korkmuş görnüüyordu ve titremeye başlamıştı. “Korkma.Seni canavarlardan koruyacağım.” Tekrar şaşırmıştı. “Bir bak.Bu şeyler beni bayağıdır ısırıyor,hiç acımıyor bile.” Raphtalia’ya beni çiğneyen tüm balonları göstermek için pelerinimi…
Hirata’yı Karuizawa’yla bıraktıktan sonra, kimseye takılmadan odama geri dönmeye karar verdim. Odamın olduğu üçüncü kata asansöre binmek yerine merdivenle çıktım. Odamın önüne geldiğimde etrafta su damlaları olduğunu fark ettim. Sadece kapımın önünde değil, tüm koridorda su damlaları vardı. Damlaları takip edince salına salına yürüyen şortu birisini gördüm. Üstü çıplaktı. “E-efendim! Koridorda ıslak dolaşamazsınız!” durumu fark…
Bölüm 4 – Kahramanlara Özel Finansman Sonunda gün doğdu. Kahvaltımızı bitirdik ve kral’ın çağrısı için beklemeye koyulduk. Bize sabah kısa bir zaman verilmesi doğaldı. Kimse yatağından apar topar çıkarılmak istemez. Güneş tepeye çıktığında, muhtemelen saat 10 sularındayken, kral bizi çağırdı. Acele ettik ve kalbimiz heyecanla atıyorken kendimizi zar zor kabul salonuna attık. “Kahramanlar girsin.” Kabul…
Bölüm 1 – Huzurlu günlerin aniden bitivermesi… Issız ada sınavı geçeli 3 gün oldu. Okulun bize sağladığı bu lüks gemide kayda değer bir şey olmadı ve sükûnet hâkim şuan. Gençlik yıllarının daha başında olan öğrencilerin, ıssız bir adada yaşadıkları şeylerden sonra, bir süre mantıklı hareket edememeleri çok normaldir.. Erkekler olarak, hayvanlardan farksızız bazı…
Bölüm 3: Kahramanlara Dair Bilgiler Bizim için özel olarak hazırlanan bir odaya geçtik. Herkes kendine bir yatak seçip üzerine oturup silahlarını incelemeye koyuldu, tabii önümüzde açılan ekranlara da dikkatlice bakacak vaktimiz oldu. Bildirgeleri okurken ne kadar zaman geçirdik diye merak ettiğim için, pencereden dışarı göz attım, güneş çoktan batmıştı. Hadi, bir bakalım. Efsanevi Silahların, onarım…
Önsöz: Karuizawa Kei’nin Monoloğu Çok büyük umutlarla girdim bu okula, ama hiçbir şey değişmedi hayatımda… Belki de ta başından beri değişmeyeceği belliydi. Öyle ya da böyle, sonuç aynıydı. Bunun sebebi çok basitti.. Kendimi, herkesten daha iyi tanıyorum. Güçlü yanlarımı da zayıf noktalarımı da, her şeyin farkındayım. Ne erkeklerin ne de kızların benden hoşlanmadığını da çok…
Part 7 Yüzme havuzunda bir tur daha attıktan sonra, çok yoruldum herhalde ki acayip susadığımı fark ettim. Diğerleri de aynı durumda olacak ki, Ichinose’n…