Youkoso Jitsuryoku, Cilt 2, Kısım 2, Part 3

Ziyaret ettiğimiz ilk sınıf biraz tuhaf hissettirdi. Aynı temel düzene sahip olmasına rağmen, tamamen farklı bir yere gelmişiz gibi hissettirdi.  Kendi evinde oynadığın bir maçla deplasmandaki bir maç sadece birazcık farklıdır diye kendimi teselli ederek yanlış anlamamı düzelttim. Sınıfın düşmanımız mı yoksa müttefikimiz mi olduğunu bilmediğimizden sınıf hakkındaki ilk izlenimimiz de farklıydı. Ike ve Yamauchi bile şok olmuştu, girişten çekilemiyorlardı.

Etkilenmemiş tek kişi olan Kushida sınıfa girdikten hemen sonra yüzünde bir gülümsemeyle arkadaşlarıyla konuşmaya başladı. Ne muhteşem bir tavır ya. D sınıfında davrandığına benzer şekilde cinsiyetleri ne olursa olsun arkadaşlarıyla kolayca sohbet edebildi. Ben bunu yapabilecek biri değilim.

Ike ve Yamauchi kıskançlıklarının zirvelerindeydi. Kushida açıkça daha yakışıklı insanlarla konuşup eğleniyordu.

“ Lanet olsun! Kushida-chan’ımın peşinde çok fazla adam var!”

Neden bahsediyorsun… Nasıl bir lehçe* o?

“ Panik yapma Ike, sıkıntı yok. Bizim avantajımız var, Kushida-chan’la aynı sınıftayız!”

Rahatsız hisseden gururlu ikili birbirini rahatlattı. Sınıfta sadece 10 kişi olmasına rağmen Kushida, orada bulunanlara durumu açıklamaya başladı.

B Sınıfının atmosferi D’ninkine benzerdi, bu atmosfer kesinlikle bir grup onur öğrencisini bekleyen birisi için değil. Hiç katı değillerdi ve onları hayal ettiğimin aksine, bazı kızlar çok kısa etek giyerken saçlarını boyayan insanlar da vardı.

Kitabı kapağına göre yargılayamazsın derler.  Yoksa ortada B Sınıfını, D Sınıfından daha iyi yapan akademik başarıdan başka bir şey mi vardı? Bu okul sisteminin çözülmeyen hala çok fazla gizemi var.

Bu şeyler hakkında düşünmek can sıkıcı.

Bu iş, Kushida’nın liderliğinde olduğu için işleri halletmeyi ona bıraktım.

Başkaları tarafından fark edilmemeye çalışarak, girişten birkaç adım geri çekildim.

“ Eve gitmek istiyorum ya…”

Kendi kendime sızlanırken beni duymalarını istemedim.

Sahanın dışında, pistin etrafında koşu yapan tenis ve atletizm kulüplerini gördüm.

Klima rahatlatıcı olduğu için dışarı çıkmış gibi hissetmedim.

“ Spor kulüpleri gerçekten sıkı çalışıyor.”

B sınıfını gözetlemeyi bitirince, Ike pencereden dışarı bakmada bana katıldı. O hiperaktif biri; bu bekleyiş onun için sıkıcı olmalı.

“ Kulüp etkinliklerine katılan insanlar aptaldır.”

“ Bu ani düşünce de neyin nesi? Bu tür söylemlerin, okulun yarısını sana düşman yapacağını biliyorsun değil mi?”

Kesin sayıyı bilmiyordum ama öğrencilerin yüzde 60 ila 70’inin kulüp aktivitelerine katıldığını tahmin ediyordum.

“ Bu kadar sert bir antrenman programının neresi buna değer? Eğer egzersiz yapmayı seviyorlarsa, bunu sadece hobi olarak yapmalılar.”

Kulüp faaliyetlerini sadece bir fayda ya da dezavantaj olarak düşünmek garipti.

Kulüpte yer almanın pek çok faydası var. İnsanlarla sosyalleşmenin yanı sıra; başarıyı ve başarısızlığı tatmanın yeri kulüplerdir. Bunlar kitaplarda yer almayan deneyimler.
Dahası ev-okul-ev kulübü üyeleri, bir kulüpte yer almanın ne demek olduğunu bilmez zaten.

“ Sanırım öyle.”

Sonraki birkaç dakika Kushida’nın raporu için bekledim, ama beklediğimi alamadım.

Çeviren: Deego


*Ike’nin lehçe ve konuşmasında bir çeşit Japon kelime oyunlarıyla yapılmış espri var. Ayanokouji espriye şaşırıyor.

Not: Cilt 2, Kısım 3: Beklenmedik görgü tanığı,  3 Eylül pazartesi yayınlanacaktır.

Keyifli okumalar~