Youkoso Jitsuryoku, Cilt 5, Bölüm 1 – Ve Spor Festivali Başlar

Burç hayvanlarına göre bölünmüş öğrencilerin soyadları ‘hedefi’ belirlemenin anahtar noktasıydı.

Yaz tatilinin sonunda Palatte adlı kafenin arkalarda kalan bir masada ben, Hirata, Karuizawa ve Horikita’dan oluşan tuhaf bir grup olarak birlikteydik. Amacımız tatilin ortasında gerçekleşen özel gemi sınavını incelemekti. 12 burç grubuna ayrılmış karma takımlarda yer alan ‘hedefleri’ doğruladık.

“Tavşan, burç sıralamasında 4. sırada. Ayankouji-kun, İchinose-san, İbuki-san ve Karuizawa-san. Bu sırayla devam ediyor.”

“Anladım şimdi. Teorine göre, 4. sırada ben varım ve bu yüzden de ‘hedef’ oldum.”

Horikita etkilenmiş gibiydi, Karuizawa kafasını salladı. Bu iki kız ilk bakışta anlaşamıyor gibiydi… ancak Hirata’nın varlığıyla bir şekilde aralarında ki uyumsuzluk hissi kayboldu. Bir insanın varlığı, ortamdaki havayı nasıl değiştiriyor ya..

“Ama fark ettiysen, bu kural aşırı basit. Neredeyse herkes bunu anlayabilir. Horikita-san, Ejderha grubu sıralamada 5. sırada bu yüzden de Kushida-san ‘hedef’ oldu değil mi ?”

Cevabı duyduktan sonra Karuizawa pipetini kutuya geçirdi ve sütünü içmeye başladı.

“Evet. Cevabı bulduysan eğer, basit bir sınavdı. Ama sınavın ortasında bu cevaba ulaşmak kolay değil… Sadece sınıfıtaki üç ‘hedefi’ öğrenmekle bitmiyordu, diğer ‘hedefleri’ belirlemek için bir çözüm bulmak gerekiyordu.”

Kendi sınıfınızdaki 3 ‘hedefinde’ adını öğrendiyseniz, diğer hedefleri öğrenmk için herhangibir cevaba ulaşma ihtimaliniz var demekti.. Böyle bir sınavdı, bu özel sınav.

Ayrıca, birisi ‘hedeflerin’ öğrencilerin soyad sıralamasına göre olduğunu fark etse bile, hemen cevapları okula bildirmesi riskliydi. Çünkü küçük ir yanlış hata, yüksek bir tutar puanı tepmek anlamına geliyordu.

Ama elbette ki cevabı doğru olursa herşeyi tek seferde bitirmek mümkündü de…

“Beni endişelemdiren şey C Sınıfı oldu. Sanırım Ryuuen-kun sınavın ortasında kuralları farketti.” dedi, Hirata.

Hirata’nın varsayımı büyük ihtimalle doğruydu. Ryuuen çoktan çözdüğü için bu kadar ileri gidebildi kesin ya.

“Ama garip değil mi ? Eğer hepsini biliyorsa neden bir hata yaptı ?”

“Bende bu konuda tedirgin oldum. İçinde büyük bir risk olmasına rağmen eğer kuralları anladıysa tüm ‘hedefleri’ görmesi garip olmazdı. Diğer bir deyişle hata yapmaması lazımdı.”

…durumdan yola çıkarsak C Sınıfı yanlış cevap verdi. Horikita daha sonra farklı bir bakış açısıyla ulaştığı sonucu dile getirdi.

“C Sınıfı görünüşte Ryuuen-kun tarafından kontrol edilse bile tamamen öyle değildir.. demi ? Diktatörlüğünden memnun olmayan birkaç kişi olmalı.” dedi, Horikita.

“Kesin, sebep budur.. Cevap verme hakkı tüm öğrencilere ait, bu yüzden Ryuuen-kun’un planına uymayan ya da kontrol edemediği öğrenciler vardır. Bu düşünce göz ardı edilemez eğer doğru cevap verirlerse sonuçta büyük miktarda puan kazanmaya hazırlar.”

Horikita ve Hirata’nın düşünceleri çok mantıklıydı ama bunu kesin olarak söyleyemeyeceğimiz de bir gerçek. Nedeni ise, bir hain olsaydı Ryuuen o kişinin kökünü kazırdı.

ihanet edenler akıllılık edip maillerini silseler bile, Ryuuen onların kişisel puanlarını kontrol eder, ortaya çıkarırdı.

“Sen bu konu hakkında ne düşünüyorsun Ayanokouji-kun ?”

Horikita’nın bu hareketi yüzünden hem Hirata hem de Karuizawa bana döndüler. İstemsizce üzerimdeki aşırı baskılı bakıştan dolayı boğuluyordum.

“Bilmem, hiçbir fikrim yok.”

Onları aldatmak için söylediğim bu söz ile birlikte, bana karşı duydukları ilgi yok oluverdi.

Ama Karuizawa hala bana bakıyordu, bende karşılık olarak ona baktım ve çok geçmeden gözlerini çevirdi.

”Neyse, şuan ki önceliğimiz bu ilişkimizi kurmak. Horikita-san ve Ayanokouji-kun’la böyle konuşabildiğim için mutluyum.” dedi, Hirata.

Şimdiye kadar Horikita Hirata’nın istediği tartışmayı yapmak istememişti. Ama özel sınavın bitiminden itibaren Horikita’nın zihniyetinde değişiklikler oluşmaya başladı. Köşeye sıkıştığından beri tek başına savaşamayacağı gerçeğini kabullenmeye başlamıştı…

”Olmuyor demi? Burç sınavı, kesinlikle tek başına üstesinden gelemeyeceğin bir özel sınavdı. Gelecekte de benzer bir şey tahmin edilebilirse, bağlantıların olması gerekecek.”

Bu Horikita’nın fikrini değiştirmesindeki en önemli faktör gibi duruyor. Ama doğruydu. Yalnız başına savaşmanın bir sınırı vardır. Şu andan itibaren tek başına altından kalkamayacağı birçok olay beklenebilir.

“Ama başarıyla Ryuuen-kun’un planından kaçmayı başardınız.”

Horikita’nın ekibinden farklı olarak, Karuizata başka bir grubun hedefiydi ve kimliğini saklı tutarak sınavı geçmeyi başardı. D Sınıfına dolaylı olarak çok fayda sağladı, ha.

“Evet. Sanırım şaşırtıcı derece iyi bir poker suratım var değil mi Yousuke-kun ?”

Hirata’nın koluna yapışan Karuizawa gülümsedi. Bu ikisi arasındaki ilişkinin sahte olması neredeyse inanılmazdı. Numaramı yapıyorlardı, gerçek miydi, hiç umurumda değildi ama.. garipti.

“Çünkü Ryuuen cevap vermeden önce başkası yanlış cevap verdi. Bu sayede oldu.”

Ama ne zamandan beri Hirata’ya ik adıyla sesleniyordu ? ….. Yousuke. Bende ona böyle seslenmek isterdim ama bu imkansız. Hirata ve Karuizawa, bu ikisi arasında karmaşık durumdan doğan yeni bir ilişkileri olabilir. Hirata da Karuizawa’ya güldü ve sonra Horikita’ya döndü.

“Bir teklifim var, ne dersin?” diye sordu, Hirata.

Hirata’nın önerisine cevap olarak Horikita sessiz kaldı. Bu konuşmasını isteme niyetini gösteriyordu.

”İlk olarak sınıfı bir araya getirmek için Kushida-san’ı grubumuza katmak istiyorum. Dördümüzün yapamayacağı konularda destekleyeceğini düşünüyorum. İke-kun ve Yamauchi-kun ile başlayarak erkeklerin çoğunluğunu bir araya getirebilecek çok az insan var.”

Gerçekten de bu tür öğrencileri dizginlemek için Kushida nitelikli biri, bu iyi olabilir. Ancak Horikita’nın bunu kolayca kabul edip etmeyeceğini bilmiyorum. İl günden beri, bu ikisinin arası hep kötüydü.

“Gerek yok. Onları kontrol edebiliyor, bunu inkar edemem ama, bu kendi başımıza da yapabileceğimiz bir şey. Zaten sizin yardımınızı istediğim için, size ulaştım. Eğer ikinizde iş birliği yaparsanız o zaman bu konu bir sorun olmaz. Eğer birisi gibi yardımcı olmayacaksanız, işler değişir tabii. ”

Bana yandan bir bakış attı. Ne kaba biri ya. Resmen laf çarpıyor, ha..

“Elbette Ayanokouji-kun bize destek olmayabilir..”

Hirata hariç ikisi de anlaşarak kafalarını salladılar.

“Beni işbirlikçi olmayan biri olarak görüyorsanız büyük bir yanlış anlaşılma var demektir ortada. Uzun bir sırada itaatkar bir şekilde bekleyen kalabalıktan birisiyim ben. Senin dediğin gibi kontrol edebileceğin birisiyim. Başka bir deyişle ben küçük önemsiz bi varlığa sahip birisiyim.”

“Önemsiz birisi olduğunu iddia eden insanlar öyle olmayan insanlardır. Cevabım bu.”

“Peki, ya sen önemsiz bir varlığa mı sahipsin?”

“Ben mi? Önemsiz birine mi benziyorum? Benimle dalga mı geçiyorsun ?”

“….. p-peki.”

Bu noktada, bu sohbet doğaçlama bir komedi gibi geçiverdi, ama Horikita şaka yapmış gibi görünmüyordu. Aptalı oynayıp oynamadığını anlamak inanılmaz zordu ama… çok ciddi bir tavrı vardı..

Merhabalar ben Viztorio, yeni çevirmen. Hoşgeldin mesajları için herkese teşekkür ederim. Hoşbuldum. Sorun yaşanmadığı sürece 5. Cildi birlikte okuyacağız/yazacağız her ne derseniz artık 🙂 İyi geçinelim.