Yarından itibaren D sınıfının ne yapacağını merak ediyorum. Sanki eğlence programı izliyormuşum gibiydi. Grup sohbetine bir mesaj geldi. “Satou gruba katıldı.” Yazıyordu. Sınıfımızın üstün kızlarından birisi. “Oleey~ Az önce konuştuğum Ike-kun beni ekledi.” Söyleyecek hiçbir şeyim yoktu, sadece konuşmaları okumaya devam ettim. “Bugün olanları duydum~. Horikita gerçekten can sıkıcı değil mi ya?” “Beni çok sinirlendirdi….
Kütüphaneden çıktıktan sonra, Kushida’nın peşinden koştum. Grup çalışması konusunda hem teşekkür etmek hem de özür dilemek istiyordum. Bir de… güzel kızlarla iyi geçinmek isterim, hani anlarsınız ya. Bir heyecanla telefonumu cebimden çıkarıp adres listesinde Kushida’nın adını aradım. Bu ikinci arayışım olacağından, onu aramak konusunda çok gergindim. Telefonun 2 ya da 3 kez çaldığını duydum. Ama…
Horikita sabah somurtuyordu. Bir çocuğa kırıldığı zaman, yanaklarını şişirip sevimli sevimli bakan ve darıldığı çocuğun göğsüne hafifçe vuran tiplerden olsa keşke. Ama o tamamen suratsız ve sesiz. Hatta hala varlığımı kabul etmiş bile değil. Ona sırtımı dönersem, pusula iğnesini çıkarabilir…. Okul bitti ve.. “Herkes çalışma grubu için bir araya gelecek mi?” Söylediği ilk sözler çalışma…
Geceleyin odamda tembellik ederken, telefonuma mesaj geldi. Kushida mesaj atmış. “Yamauchi-kun ve Ike-kun tamam dediler~ (^・ω・^) ” “Ne çabuk!” Ike’a sorduğumda, anında beni bir el işaretiyle reddetmişti. Erkeklerle ilgili durumları çözmede en etkili yol; bir kızın varlığı ya. Sanki mükemmel bir güçleri var kızların, erkekler üzerinde. “Az önce Sudou-ku’la da konuştum, bence kabul edecek (^ω^)”…
Yine bir okul sonrasıydı. Horikita sınıftan hemencecik çıkmış yurda dönmüştü. Her zamanki gibi. Planımı uygulamaya koymak için tam zamanıydı. Kushida’yı da destek ekibine bi’ katayım. “Vaktin var mı?” Yurda dönmeye hazırlanan Kushida’ya seslendim, beklenmedik birisi seslenince kafasını çevirdi haliyle. “Benimle konuşman biraz olağan dışı. Bir şeye mi ihtiyacın var?” “Evet. Eğer senin için bir sorun…
Sınıfta etrafa bakındım. Ee ne olacak şimdi, niye bakınıyorum ki ben? “Okuldan sonra beraber ders çalışsak mı?”, katılmak ister misiniz? Diye sorsam, Sudou ve Ike ile denk geldikçe beraber yemek yiyecek kadar yakınız. Hem de onlar hep ders çalışmaktan uzak kaldılar şimdiye dek. … Kaybedecek hiçbir şeyim yok. Bir kez olsun onlara sormayı deneyeceğim. “Sudou,…
“Öğlen boş musun? Öğleni beraber yiyelim mi?” Tenefüste, Horikita yaklaşıp sordu. “Senden beklenmedik davet. Nedense korkuyorum.” “Korkulacak bir şey yok. İstersen sana vejetaryen yemeği ısmarlarım.” O yemek ücretsiz değil mi be? “Şaka yapıyorum. Ne istersen ısmarlayacağım.” “Bu daha korkutucu ya. Bu işte bir bit yeniği var mı peki?” Horikita’nın beni yemeğe davet ettiğini de gördüm,…
Başarısızlar Grubu Mayısın ilk haftası bitmek üzere. Ike ve diğerleri, öğretmenleri sessizce dinlemeye başladılar. Sadece Sudou derslerde uyumaya devam etti, ama kimse onu durdurmaya çalışmadı. Çünkü kimse puanlarımızı arttırmak için güvenilir bir yöntem bulamamıştı. Sudou’nun alışkanlıkları eskisi gibiydi. Yine de, Sudou her gün sınıftakilerin öfkelerine maruz kalıyordu. … Benim de uykum var. Tam öğlen arasından…
Okuldan sonraydı. Hirata öğretmen masasının başında, toplantıya hazırlanmak için kara tahtaya bir şeyler yazıyordu. Hirata’nın karizması sayesinde, Horikita ve Sudou hariç herkes katılmış gibiydi. İkisi sınıftan çıkalı çok oluyordu. Tartışma başlamadan önce, benimde sınıftan çıkmam lazım. “Ayanokouji~” Masasının altından, Yamauchi kafasını dışarı çıkarmış haldeydi. Ölü balık gibiydi. “Bu ne laan!? N-ne oldu?” “Bunu, 20,000 puana…
“Puansız ne yapacam ben ya?” “Dün puanlarımdan son kalıntıları da kullandım…” Chiyabashira-sensei sınıftan çıktıktan sonra, sınıf tam bir kaos havasındaydı. “Puandan çok, sorun sınıfla alakalı… Neden beni D sınıfına yerleştirdiler!?” Yukimura’nın hayal kırıklığına uğradığı her halinden belli oluyordu. Yüzü gözü de ter içindeydi. “Bir saniye. Yani biz istediğimiz üniversiteye gidemeyeceğiz öyle mi? O zaman ben…