The Rising Of The Shield Hero Bölüm 22 – Mızrak ve Kalkan’ın Çatışması

Bölüm 22 – Mızrak ve Kalkan’ın Çatışması

Düellomuz için bahçede alan yaratacak şekilde değişiklik yaptılar.

Meşaleler çevre boyunca yerleştirilmiş,ve ziyafetin keyfini çıkaran herkes Kahramanlar’ın dövüşünü izlemeye gelmişti.

Ama tabii ki herkes nasıl biteceğini biliyordu.

Hiç saldıramıyordum bile,ve savaştığım kişi Mızrak Kahramanı’ydı.

Ama bu Kalkan Kahramanı ve Mızrak Kahramanı arasında bir dövüş değildi. Bu, benim ve Motoyasu’nun arasındaki bir dövüştü.Çok gururluydu ve buna katlanamıyordum.

Gerçi sokaktan geçen biri bile bunun nasıl biteceğini bilirdi.

Herkes bahislerini haykırıyordu,ve gürültülerden hiçbir şey duyamıyordum.

Kale çoğunlukla soylular ve şövalyelerle dolmuştu,ama dalgada bizimle savaşan maceracılar da vardı.Sanıyorum ki bunun üzerine bahis koymaları oldukça normaldi.

Görünüşe göre herkes kaybedeceğimi biliyordu,dolayısıyla bundan para kazanmak istediler.

Ren ve Itsuki kale terasından izleyip gülüyorlardı.

Muhtemelen kaybetmemi görmek için sabırsızlanıyorlardı.

Lanet olsun. Lanet olsun. Lanet olsun. Lanet olsun!

Hepsi,hepsi benden kurtulmak istiyordu.

Savaş sırasında,üstüme ateş yağdırmıştılar.

Tüm dünya düşmanımdı. Herkes, bana gülen bir düşmandı.

İyi. Tek yapabileceğim kaybetmekti. Bu benim tek seçeneğimdi. Ama savaşmadan pes etmeyecektim.

Bekle beni,Motoyasu. Senden nefret ediyorum, senden bilemeyeceğin , hayal edemeyeceğin kadar çok NEFRET ediyorum. Bunu engelleyemezsin.

“İşte şimdi , Kalkan ve Mızrak Kahramanı arasındaki düello!Düello yarışmacılardan biri yenildiğinde , ya da pes ettiğinde bitecektir.”

Kafamı çevirdim,ellerimi çıtlattım, ve mevkimi ayarladım.

“Kalkan ve Mızrak arasındaki bir düello,kim kazanacak acaba?Düş yakamdan. Alçalıyorsun.”

Ah,ondan nefret ediyordum.

“Şimdi öyleyse…”

Motoyasu,sana zaferin rakibini yenmekten çok daha fazlası olduğunu göstereceğim.

Zafer,hedeflerini başarabilmektir. Hedeflerimiz daha en başından farklıysa… Dünyadaki en iyi mızrak,rakibini öldürendir;fakat dünyadaki en iyi kalkan, taşıyanını koruyandır. Hiç de aynı şeyi başarmaya çalışmıyorlar.

“Başla!”

“AAAAAAAAAAAH!”

“ĞAAAAAAAAAAAAAH!”

Bir saldırı için hazırlandım ve Motoyasu’ya doğru koştum.Motoyasu mızrağını hazırladı ve bana koştu.Tek bir vuruşla bitirmek istedi.

Aniden,çok yakınlaştık.Menzilindeydim, ağırlığını mızrağa vererek atıldı ve bana mızrağıyla saldırdı.

Eğer saldırının nereden geldiğini bilseydim,muhtemelen kendimi koruyabilirdim.

“Kaos Saplaması!”

Motoyasu’nun mızrağı aniden bir çok mızrağa bölündü ve hepsi bana geldi.

Bir yetenek!Gerçekten de arkamdan geliyordu.

Ama ilerlememi durduramazdı.Kalkanımla kafamı korudum ve ona doğru koştum.

Ah…Keskin mızrak uçları iki yerime geldi: omzuma ve böğrüme.

Sadece bir çizikti,sıyırmıştılar,fakat bir kahramanın saldırısıydı,ve şimdiye kadar karşılaşmış olduğumuz düşmanlardan çok daha güçlüydü.Ama görünüşe göre yeteneğin bir bekleme süresi vardı ve şimdi o sürenin içindeydi.

“Al bunu!”

Döndü ve mızrağının ucunu bana doğru yöneltti.

Bu bir mızrağı zayıflatırdı. Uzun mesafede savaşmak için harikaydı,fakat düşman bir kere yakınınıza geldi mi,hemencecik hantallaşıyordu.

Normalde,düşmanını çok yakınına gelmeden öldürmek istemişti.Ama bunu yapamadı çünkü kalkanım ilk saldırısını savuşturmam için yeterli savunmayı sağlıyordu.

Mızrağın saldırısından kaçtım, tüm ağırlığımı kalkana verdim, ve hamlemle onu yere düşürdüm.

Daha sonra yumruğumu kaldırdım ve yüzünün tam ortasına vurdum.

Lank!

Lanet olsun!Cidden hiç hasar veremiyordum.

Bu tek saldırım mıydı?Hayır, başka bir şeyim daha vardı.

Motoyasu saldırılarımın ona hasar vermediğini anlayınca gülümsedi.Kahkaha atıyordu.

Ne kadar süre daha bana kahkaha atabileceğini düşünüyordu?

Pelerinimi çektim, ve gizli silahımı alıp yüzüne bastırdım.

“Ahh!”

Ateş yağmuru sırasında hepsi yanmıştı,fakat kaleye geri dönerken birkaç tane daha yanıma almıştım.

“Ne??”

Ahaha… Motoyasu kafası karışmış bir şekilde çığlık atıyordu.

Balon derine doğru ısırmıştı.

“Ah!!Avvv!”

Yüzünü ısırmıştı,küçük mükemmel yüzünü.

Bu doğruydu, kendi başıma saldıramıyordum.Bu da diğer insanlara saldırmak için tasarlanmış balon denilen özel silahlarımın olmasının nedeniydi.

“Ahhhh!!!”

İki tanesini yüzüne koydum,daha sonra ayağa kalkamasın diye bir de bacaklarına koydum. Daha sonra tam otursun diye bir de kasığına koydum.

“Bu balonlar da neyin nesi?”

Kalabalık yuhalıyordu.

Sanki umrumdaymış gibi!

Tüm ağırlığımı balona veriyordum,ve dişinin kasığına ulaştığına emin oluyordum.

“Ne…Sen!Seni yeneceğim!”

“Eğer hiçbir şekilde kazanamayacaksam, seni düşürebildiğim kadar sefil bir hale düşürebilirim!Öncelikle kadınları kontrol etmen için kullandığın yüzünle başlayacağım,daha sonra alttaki küçük eniştenin de icabına bakacağım. Yüzün ve cevizlerin olmadan, hiçbir şey olamayacaksın!Kadınların adamı!”

“Ne?! Ağğğğğğğh!”

“Kalkmıyorsun.”

Balonlara uzanmaya çalıştı, fakat kollarını tuttum.

Sonunda yüzündeki balonu almayı başardı,ama yerdeyken mızrağını savuramazdı.

Bir balonu patlattığında,bir diğerini atıyordum ve bu bana zaman kazandırıyordu.

Sadece balonlar da değildi,Yumurtugları da kullanıyordum ve çoğu Motoyasu’yu samanlıkta iğne arar gibi bulmaya çalışıyordu.

Onu rezil edebildiğim kadar rezil etmeye odaklanmıştım.

Her türlü kaybedecektim.Eğer öyleyse,onu yaşatabildiğim kadar bir travma yaşatmalıydım.

“Ahhhhhh!”

“Lanet olsun sana!”

Kalkmaya çalıştı,ama tüm ağırlığımı ona verdim ve onu yerde tuttum, daha sonra bir kaç balon daha yığdım.

Hey,eğer her türlü kaybedeceksem,denemek istediğim bir şey vardı.

Kalkanımı İki-Kafalı Köpek Kalkanı’na çevirdim.

Motoyasu bu açıdan hiçbir şekilde güçlü saldırılar yapamayacaktı,dolayısıyla zayıf saldırılarını kalkanımla durdurabilirdim.

Karatahtaya tırnak batırıyormuş gibi bir ses çıkardı.

Özel etki,Köpek Isırması,çalışmaya başladı,ve kalkanımdaki köpek kafaları Motoyasu’ya uluyup onu ısırdı.

Köpek Isırması etkisi için bir sayaç belirdi.

30 saniye sürecekti,ve tüm süre boyunca köpek kafaları rakibi ısıracaktı.

Normalde,yetenek düşmanı kıpırdatmazken az bir hasar veriyordu,fakat böyle de kullanabilirdim.

“Ah,ahh!”

Ha?Yani gerçekten canını yakıyordu?Belki de kazanabilirdim?

Eğer öyleyse,başka fikirlerim de vardı.

“Hava Saldırısı Kalkanı!”

Motoyasu’nun karnının üstünde belirdi,ve ağırlığı onu yere sabitledi.

Bu bir yeteneği kullanmak için yeni bir yoldu!

“İ…İzin ver gideyim!”

“Beni yenebileceğini mi düşündün?Gel de yen o zaman!Seni korkak!”

Umuyorum ki bana meydan okumak için uzun ve iyi düşünmüştür,saldırılara cevap vermem için hiç bir yolum olmadığını göz önünde bulundurursak.

Köpek Kalkanı’nı tuttum ve Motoyasu’nun yüzünü bana doğru çevirmesini bekledim.

Daha sonra ısıracak kafaları yüzüne götürdüm.

Etki tetiklendi,ve yüzüne kenetlendiler.

“Lanet olsun!Ahh!”

“Umrumda mı?”

Hay ben böyle işin…Hava Saldırısı Kalkanı etkisi bitmişti.

“Kalkan Hapsi!”

“Ah!”

Şimdi büyük bir kafeste tuzağa düşmüştü. Böyle dönerek hiçbir zaman oradan çıkamazdı. Ona daha da fazla balon ve Yumurtug fırlattım.

Bunu kazanabilirdim!Diğer insanlara savaş tecrübesi yoktu,var mıydı?

“Ah!”

Kalkan Hapsi bitmişti.Ama Hava Saldırısı Kalkanı’nın bekleme süresi de bitmişti, dolayısıyla aynı anda bir tane daha çağırdım.

Balonlar ısırmaya devam ediyor,ve her açık bulduğumda,köpek ısırığıyla üzerine gidiyordum.Bunu kazanabilirdim!

“Acele et ve yenilgiyi kabullen! Böyle bir aptallıkla mı kazanmayı istiyordun?”

“Kalkan Mızrak Kahramanı’na ne yapıyor?

Kalabalık yuhalamaya başladı.Umrumda mıydı ki?Tuzağa düşürüldüğümde sessizlikle dinleyen bu insanları neden dinlemeliydim ki?

“Kalkan Kahramanı kazanacak mı?”

“Hayır,olamaz…?”

Deliriyordular.

“Duydun mu Motoyasu?Pes et.Kaybettin!”

“Pes et? He!”

“O zaman daha fazla dayanamayana kadar seni böyle tutacağım!Gerçekten kazanıyorum!”

Krala baktım. Yargıçtı ve,dövüşü izliyordu.Bir şeyler planlar gibi açıkça dövüşü izliyordu.Ama ne?

Yapabileceğim tek şey Motoyasu’nun yüzüne ve uzuvlarına saldırmaya devam etmekti.

Eğer bunu yapmasaydım,kimin kazandığını söylemeyecek gibilerdi.

Ya da ben öyle düşünmüştüm…

“Ah!”

Geriden biri beni sert bir şekilde itti, ve sendeledim.

Çılgınca ve kafam karışmış bir şekilde saldırganı bulmaya çalıştım.

Daha sonra onu gördüm, o kadını!Myne!

Kalabalıkta saklanıyordu,fakat kolu dümdüz dışarı çıkmıştı ve avuç içini görebiliyordum.

Bir tür rüzgar büyüsü olmalıydı.

Düşünüyorum ki bu büyüye “Kanat Saldırısı” deniyordu ve hedefe bir yumruk fırlatıyordu.

Havadan yapılmış bir yumruktu,dolayısıyla doğal olarak şeffaftı. Onu özellikle görmeye çalışmadığınız sürece göremezdiniz.

Myne bana doğru dilini çıkardı ve gülümsedi.

“Ahhhhhh!”

Çığlıklarım ayağa kalkan ve ani karşı saldırısını yapan Motoyasu tarafından bastırıldı.

Bütün balonları patlattı ve mızrağını bana doğrulttu.

Kullanacak balonum kalmamıştı.Tek yapabileceğim şey karşı saldırı yapabilecek bir kalkan kullanmaktı.

Ne korkak ama!

Geri kalanlar da tek taraflıydı.

Tek yapabileceğim şey ona karşı Köpek Isırması’nı kullanmaktı

Sonunda,çok fazla saldırısının hedefi olduktan sonra yere düştüm,ve ağır ağır nefes alan Motoyasu,mızrağını boynuma doğrulttu.

“Huff…Huff… Ben… Kazandım…!”

Yıkım dalgası bittiğindeki halinden çok daha kötü gözüküyordu,fakat kalabalığa döndü ve galibiyetini ilan etti.