Youkoso Jitsuryoku, Cilt 4, Bölüm 2, Part 6

                                                                 

Yıldızlarla dolu bir gökyüzü karşıladı beni güvertede. Etrafın büyüsüne kapılmış, kendime yer ararken ayağım kaydı tökezledim.

“Harika…”.

Resimlerde, kitaplarda gördüğümüzün kat kat üzerinde büyüleyici bir güzelliğe sahipti gökyüzü. Şehir merkezlerinde asla görülemeyecek görsel bir şölen gibiydi.


El  ele, kol kola girmiş yıldızları seyre dalan birkaç öğrenci vardı.
Onları görünce yalnız olmanın verdiği bir hüzün çöktü.

Hava alacakaranlıktı, kimsenin yüzü seçilmiyordu, zaten romantik sahneler pek ilgimi de çekmediğinden umursamadım onları.

Gökyüzünü seyredenler arasında tek başına bekleyen bir kız daha vardı.

“Yok, olmaz.”

Ona seslenip ‘beraber yıldızları seyredelim mi?’ diye de soramam..
Erkek arkadaşı falan gelirse yanında olmak istemem.
Ama tek başına bekleyen kızın kim olduğunu merak ettim, ona yaklaştım.
Kız beni fark etti e arkasını döndü.

 “A…a…Ayanokouji-kun?”

“Bu ses…Kushida, sen misin?”

 Kushida şaşkın bir halde gölgelerin arasında belirdi.

“Yalnız… mısın?”

Belki, bir çocukla buluşmaya gelmiştir. Bu düşünce biraz üzdü.

“Evet. Uyuyamadım.” Dedi.

“Anladım.”

Demek erkek arkadaşıyla burada buluşmak için gelmemiş.. Güzel.
Kushida yeni duş almış gibiydi, giydiği bluzundan güzel bir koku yayılıyordu. Odalarımıza koyulan şampuanın kokusuna benzettim.

“Üşümüyor musun?” diye sordum.

“Yok, iyiyim. Peki, sen yalnız mısın, Ayanokouji-kun?” sordu.

Başımla onaylayınca, gülerek sevindi.

“İkimiz de yalnızız o zaman? Sevindim.” Dedi.

 “…….”

Bu noktada güzel bir şeyler söylemem gerekirdi ama tabii ki diyemedim bir şey.

Kushida ile çiftlerin olduğu bir ortamda yalnız kalınca kalp atışım hızlandı.
Ama Kushida kesin bu durumdan içten içe nefret ediyordur..

 “Neyse, ben gideyim.”  Dedim.

 “Hemen gidiyor musun?”

“Evet, uykum geldi.”

Hiç uykum yoktu ama yalan söylemekten başka çare gelmedi aklıma.

 “Tamam. Görüşürüz yarın, Ayanokouji-kun!”

 “İyi geceler, Kushida.”

Vedalaştıktan sonra, üzülerek arkamı dönerken o anda bana bağırıp bir anda sarılıverdi.

“Bekle!!!”

Bu soğuk havada dahi onun sıcaklığını hissedebiliyordum.

“K-k-k-Kushida? B-bu ne için?” diye sordum.

Tabii bu beklenmedik durumdan dolayı panik oldum. Anlayamıyordum.

“…..”

Kushida hemen cevap vermedi.

Sonra, kısık bir sesle kekelercesine konuştu.

“Özür…birden…. kendimi yalnız hissettim.”

 Kafasını göğsüme dayıyordu.   Sözleri beni şaşkına çevirdi bi an ne düşüneceğimi şaşırdım.
Birkaç saniye daha, yüzünü göğsüme dayamaya devam etti. Ardından da sanki büyüsü bozuldu her şeyin, bir adım geri attı.

“Ö-özür. Bir anda sarıldım sana, Ayanokouji-kun…iyi geceler!”

Kushida’nın yüzünü karanlıkta net göremedim ama eminim onun da yüzü kızarmıştır.
Hiçbir şey demeden kaçıp gitti, bense göğsümde bıraktığı sıcaklığa dokunup öylece kala kaldım.

Bu olay sayesinde, bu gece bana uyku yok belli oldu. Ben de etrafı gezmeye karar verdim.

“Offfff…. Şaşırdım, ha. Bu şaşırtıcı olay susattı beni.”  Diye kendi kendime mırıldandım.

İlk katta içecek makinaları olacaktı, odama dönmeden önce oraya uğramaya karar verdim.
Birinci kata geçtiğimde, üç kişilik garip bir gruba rastladım.
Chabashira-sensei,  B sınıf hocası Hoshinomiya-sensei ve A sınıfından Mashima-sensei.

Bir koltuğa oturmuş sohbet ediyorlardı. Öğrencilere yasak olan bir alan değildi ama etrafta öğrencilere yasak olan bir bar olduğundan kimse gelmeyi tercih etmiyordu.

Bir şeyler alayım diye gelmiştim ama şansıma belki bilgi edinme şansım olabilirdi.
Onlara görünmeden sessizce onlara yakınlaştım.

“Üçümüz böyle takılmayalı epey olmuş, farkında mısınız”

 “Hepimiz öğretmen olmayı seçtik, baksanıza.”

 “Kapat bu konuyu. Konuşmanın faydası yok.”

 “Peki… Aklıma ne geldi. Seni geçen gün bir kızla gördüm? Mashima-kun, çok mutlu gözüküyordun.”

“Chie, ya sende durum ne? Görüştüğün adama ne oldu?”

 “Haha, 2 hafta sonra ayrıldım onunla. Ben ciddi ilişkililere gelemiyorum ya. ” Hoshinomiya-sensei cevap verdi.

“Bu sözleri genelde erkekler söyler, farkında mısın?”

 “Ahh, Ama seninle aramızı bozacak bir şey yapmam, Mashima-kun. Benim en yakın arkadaşımsın, arkadaşlığımıza zarar vermem asla.”

 “Sakin ol, konu bu değil ki.”

 “Vaaay… ne şok oldu ama.”

Hoshinomiya-sensei boş bardağına içki doldurup bir dikişte içti.
Chabashira-sensei ise kokteyl içiyor gibi yavaş yavaş içiyordu.

 “Peki, planın ne, Chie?”

 “Anlamadım, neyden bahsediyorsun?”

“Genel olarak, politikamız tüm sınıf temsilcilerini Ejderha grubuna koymak..”

“Kafa karıştırma niyetinde değilim. Tavır ve akademik başarı olarak sınıfımın en başarılı öğrencisi, Ichinose-san.  Ama toplumda başarılı olma ihtimali, sadece sayısal değerler ile ölçülmemeli bence.  Onun aşması gereken bir engeli olduğuna inanıyorum.
Bu yüzden Tavşan grubuna ekledim onu. Tavşanlar güzeldir değil mi ama. Aynı Ichinose-san gibi.” Dedi, Hoshinomiya-sensei.

“Umarım doğrusunu yapmışsındır.”

 “Hoshinomiya’nın sözleri mantıklı. Peki içinde gizli bir anlam falan var mı?”

“Kişisel sorunlardan dolayı kimseyi yargılamak istemiyorum.”

“10 yıl önce yaşananlardan mı bahsediyorsun hala? Çoktan bu konuları aştık sanıyordum…”

 “Yanında olmasam, herkesin mahvedersin sen, ha. İnsanlardan bir adım önde olmasan rahat edemeyecek bir tipsin, sen. Bu yüzden Ichinose’i tavşan grubuna ekledin, haksız mıyım?”

 “Ne demek istiyorsun? Açıkla, Hoshinomiya.”

“Ichinose-san’ın bir derse ihtiyacı olduğunu düşündüğüm için onu Ejderha grubundan aldım.
Bu arada, Sae-chan da  Ayanokouji-kun’a odaklandı bayağı. Peki ya bu tesadüf mü? Tesadüf diyelim hadi.  Ada sınavından sonra, Ayanokouji-kun’un lider olduğunun ortaya çıkması seni mutlu etti. Değil mi?” diye sordu, Hoshinomiya-sensei.

 “Alakası yok.”

 Ama Mashima-sensei de başıyla onayladı.

 “Özel bir kuralımız yok evet ama mesleki gerekliliklerimizi yerine getirelim. Birbirimizin açıklarını bulup ifşa etmek zorunda kalmayalım.” Dedi, Mashima sensei.

 “Hey, bana güvenmeyebilirsin ama beni suçlama. Sakagami-sensei de sıkıntılı birisi. C sınıfının da artık kötü bir namı var, başkasının yerine Ejderha grubuna Ryuuen-kun’u gönderdikten sonra.”  Dedi.

“Bu yıl, çok özel şeyler oluyor ya hadi bakalım.”

Biraz bilgi edinebildiğim için odama dönmeye karar verdim.
Eğer kalmaya devam edersem, başım belaya girebilir.


Ichinose’ı, benim D sınıfındaki varlığımı fark etsinler diye göndermişler demek.
Hareketlerimi, beni çoktan fark edip önlemler almışlar anlaşılan.


Çevirilerimizi ilk okumak için bizi takip edin~

Genelde alakasız şarkılar paylaşıyorum, maruz görün he he

keyifli okumalar~~