Elitler Sınıfı - Cilt 11 - Bölüm 14 - Parfüm Kokusu

Cilt 11 – Bölüm 14 – Parfüm Kokusu

O gün garip bir olay yaşandı.

Öğle tatilinde Ayanokōji grubu kafeteryaya gitmek için bir araya gelmiş okuldan çıkıyorduk.

“Hey Ichinose. Onlardan hıncımızı almalıyız! Arkalarına bırakmayalım!”

Yürürken önümüzden sert sözler duyduk. 9/B sınıfından Shibata’nın sesiydi. B sınıfından 2 öğrenci daha vardı yanında: Ichinose ile Kanzaki.

“Bu durum bana biraz garip geldi.. Shibata-kun’un sinirlendiğini görmek de ne bileyim?”

“Aynen, beklenmedik bir durum.”

Haruka ile Akito’nun şaşırdığı kadar vardı.

“Siz de mi böyle düşünüyorsunuz?”

Diğer sınıflardan kimseyle iletişim halinde olmadığı için, pek aşina değildi,  Airi.

Shibata, Hirata gibi futbol kulübüne üyeydi.  Hirata’nın normal halinden biraz daha farklı bir enerjisi olmasıyla birlikte popüler birisiydi.

Benim de bildiğim kadarıyla  kolay kolay sesini yükseltecek birisi değil.

“Tesadüfen denk geldik galiba?”

Ichinose, Shibata’yı sakinleştirmek için nazikçe konuştu. Fakat o, haklı olduğunu düşünerek geri çekilmeyi reddetti.

“Hiç sanmıyorum. Bugün 3.oldu bu. Nasıl tesadüf olabilir?”

Kanzaki bizi fark edince Shibata’ya kaşlarıyla işaret etti. O da utanıp sakinleşiverdi.

Ama artık çok geç. Göreceğimizi gördük.

“Hey, öğlen yemeğine mi gidiyorsunuz?”

Ichinose de bizi fark edince hemen seslendi. Birimize değil de tüm gruba seslenmiş oldu.

Bizimkiler B sınıfının lideriyle pek görüşme fırsatı olmadığı için, nasıl cevap vereceğini bilemediler.

Haruka gözüyle bana işaret etti.. Grup adına ben konuşayım bari.

“…Evet. Kafeye gidiyoruz. Siz?”

“Ah, harika. Biz de oraya gidiyorduk.”

Konuşmasıyla elleriyle alkış tutması bir oldu. Fakat bir gariplik sezinliyorum. Ichinose her zaman konuştuğu kişiyle göz temasında bulunurdu. Şimdi bana bakmıyor bile.

“Rahatsız olmazsanız, beraber yiyelim öğle yemeğini?”

Beklenmedik teklifine karşı, herkes affallayıp birbirine baktı.

“Ichinose, ne yapıyorsun?”

Kanzaki hemen müdahale edip araya girdi, böyle bir teklifte bulunmasını o da beklemiyordu demek.

“Ne mi yapıyorum….? C sınıfıyla yarışmıyoruz ki. Sorun olmaz.”

“Haklısın ama…”

Kanzaki hep beraber yemeğe gitme fikrinden hoşnut değildi.

Ichinose çoktan teklif sunup fena bir fikir olmadığı kanısında olduğu için, arkadaşı olarak onu kıramadı

Asıl bizler, nasıl cevap vereceğimizi bilemedik.

“Molamız bitecek, hızlı olalım haydi~!”

Gülümseyerek bize gaz verince, kimse reddedemedi.

✩ ✩ ✩ ✩

Kafeteryadaki 2 masayı birleştirip oturduk. B ile C sınıfından öğrenciler bir araya toplanmışlar’dan çok garip 2 grubun birleşimi oldu.

“Aniden sizi davet ettim, planınızı bozduysam, özür dilerim. Bugün ben ısmarlıyorum, lütfen çekinmeden ne isterseniz yeyin!”

Ichinose özür dileyerek güzel bir teklif sundu.

“Emin misin, Ichinose?”

Kanzaki’nin tepkisi yersiz değildi. Daha bir önceki sınav için, D sınıfından Ryuen’e övgü oyu verme karşılığında borç almışlardı. Tüm sınıfın puanının suyu çekmişti de.

Kar etmedikleri gibi zarar da etmediler ama şuan lüks takılmaları… hatta yemek ısmarlamaları onlar için lüks harcamaya giriyor?

“Biz zaten buraya gelecektik, teklifin için teşekkürler, biz hallederiz.”

Benim verdiğim cevapla bizim grup hoşnut karşılayıp kafalarını salladı.

“Sizi zorlamış gibi oldum ya.. bu yüzden çekinmeyin lütfen.…”

“Sorun değil. Zaten sana mahcup olacağız, daha çok çekiniriz yemek yerken.”

Huzur içinde yemek yeme adına Ichinose’in teklifini tekrar geri çevirdim.

“Peki, bizi niye davet ettin?”

Keisei kendisini tutamayarak konuya bodoslama daldı.

“Az önce Shibata-kun’un tavrına şaşırdınız ya.. o konuya açıklık getirmek istedim. ”

Ichinose bizi çağırmasaydı, yaşananlara dair kafamızda kurabilirdik. Neden bu kadar öfkelendiğine dair tahminde bulunurduk. Duruma bağlı olarak, bizi birisi de duyarsa, kötü dedikodular çıkabilirdi.

Kanzaki ise pek emin değildi bu konunun ortaya çıkmasından.

“Onlara anlatmak istediğine emin misin?”

“Bu konuda neden sessiz kalalım ki?”

“Bu konuya C sınıfından birinin de dahil olup olmadığını bilmiyoruz. ”

“Dahil olsalar da ne değişecek ki?”

“Ichinose haklı. Bu konuya sessiz kalamayız.”

Shibata’nın onların arasındaki konuşmaya dalmasıyla, Kanzaki ona çok sert bir bakış attı.

“S-sorun ne, Kanzaki?”

“Yok bir şey…”

Shibata,  Kanzaki’nin neden sert baktığını anlamadı ama tahminimce….

Kanzaki, Shibata’nın sözlerinin uygun olmadığını söylemeye çalışmıştır. Tabii, kimse fark etmediği için…

“Zaten az çok bir şeyler duydular, devamını da anlatalım.”

“…peki.”

Shibata’ın dikkatsizliği Kanzaki’nin geri adım atmasına sebep oldu.

“Kısaca şöyle söyleyeyim. D sınıfı bizi biraz rahatsız ediyor.”

“Biraz mı?”

Shibata bu sözcüğe özellikle vurgu yaptı.

“Ben, Nakanishi, hatta Beppu bile aynı şeyleri yaşıyoruz. Neden anlayamadım ama sürekli bizi rahatsız edip takip ediyorlar. Albert, Beppu’nun üzerine gidip duvara sıkıştırınca  epey korkmuş.”

Shibata’nın hemen ardından Kanzaki de şikayetlerini dile getirdi. Nerdeyse her şey ortaya çıktı düşüncesiyle, daha fazla saklamanın manası olmadığını düşünmüştür herhalde.

“Onlara bu konudan bizzat ben bahsettim. Hesabını sordum.”

Kısacası,  B sınıfında belirli öğrenciler D sınıfı tarafından sınav başladığından beri takip ediliyor, rahatsız ediliyordu.

“Peki, kavgaya tutuştunuz mu?”

“Şimdilik yumruk yumruğa bir tartışmamız olmadı.”

….onları takip edip rahatsız etmekten ileri gitmemişler demektir.

Tabii, D sınıfı şiddete başvurursa, işler karışır.

“Galiba kendi çaplarında bize baskı kurmaya çalışıyorlar. Sınav başlayana kadar üzerimizde baskı kurup moralimizi bozmak amaçları bence.”

“Bıktım ya. D sınıfı yeterince korkutucu bir sınıf. Onlar yüzünden C sınıfı da epey uğraşmıştı. Haksız mıyım?”

Shibata  büyük ihtimalle Sudō ile D sınıfından Ishizaki ile Komiya’nın sene başındaki kavga olayından bahsediyordur.

Keisei, sessizliğini bozup yorum yaptı.

“Diğer sınıflardan tavsiye almak garip gelebilir ama onların tavırları şaşırtıcı değil bence. D sınıfının zaten kötü bir imajı var, evet. Ama sınav için üzerinizde stres ve baskı kurmaya çalışmaları normal denebilir. A sınıfından da bizim sınıfın önüne birileri gelip bizi dinliyor.”

“Öyle mi?”

Hafifçe başını salladıktan sonra Keisei, A sınıfından birkaç öğrencinin sınıfı dinlediğine şahit olduğunu anlattı.

“D sınıfı şuan çaresiz bir konumda. Ellerine geçebilecek her türlü bilgiye muhtaçlar… bu yüzden böyle şeyler yapıyorlardır?”

Keisei’nin açıklamalarına kısa bir süre düşündükten sonra, Shibata az çok durumun normal olabileceğine kanaat getirdi.

Tabii, bu durum B sınıfının zarar gören taraf olduğu gerçeğini de değiştirmiyor.

“Açıkçası, bu sınav bizim açımızdan epey avantajlı. Böyle bir işe kalkışmalarını anlayabiliyorum. Sınavın kuralları izin verdiği müddetçe bize saldıracaklar diye düşünmemiz daha iyi olacak gibi.”

Kanzaki durumu analiz etti. Fakat dikkat etmediği bir nokta var. D sınıfı, B sınıfından küçük bir grubu hedef alıyor.

Ichinose ya da Kanzaki bu küçük grubun içinde değil…?

Yoksa…. amaçları farklı mı?

“Bu işte Kaneda-kun’un parmağı olacağını sanmıyorum. Ishizaki-kun olabilir mi?”

“Galiba o.”

“Bu iş can sıkıcı biliyorum ama elimizden geleni yapmamız gerek. Sınıf birlik içinde olarak, doğru etkinlikleri seçip sınav günü elimizden geleni yapalım.”

Ichinose’in umut dolu sözlerine karşı ikisi de başını sallayarak onay verdi.

“D sınıfına karşı önlem almayacak mısınız? Ya da küçük bir araştırma falan, bu işin arkasında kim varmış, neden yapıyorlar falan?”

“Hmm, gerek yok gibi. Tüm dikkatimizi etkinlik seçimine vereceğiz.”

Yani, D sınıfı ne yaparsa yapsın, tek amaçları sınıfın güçlerine odaklanmak olacak.

Sahte bilgilerden ziyade, kendi işlerine odaklanarak sınavla yüzleşecekler demek. Güvenilir bir taktik.

“Ne diyebilirim ki? B sınıfı ayrı bir olay.”

Keisei şaşırarak konuşmasına devam etti.

“Sizden daha üstte olan bir sınıfı geçmek için elinizden geleni yapmaz mısınız? Takip ile rahatsız etmek işe yarıyorsa, kullanmak gerekir. Açıkçası, sizin kendinize odaklanıp güvenle ilerlemeye çalışmanızı, C sınıfı asla başaramaz.”

Görünürde A sınıfına karşı kimse bir hamle yapmamış olsa da, aramızdan nasıl bilgi alabileceğimizi düşünenler vardı.

“Bilemiyorum. Belki de bizim hamurumuzda bunlar vardır?”

Ichinose gülümseyerek cevap verdi.

Keisei : “Eh, bize ne demek istediğinizi anlıyorum.  Shibata’nın o tavırları dedikodu malzemesi olursa, D sınıfının ekmeğine yağ sürmüş olacağız.”

Keisei, Ichinose’in neden bizi öğle yemeğine çağırdığını fark etmiş oldu.

D sınıfı, B’ye yaptıkları saldırıların meyve verdiğini öğrenirse, üstüne gidip suyu bulandırırlardı.

B sınıfı ise, şuan olduğundan daha fazla sorunla ilgilenmek zorunda kalacak, D sınıfının taktiklerine karşı yenik düşeceklerdi.

“Evet. Bu konunun bilinmesinden yana değilim.”

“Bu konuyu dillendirecek değiliz. Zaten B sınıfıyla sorun yaşamak istemiyoruz.”

Keisei ile beraber Haruka, Akito, ve Airi de hafifçe başlarını sallayarak hemfikir olduklarını belirttiler.

“Teşekkür ederim. Çok sağ olun.”

Ichinose bize teşekkür ettikten sonra, göz göze geldik.

Ardından nazikçe saçını geriye attı. Tam o sırada hafif bir rüzgarla burnuma bir parfüm kokusu geldi.

Hemen bakışını gruba çevirerek gözlerini kaçırdı. Bugün bir garip davrandığını hissetmiştim.

Fakat, şuan üzerine düşmem gereken bir konu değil.

✩ ✩ ✩ ✩ ✩ ✩ ✩ ✩ ✩ ✩