Okuldan sonraydı. Hirata öğretmen masasının başında, toplantıya hazırlanmak için kara tahtaya bir şeyler yazıyordu. Hirata’nın karizması sayesinde, Horikita ve Sudou hariç herkes katılmış gibiydi. İkisi sınıftan çıkalı çok oluyordu. Tartışma başlamadan önce, benimde sınıftan çıkmam lazım. “Ayanokouji~” Masasının altından, Yamauchi kafasını dışarı çıkarmış haldeydi. Ölü balık gibiydi. “Bu ne laan!? N-ne oldu?” “Bunu, 20,000 puana…
“Puansız ne yapacam ben ya?” “Dün puanlarımdan son kalıntıları da kullandım…” Chiyabashira-sensei sınıftan çıktıktan sonra, sınıf tam bir kaos havasındaydı. “Puandan çok, sorun sınıfla alakalı… Neden beni D sınıfına yerleştirdiler!?” Yukimura’nın hayal kırıklığına uğradığı her halinden belli oluyordu. Yüzü gözü de ter içindeydi. “Bir saniye. Yani biz istediğimiz üniversiteye gidemeyeceğiz öyle mi? O zaman ben…
Başarı temelli dünyaya hoş geldiniz Mayıs ayının ilk ders zili çalmıştı. Kısa bir süre sonra, Chiyabashira-sensei elinde sarılmış bir posterle içeri girdi. Yüzü her zamanki gibi ciddi ve sertti. Menopozda mısınız? diye bir espri yapsam, yüzüme demir sopa fırlatırdı kesin. “Sensei~, menopozda mısınız?” Ike gerçekten yüksek sesle sormuştu. Aynı şeyi düşündüğümüz için çok şaşırdım. “Evet,…
“Hey, Kushida-chan ve arkadaşlarıyla dışarı çıkacağız, sen de gelmek ister misin?” Öğleden sonraki derslerden birinde, telefonuma mesaj geldiğinde, kendimden geçmiş bir şekilde tahtadaki notları defterime yazıyordum. Oh… Bu, insanların bahsettiği genç öğrenci hayatı mı? Okuldan sonra bir yerlere ilk defa davet edilmiştim. Reddetmek için hiçbir sebep sunmadım ama kimlerin geldiğini sordum. Eğer tanımadığım çok kişi…
“Hey, eğer dürüstçe anlatırsan, seni affederim. Tamam mı?” “ dürüstçe derken?” Öğlen yemeğini bitirdikten sonra, Sudou ve diğerleriyle yiyecek içecek otomatı önünde muhabbet ediyordum. Birden, Ike yaklaştı. “… Biz arkadaşız, dimi? 3 yılı beraber geçirecek kankayız, ha?” “Uh… Evet. Doğru, ama…” “Peki… Eğer bir kız arkadaşın olursa, bize söylersin, dimi?” “Ha? Kız arkadaş mı? Hmm…
3.ders, tarihti. Chiyabashira-sensei’nin dersi. Öğretmenler zili çalınca sınıftan içeriye girdi. Öğrencilerin davranışları yine de değişmedi ama. “Millet, sessiz olun— Bugünün dersi daha ciddi olacak.” “Ne demek istiyorsunuz~ Sae-chan-sensei~” Öğrenciler ona çoktan lakap takmıştı bile. “ Ay sonuna geldik. Küçük bir test yapacağız. Bunları arka sıralara dağıtın.” İlk sıralara kâğıtları dağıttı. Test benim masama ulaştı….
Sıradan Günlerimin Sona Ermesi “Hahahahaha! Çok komiksin sen ya, aptal!” Matematik dersinin 2.saatinde, Ike yüksek sesle Yamauchi ile muhabbet ediyordu. Açılış töreninden beri 3 hafta geçmişti; bu süreç içinde bu ikili ile Sudou’ya ‘aptal üçlü’ diye lakap takmışlardı. “Ne ne, karaokeye gidelim mi?” “Evet, gidelim—” Etrafta, bir kız grubu okuldan sonrası için planlar yapıyordu. “İnsanlar…
Okuldan sonraydı. Tüm öğrenciler nereye gideceklerinden bahsettikten sonra eğlenmeye gittiler. Planı uygulamaya koyduğumun sinyalini vermek için Kushida’ya bir bakış attım. Hedef olan Horikita, günlük rutinine başlamıştı çoktan, eve gitmeye hazırlanmaya yani. “Hey, Horikita. Vaktin var mı?” “Boş vaktim yok. Yurda gidip yarına hazırlanmam gerek.” Yarına mı hazırlanacakmış? Hazırlanmaktan bahsettiği şeyin, okul olduğuna kalıbımı basarım. …
Okuldan çıktıktan sonra, direkt yurda doğru yola koyuldum. Bir arkadaşıyla erkenden ayrılan Kushida, duvara dayanmış birisini bekliyordu. Beni fark edince, gülümseyerek bana baktı. “Harika. Ben de seni bekliyordum. Seninle konuşmak istediğim bir konu var. Vaktin var dimi?” “Evet, yapacak bir işim yok…” Yoksa bana mı açılacak…? Hayır, böyle bir şeyin olma ihtimali %1. “Sana…
Arkadaş “Kikyou-chan, eve giderken, bir kafeye uğrayalım mı?” “Evet, uğrayalım! Ah, ama bi saniye. Bir kişiye daha sormak istiyorum.” Kushida birkaç kız arkadaşını davet ettikten sonra, çantasına kitabını koymaya çalışarak Horikita’ya doğru yaklaştı. “Horikita-san. Arkadaşımla kafeye gideceğim—eğer istersen, bize katılabilirsin?” “İlgilenmiyorum.” Horikita, Kushida’nın davetini kısacık bir cevapla reddetti. Alışveriş yapmayı…