Başlangıç Sınıftan içeriye girerken Chiyabashira-sensei etrafına bakıp şaşırdı. Herkes onu endişeli bir halde sonuçlar için bekliyordu. “Sensei. Sonuçların bugün açıklanacağını duydum, ama tam olarak ne zaman açıklanacak?” “Senin endişelenmene gerek yok, Hirata. Sen geçmişsindir.” “…Ne zaman açıklanacak peki?” “Eh, şimdi açıklamak fena fikir değil. Eğer okuldan sonra açıklarsak, bazı prosedürler için vaktimiz kalmaz.” “Bazı prosedürler”…
Sınav bittikten sonra, hepimiz Sudou’nun etrafında bir kez daha toplandık. “H-hey, nasıldı?” Ike endişeyle sordu. Sudou hafif huzursuz gözüküyordu. “Bilmem… yapabildiğim kadarını yaptım, ama ne kadar iyi yaptım bilmiyorum…’’ “Sonuçlar güzel olacak. Çok çalıştın, iyi sonuçlar elde edeceksin.’’ “Kahretsin, niye uyuya kaldım ya!?” Sinirle parmaklarını masaya vuruyordu. Horikita, Sudou’nun önüne geçip dikeldi. “Sudou-kun.” “…Bu ne…
“Eksik öğrenci yok; herkes burada anlaşılan.” Sabah, Chiyabashira-sensei gülümseyerek sınıftan içeri girdi. “Bu okuldan kalabilmeniz için, bu aşmanız gereken ilk engel. Sorusu olan var mı?” “Birkaç haftadır çok özenerek ders çalışıyoruz. Bizim sınıftan okuldan atılacak öğrenciler olmayacaktır. Çabamızın farkında mısınız?” “Kendine çok güveniyorsun, Hirata.” Diğer öğrenciler de kendilerine çok güveniyorlardı. Sınav kâğıtlarını sıralayıp ters çevirerek…
Ara sınavlar Perşembe günü okul bittikten sonraydı. Ara sınavlardan bir gün öncesi. Chiyabashira-sensei rehberlik dersini bitirip sınıftan çıktıktan hemen sonra, Kushida harekete geçti. Markette geçen gün kopyasını aldığım eski ara sınav sorularının, çıktılarını alıp öğretmen masasının olduğu kürsüye çıktı. “Pardon arkadaşlar, herkes dağılmadan önce beni kısa bir süre dinleyebilir misiniz?” Sudou da durup dinleyenler arasındaydı….
Öğle tatilinde, sadece bir amaç için yerimden kalkmıştım. Kafeteryaya doğru yola koyuldum. “Nereye gidiyorsun?” Sınıftan alelacele çıktığımı fark eden Kushida peşimden geldi. Önüme geçtikten sonra bana eğilerek baktı. “Yemek arasındayız, ben de kafeteryaya gitmeyi düşünüyordum.” “Harikaaa. Seninle gelmem sorun olmaz dimi?” “Olmaz ama beraber gidebileceğin çok fazla arkadaşın var biliyorsun değil mi.” “beraber yemek yiyebileceğim…
Öğle tatilinin bitmesine on dakika vardı. Çalışma grubundaki herkesle eşyalarımızı toplayıp personel odasına doğru yola çıktık. Eğer sınavların kapsadığı konuları bildiğimizden emin olamazsak, ilerleme kaydedemezdik. “Sensei. Onaylatmak istediğimiz bir şey var, acil.” “Hepiniz birden içeri daldınız. Diğer hocalar şaşırdı.” “İzinsiz girdiğimiz için özür dileriz” “Önemli değil ama biz de toplantı yapıyorduk. Kısaca söyleyin hadi.” Not…
Sözleştikten hemen sonra, herkes kütüphanede toplandı. Herkes not almaya ve başlamaya hazırdı. Kütüphanede ders çalışan epey öğrenci vardı. Birinci sınıflardan üçüncü sınıflara kadar herkes ders çalışmak için çaba harcıyordu. Bunu bir bakışla anlayabiliyordum. “Geciktiniz.” “Özür dilerim, biraz geciktik çok kalabalıktı.” “İkiniz beraber mi yemek yediniz?” İkimiz birlikte geldiğimiz için şüphelenen Ike sordu. Evet, birlikte öğlen…
Tekrar birleşen çalışma grubu çok sakin bir başlangıç yaptı. Tabii ki, kimse ders çalışmayı eğlenceli bulmadığı gibi, çalışmak için heyecanlı da değildi. Ama herkes okuldan atılmamak için çok çalıştı. Salak üçlümüz, normal hallerinin aksine, çılgınlar gibi soruları tahtada tekrar tekrar yazdılar, sanki anlamaya çalışıyorlarmış gibi kafa sallayıp durdular. Sudou arada bir kendinden geçme noktasına geliyordu,…
Başarısızlar Grubu, 2.Deneme Sezonun ilk çayının kokusu her yerde hissediliyordu. Umarım hepiniz iyisinizdir. Okul başladığından beri tam bir buçuk ay geçti. Her günümü dertsiz tasasız, tabiri caizse ‘gamsız’ geçirdim. “Pardon, beni duyabiliyor musun? Kafan iyi mi?” Avucunun içiyle alnıma vurdu acıyla alnımı ovaladım. “Ateşin yokmuş, ya.” “Yok tabii! Sadece düşüncelere dalmışım.” Bu duruma nasıl ulaştığımızı…
Uyuyacak bir halde değildim, ben de kalkıp odamdan çıktım. Lobideki yiyecek içecek otomatından meyve suyu alıp asansöre doğru yürüdüm. “Hmm?” Asansör 7.katta idi. Merakla, asansörün içini gösteren güvenlik kamerasına baktım. Horikita vardı, hala üniformasını giyiyordu. “… Eh, kendimi saklamama gerek yok ama…” Onunla yüz yüze gelmeyi pek istemediğimden otomatın arkasına saklandım. Asansör bulunduğum katta durdu….