Hajime’nin en güçsüz olduğu gerçeği herkes tarafından bilindiğinden beri iki hafta geçmişti. (Ç.N: Ve benim yüklediğim son bölüm üzerinden iki hafta geçmişti.) Şu anda Hajime, mola zamanını Kraliyet kütüphanesini kontrol etmekle geçiriyordu. Elinde “Kuzey Kıtası’nın Büyülü Canavarlarının Resimli El Kitabı” başlıklı büyük bir el kitabı vardı. Hajime’nin bu kitabı okumasının nedeni, iki haftalık eğitimden sonra…
CENNET VE CEHENNEM ARASINDAKİ SINIR ÇİZGİSİ
Okulun girişi, yurda dönen öğrencilerin oluşturduğu dalgalarla kaynıyordu. Ichinose’nin benimle ne işi olabilir ki? Buraya gelmek konusunda biraz endişeliydim. Birazdan öğreneceğim galiba. Her ne kadar tatlı biri de olsa, bulunduğu ortamı domine eden bir etkisi var. Dürüst olmak gerekirse, nasıl anlatabileceğimi bilmiyorum. Onu yalnızca belirsiz bir şekilde nazik ama güçlü olarak ifade edebilirim. Aynı zamanda…
Bu kampüste, 4 yurt bulunuyor. Bunlardan 3 tanesi öğrenciler için; lisedeki tüm öğrenciler birinci sınıftan itibaren hep aynı yurtta, aynı odada kalıyorlar. Diğer bir deyişle, şuan kaldığımız yurdun, geçen yılki 3’ler kullandı diyebiliriz. Son yurt ise öğretmenler ve alışveriş merkezinde çalışanlar için. Yani, tüm birinci sınıflar aynı binada kaldığından, farklı sınıflardan insanların karşılaşması kaçınılmaz. Gözlerimi…
Okuldan sonra hava sıcak ve nemliydi. Birkaç gün önce olayın meydana geldiği kulüp binasına doğru yol aldım. Alan farklı görünmüyordu; ne de olsa, bir cinayet mahalli olmadığı için bantlarla kapatılması gerekli değildi. Şimdi dersler bittiği için, ev ekonomisinden beri hiç kimseyi buralarda görmedim ve görsel işitsel sınıflar her şeyden önce zaten nadiren kullanılıyordu. Burası, Sudou’yu…
Ertesi gün öğleden sonra bir araya toplandık. Kushida da gelmişti. “Merhaba, Ayanokouji-kun”. “Aa, merhaba.” Niye burda ya diye sorarken kendi kendime, Ike söze girişerek soruma cevap verdi. “Gördüğünüz üzere, dün Kikyo-chan’ı da ikna ettim. Katsugariyehediye almaya bizimle gelmekte ısrar etti. Ben de onu da çağırdım. Hey, Katsuragi bir kızında onun doğum gününü kutlamasını görürse, daha…
“Günaydın, Yamauchi!”
“Günaydın Ike!”
Okula varmak üzereyken, Ike , Yamauchi’ye yüzünde güzel bir gülümseme ile seslendi.
Bu ikisinin okula erkenden gelmesi hiç normal değil. Açılış töreninden beri – bir haftadır-, ikisi de hep zil çalmadan önce okula geldiler.
“Vaay~ bu ders çok eğlenceli, uyuyamam~”
“Evet, bu okul en iyisi—yüzme birazdan başlar! Yüzme diyorum ama kızlar en önemli kısmı! Ve kızlar derken de…. Onların mayolarından bahsediyorum tabii!”
Elbette, yüzme dersi karma işlenecek. Başka bir deyişle, Horikita, Kushida ve diğer tüm kızlar mayo giyecekler… ve onların vücut hatları görünür olacak.
Sınıftaki kızlar, Ike ve Yamauchi’nin coşkusundan dolayı korkup çıktılar.
Öte yandan, bense tek başıma sıramda oturuyordum. Yeni bir şeyler sunup bir arkadaş grubuna katılmak zorundaydım. Maalesef, onların konuşması durdu, bense öylece kalakaldım.
Her neyse.
“Oi, Doktor. Buraya gel.”
“Fufu, ona mı seslendin?”
Görünüşe göre, ‘doktor’ lakaplı şişko bir çocuk, ona seslenen kişilere doğru yürüdü.
Yanlış hatırlamıyorsam, ismi Sotomura gibi bir şeydi.
“Doktor, kızların mayolarını giyinişini kaydedebilir misin?”
“Bu iş ben de. Hasta numarası yapar, dersi eker onları izlerim.”
“Kaydetmek mi? Ne planlıyorsunuz?”
“Vay be, düşündüğümden daha büyükmüş.” Horikitayla okuldan sonra jimnastik salonunda buluştuk. Nerdeyse salondaki herkes birinci sınıftı: etrafta yaklaşık 100 kişi bekliyordu. Etrafta kulüp fuarının başlamasını bekliyorduk. Salona girdiğimizde, herkese kulüp aktivitelerinin olduğu broşürler dağıtılıyordu. “Acaba bu okulun meşhur bir kulübü var mıdır?. Mesela… Karate kulübü gibi bir şey?” “Buradaki kulüplerin çoğu yüksek kaliteli…
Kafeteryanın kapısından içeri göz attıktan sonra, markete gitmeye karar verdim. Biraz ekmek alıp sınıfa geri döndüm. Bir grup arkadaş masaları birleştirip beraber yemek yiyorlardı, tabii sessizce tek başına yemek yiyen öğrenciler de vardı. Herkeste ortak olan tek bir şey vardı, ya kafeteryadan ya da marketten alınan bento kutuları. (ÇN: Japonlara özgü sefer tası.) Horikita’nın çoktan…
D Sınıfı Öğrencileri Okulun 2.günü, teknik olarak derslerin başladığı ilk gün olsa da, günün çoğu ilkeler ve kurallarla geçti. Öğretmenlerin ne kadar iyi ve arkadaş canlısı olduklarını görünce, çoğu öğrencinin beklentileri tamamen yok oldu. Önceki gün büyük bir kargaşaya karışan, Sudou ise derste kütük gibi uyurken, sınıf onu yalnız bırakmıştı. Öğretmenler, onun uyuduğunu fark ettiler…