Ders bittikten sonra, boş vaktimi birisine mail atarak değerlendirmek istedim. E-postayı attıktan sonra başımı kaldırıp Kariuzawa ile göz göze geldim. Off. Bu kızla göz göze gelmek mantıklı değil ya. Gözlerimle etrafta onu ararken tesadüfen bana baktı büyük ihtimalle. Bakışlarımdan da anlamıyor olacak ki 2 kız arkadaşıyla sınıftan çıkıp gitti. Düşündüğüm gibi onunla direkt olarak iletişime…
Önsöz Dürüst olmak gerekirse ben düzgün bir insan değilim. Bunu başkasının söylemesine ihtiyacım yok. Eğlence sektöründe çalışan annem, beni terk ettiğinde babamın sırtına bir sorumluluk baskısı yüklendi. Her gününü bir hademe olarak kasvetli bir şekilde yaşayarak geçirdi. O manzaraya baktıkça kendimi hasta gibi hissediyordum. …ve bu yüzden daha güçlü olmaya ve kendi ayaklarım üzerinde durmaya…
“Kushida Kikyou.” Ryuuen bu ismi söyledi. “Ehh?” Şu ana kadar Ryuuen’in sözlerinin hiçbirine tepki vermeyen Horikita, şaşırmış bir halde donakaldı. Ryuuen’in bu kimliği kesinlike ortaya çıkaramayacağından emin olduğu için bu kadar şaşırmış olmalı. Ve aynı zamanda, onlarla aynı gruptan olan Hirata’da şok olmuş gibiydi. “Üzgünüm ama sınavın ikinci gününden beri, Kushida’nın grubun ‘hedef’i olduğunu biliyordum…
Açık denizde yol alan gemi, biraz ıssız görünüyordu. Fakat saat 23.00’e yaklaştığında, insanların varlığı giderek arttı. Fark ettiğimde, dönmeyi planladığım kafe çoktan büyük bir başarı göstererek, koltukları birbiri ardına hızla dolmaya başlamıştı. Önümde, dört koltuğu önceden ayırtmış olan bir kız yaklaştı. “… beklettiğim için üzgünüm.” Utangaç bir şekilde gelen kız Karuizawa Kei’ydi. Tavırlarıyla ilgili bir…
“Ne? Sen zaten burada mıydın, Ayanokouji?” “Ichinose-dono ile birlikte. Sadece ikiniz. Bir tür gizli randevu falan mı planlıyordun ha?” Hem Yukimura hem de Sotomura odaya girerlerken, beni tek taraflı soru yağmuruna tuttular. Yüzlerinde kaygı ya da stres göremiyordum, belki de bu noktada çoktan zaferden vazgeçmişlerdi. Öte yandan, B sınıfı öğrencileri neredeyse rahat görünüyordu. “Bu sonuncusu,…
(Tavşan) grubunun üyeleri sınavda herhangi bir ilerlemede bulunmadan, altıncı ve son tartışmaya girdiler. Fikrimi bir süre sakince ve rasyonel olarak değerlendirmek istediğim için, Hirata ve diğerlerinin olduğu odadan ayrılmaya karar verdim. Ve toplantı odasına doğru gitmeye başladım. Tartışmanın başlamasına hala 30 dakika olduğundan, odada henüz kimsenin olmayacağı belliydi. Fakat bu düşüncem birinin beklenmedik bir varlığıyla…
Bir şeyi milyon kez tekrar etmek, insanın kendi kendine meydan okuması gibi ya.. ama çok şükür sonunda kıvılcım çıkıverdi. “Oh! Tamamdır!” Nihayet bir ateş yakacaktık. Biriken panik ve kargaşa, basit bir teknik tarafından mahvoldu. Ve… sadece bir kıvılcım oluştu, alevlerini yaymasını ve ateşi görmek için uzun süre beklememize rağmen ateşin yandığına dair hiçbir işaret yoktu….
“Ve bir sonraki toplantıda, sınav bitecek. Ayanokouji-kun senin tarafında işler nasıl?” Horikita ile son buluşmamı yapıyorum. Dışarıda hava çoktan kararmıştı. Sohbetimizin kayıtları mesaj kısmında kalıyor. Bundan kaçınmak için şu anda yüz yüze görüşüyoruz. “Benim tarafımda bir değişiklik yok. ‘Hedef’ güvenli bir şekilde kaçabilecek gibi. Senden ne haber?” diye ona sordum. Horikita’dan çok fazla bir şey…
Sınavın son günü başladı. Issız adadakinin aksine, bu lüks gemide zaman hızla geçiyor. Ayrıca, her gün iki saatlik tartışma vakitleri de çok fazla konu tartışılmadan geçti. Hem Ryuuen’in birleşik cephe planı hem de Katsuragi’nin kale hisarı planı her zamanki gibi ilerlerken, B sınıfından Ichinose Honomi, zamanını bu stratejilere karşı bir planla gelmeden geçirdi. “Vaah. Yine…
7 Manabe’lerin gittiğinden emin olduktan sonra, tekrar içeri girdim. Karuizawa da kapının açılışını duymuştur kesin ama olduğu yerde ağlamaya devam etti. Peki, sahiden bu muydu bizim sınıfın egoistik ve başına buyruk kız liderinin gerçek yüzü? Manabe’ye birkaç taktik vermiştim..Karuizawa’nın üniformasına ve saçlarına zarar vermemeleri gerektiğine dair. Saçı kesilse ya da üniforması yırtık olsa, insanları…